~13~

22K 867 39
                                    

  Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra sigarasını yaktı. Bana dönüp bir ayağını altına aldı ve dirseğini sandalyeye dayayıp başını eline yasladı. Beni seyrederken gözlerine uzun bakamayıp başımı önüme çevirdim.
"Bir yanın asi ve hırçın, diğer yanın utanan kırmızı yanaklı kız çocuğu"deyip gülümsedi. Beni tanımanın ilk yorumunu yapmış ve doğru olanı söylemeyi başarmıştı. Sıkıntılarla mücadele edebilirdim ama onun yanında ellerimi nereye koyacağımı bilemeyecek hale geliyordum.

"Sen de bazen korkutup bazen de güvende hissettirmeyi başarıyorsun"dedim ve gözlerinde ki tepkiyi görmek istedim. Eliyle yüzünü kapatıp sıvazladı.
"Haklısın doğru tespit. Sevgimi de nefretimi de doruklarda yaşıyorum. Sinirlenince kendime hakim olamamak gerçeği beni yıpratıyor aslında "dedi.
Bu kanıya varmam zor olmamıştı. Benden nefret ederken öldürmek isteyip, ağladığımda sıkıca sarılmıştı.
"En iyi ben bilirim herhalde. İki halini de fazlasıyla net yaşadım"dediğim de elimi tutup
"Bu konuları konuşmasak. Mesela yaşadığımız durumdan önce, nasıl hayaller kurmuştun? Planların varmıydı?" dedi. Tabi ki o zamanları hatırlamak istemez. Neler yaptı bana. Şimdi ise elim elinde kahverengi gözlerin büyüsüyle sarhoşum.
 
İçimi çektim ve bakışlarımı ondan alıp karşıma çevirdim. Beni tanımak istiyordu. Gerçekte Zuhal kimdi? Gördüğü Zuhal neler yapmak istemiş? Buraya gelirken nelerden vazgeçmiş?

"Hayaller..... Planlar.... Ben hayalperest veya planlı programlı olmadım hiç. Gelişine vurdu derler ya öyle yaşadım. Yaşım küçükken hayaller kurardım ama hep baba engeliyle karşılaştım. Parkta oynamadım bile. Her zaman peşimde koşan bakıcılar ve korumalar vardı. Babamın aşırı korumacı halini haksız görürdüm ama büyüyünce doğru olduğunu ve sevgisinden kaynaklandığını  anladım. Ben de herşeyi akışına bıraktım. Bana keskin çizgilerle belirlediği alanın dışına  çıkmadım"dedim. Mirza beni dikkatle dinleyip anlamaya çalışıyordu.
"Hayatı kabullenmeyi nasıl başarıyorsun? Hiç itiraz etmiyorsun" dedi. Haklıydı... Babama karşı asi kız çocuğu olmadım. Olması gerekeni söylerdi ben de sorgusuz kabul ederdim.
"Babam, benim için hayatından vazgeçmiş. Ben keyfiyetimden vaz geçmişim çok mu?" deyince kolunu boynuma geçirip başımı göğsüne bastırdı. Ben de kollarımı beline sardım. Bir süre böyle kaldıktan sonra
"Annemler sana söylemeyi unutmuşlar. Yarın kimse evde olmayacak. Sen ve ben gün boyu başbaşayız" dedi. Başımı kaldırıp yüzüne şaşkınca baktım. Tamam gün boyu birlikte olmak iyi fikir ama evde kimse olmayacak öyle mi? Kafam da deli sorular..... Ona bakışlarım yüzünü güldürmeyi başarmıştı. Burnuma küçük öpücüğünü kondurup
"Zamanımız uzun belki yaramazlık yaparız"deyip gözlerini kısarak bakışlarını dudaklarıma çevirdi. Ben de alel acele yerimden kalkıp
"Tamam, oldu o zaman. Size iyi geceler Mirza bey. Ben şurda bir yer bulup dibine girmeyi düşünüyorum"dedim ve hızla banyoya girdim. Allah'ım aynada ki benim yüzüm mü, yoksa kırmızı pancar mı? Ne yapacağım ben yarın?

  Hızla üzerimi değişip, yatağıma yatıp, örtünün altına saklanmayı düşündüm. Kapıyı açtığımda Mirza, koltuğuna oturmuş alaycı gülüşü ile beni bekliyordu. Yavaş ve titrek adımlarımı yatağıma çevirdiğimde arkamdan belime sarılıp başını omzuma koydu. Ne yapacağımı bilemeyip kıpırdamadım.
"Merak etme, beyaz gelinlikle gerçekten benim karım olmadan sana elimi sürmeyeceğim"dedi ve yanağımdan öpüp geri çekildi. Söylediği karşısında cevap verecek kelimeleri bulamayıp ona tebessüm ettim ve yatağıma ona dönük yattım.

  Sen nasıl birşeysin Mirza? Beni incitecek her hareketten kendini arındırmış, koltuğa uzanmış beni izleyen gözlerinle derinliğe batan ruhumu teslim alıyorsun. Ertesi gün birlikte olmanın hayaliyle uyumuşum.

  Gözlerimi boğazıma dayanmış bıçağın soğukluğuyla açtım. Gün doğmak üzereydi. Oda loş olmasına rağmen başımda bekleyen kişinin Zafer olduğunu gördüm. Bir eli ile ağzımı sıkıca kapatıp hareket etmemi engelliyordu. Zafer'in benim odam da ne işi var? Buraya nasıl girmiş? Dönüp Mirza'ya seslenmek istedim ama yerinde yoktu. Mirza nerede? Uykumdan katilimin yüzüne uyanmak aklımı allak bullak etmişti. Ondan kurtulmak için çırpınırken
"Sessiz ol! Evdekiler çıkıyor. Aşağıda bekleyen adamlarımı eve doldurup katliam yapmamı istemezsin" dedi. Gözü dönmüş Zafer'in aileye zarar vermesine katlanamazdım.
  Kapıda ki adamlar onu nasıl fark etmedi? En küçük ayrıntıyı dikkatinden kaçırmayacak kadar zeki olduğunu unutmamak lazım.

ESMER RÜYA   (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin