; t h r e e ;

836 76 19
                                    


Bayan Hood'un, ''Biz geldik!'' deyişi ve Calum'ın, Luke'un üstünden kalkmasıyla sarışın çocuk gerçekten rahatladığını hissetti. Calum çok ağır olmasa bile Luke şuan bir şeyler taşıyacak güçte değildi.

Ne kadar uğraşsa da Calum'ı uyutamamıştı. Sonunda yorulmuştu, koltuğa uzanıp dinlenmek isterken Calum hala onu bırakmıyordu. Yine de pes etmedi. 6 ay boyunca bu çocuğun üstesinden gelmişti.

Bayan Hood, kucağında Calum ile Luke'un görüş alanına girdi. ''Luke, Calum neden uyumuyor?''

Koltukta uzanırken, ellerini sarı saçlarının arasından geçirdi. ''Gerçekten denedim ama bir türlü uyumuyor ve bana karşı geliyordu, Bayan Hood.'' Koltuktan kalktı.

''Anlıyorum.'' Bayan Hood, Calum'ı yere bıraktı ve çömerek onun boyuna geldi. ''Yatağa git. Birazdan gelip kontrol edeceğim.'' Gülümseyerek, Calum'u arkasına döndürdü. Calum istemese bile odasına koştu. Bayan Hood, ''David'in seni evine bırakmasını ister misin?'' Luke'un mavi gözlerine bakarak sordu.

''Teşekkürler. Ama kendim gitmek istiyorum.'' Kapıya doğru yürürken ''Haftaya görüşürüz.'' dedi.

Dışarıya çıktığında havanın soğuk olduğunu fark etti. Ellerini birbirine sürterken, yeni taşınmış komşuların evinin önünden geçiyordu. Dışarıda rengini tam çıkaramamış, ama pembe/mor olabilecek saç renginde bir kızın şezlongda oturup kısa şort gitmiş bacaklarıyla sallandığını gördü. Havanın soğuk olmasına karşı, bunu yapması biraz tuhaftı.

Calum'un ateşli çocuk, yani Michael'ın bir sevgilisi olduğunu söylediği zaman aklına geldi. Herhalde bu Michael'ın kız sevgilisi olmalıydı. En azından Luke öyle düşünüyordu.

.

.

.

Ertesi sabah, Luke, kalktığında geç kaldığını gördüğü için hızlıca giyinip, çantasını sırtına atıp okula doğru koşmuştu. Okula geldiğinde dersin başlamasına 5 dakika vardı. Bu yüzden acele etmeyi bıraktı. 5 dakikada sınıfa yürüyerek de yetişebilirdi.

Ancak, arkasından gelen ''Lukey!'' seslenişi ile arkasına dönüp yürümeyi bırakması gerekti.

Ona doğru gelen Michael'ı gördüğünde ''Michael?'' demişti. Michael, sarışının yanına ulaşınca ''Bana yardım et.'' dedi. ''Okula yeni geldim. Sınıfımı bulamıyorum. Belki sen bilirsin.'' Elindeki küçük kağıdı Luke'a uzattı. ''Sınıfımı kağıda yazmıştım, unutkan biriyimdir.''

Luke ''Evet. Sınıfın üst katta.'' dedi ve Michael'ın omzuna iki kere vurdu. ''İyi şanslar. Bacaklarının yerinde kalacağını sanmıyorum.''

''Sen?'' Michael kaşlarını yukarıya kaldırdı. ''Sınıfın nerede?''

''2. katta.''

''Okul kaç katlı?''

''5.''

''Harika!'' Michael, sahte bir sevinçle bağırarak, Luke'un önüne geçti. Adımları her seferinde hızlanıyordu.

İkinci kata geldiklerinde Luke, ''Arkadaşın olduğunu sanmıyorum. Teneffüste birlikte dolaşabiliriz.'' dedi.

''Tamam.'' Michael, kısa bir cevap vererek üçüncü kata çıktı.

Luke, kapıyı tıklatıp içeriye girdiğinde masada oturan bir öğretmen ve sessiz bir sınıf ile karşılaşmak yerine, öğretmensiz ve fazlasıyla ses çıkaran bir sınıf görmüştü. Öğretmenin gelmediği için mutlu olarak sırasına geçti.

baby sitter ;; mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin