~25~

12.3K 603 19
                                    

  Sabah saatlerinde yerimden fırlayıp aceleyle üzerimi giyindim. Akşam kırdırıp yapılan kapıya dayandım.

Acilen Zafer' in uyanması lazımdı.

"Zafer...... Uyan artık! Ben ne unuttum bilmiyorsun" diyerek bağırdım.

Birkaç dakika içinde sinirle açtı kapıyı.

" Yeter artık, rahat bıraksana beni. Ne oldu sabahın bu saatinde. Beyinsiz deli keçi" sıraladı hakaretlerini,  rahatladı mı?
Hayır!
Zafer bana hep sinirliydi zaten.

" off.. sus da beni dinle acil diyorum" dedim. Nihayet susup kollarını sıkıca bağlayıp konuşmamı bekledi.

" şey... Ben Mirza' ya düğün hediyesi almadım. Hemen çözüm bulmalıyız. Hadi bana yardım et" dedim.

Nefesini ejderha misali burnundan verirken söylenerek merdivenlerden iniyordu ama yakasına yapışmıştım bir kere, bırakmazdım. Keçiyim değil mi?

" Hediye almamış hanım efendi, cezasını da ben çekecekmişim. Bana ne ya senin hediyenden. Ne halin varsa gör!" derken sırtı bana dönük ilerliyordu.

Arkasından koşar adım giderek önünde durdum.

" Gel otur, sakinleş. Ben sana şekersiz Türk kahvesi yaparım hallederiz, tamam mı bay çekilmez" dedim.

Allah' tan sabır dileyerek oturdu. Çıkarlarım uğruna yaptığım kahveyi Zafer' e uzattım. Bir yudum aldığında daha sakin olmasını umarak başladım konuşmaya.

" Ne almalıyım sence?"

" Zıkkımın kökünü"

" Saat alsam?"

" Tabi al, liseli ergen kılıklı"

" Ev mi alsam?"

" Bence Maldivlerden ada al"

" Alsam mı gerçekten?"

" Bir de soruyor, aptal keçi"

" Bırak alay etmeyi, sen de erkeksin birşey söyle"

" Uzay mekiği al, binip gidin, sonsuza kadar görüşmeyelim"

" Buldum, araba almalıyım!"

" Al fena fikir değil, beğendim bunu.."

" Çok şükür insanca cevap verdin. Ona yakışır cinsten büyük ve siyah olmalı" dedim.

Telefonunu bıkkın tavırla alıp İstanbul' dan galeri sahibi arkadaşını aradı. Düğün gününün sabahına evimizin bahçesinde olacaktı. Mirza' nın beğenmesini çok istiyordum.

Zafer ayarlamaları yaptıktan sonra
" Sağol kuzen, uzun kolların işe yaradı" dedim.

Rica etme kibarlığını göstermedi çünkü o Zafer' di ama sonuçta işimi halletmişti.

Kahvaltımızı derin bir sukunet içinde yaparken servisimizi yapan kızların kıyafetlerinden rahatsız olmuştum. Çenem ve beynim arasında ki uyumsuzluğu adıma yakışır şekilde ispat ederek

" Zafer Allah aşkına bu kızlar neden böyle giyiniyor? Bu ne terbiyesizlik söyle düzgün giyinsinler. Podyum mu canım burası?" dedim. İstifini bozmadan umursamaz tavrıyla bana cevabını yapıştırdı.

" Sana ne!"

Tabi ki bana ne ama rahatsız oluyordum.

Zafer'i can evinden vurabiliyor olmak her zaman işime yarayacaktı ve inatçıydım. Değişime çevresinden başlamak da akıllıca olurdu.

ESMER RÜYA   (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin