Luke aşağıya indiğinde Michael sırıtarak ona bakıyordu. Calum ise sadece televizyona odaklanmıştı.
Michael'ın yanına oturduğunda, lila saçlı çocuk onun omzuna kolunu atarak kendine çekti.
Calum'ın gözleri bir anlığına onlara kaydı, çok tatlı olduklarını düşündü.
.
.
.
Sonraki gün, Michael bugün Hood'lara gelemeyeceğini söyleyip Luke ve Calum'ı yalnız bırakmıştı.
Pazartesi ise her zamanki gibi geçmişti. Ancak okul bitince, Luke her zamanki gibi Michael'ın evine gideceklerini sanıyordu. Michael'ın 'evime gelemezsin' deyişine kadar.Luke ''Ne?'' diye verdiği tepkiyle beraber Michael üzgün olduğunu söyledi.
Luke nedenini sordu ama Michael düzgün bir cevap vermiyordu. Luke'u evine bıraktıktan sonra kendi evine gitti.
Hafta sonuna kadar bu şekilde devam etti. Luke, Michael'ın evine gitmedi.
Akşam olunca Luke, Hood'ların evine geldi. Kapıdaki notu görmesiyle beraber kaşları kalktı.
'Michael'ın evindeyiz. Oraya gelebilir misin, Luke?'
Sarışın çocuk adımlarını Michael'ın evine yöneltti. Kapıya gelip tıklatacakken kapının açık olduğuna dair bir not daha buldu. Bu çok tuhaftı.
Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu gördü. Korktu, çünkü karanlıktan gerçekten hiç hoşlanmazdı.
Işığın, kapının yanında olduğunu biliyordu. Karanlıktan canavar çıkmamasını umarak kolunu ışığa uzattı.
Işığı açmasıyla birlikte birçok kişinin görüş açısına girmesi ve ''Sürpriz!'' demesiyle altına yapabilirdi.
Michael onun yanına gelerek sarıldı ve gülerek ''Birkaç ay sonraki doğum günün kutlu olsun!'' dedi.
Luke şaşkınlığından dolayı onun sarılışına karşılık veremedi. Lila rengindekinin ağırlıklı olduğu evi inceliyordu. Michael bunlar için çok para ödemiş olmalıydı.
''Neden?'' Luke kollarını Michael'ın boynuna doladı. ''Tanrım, buna hiç gerek yoktu. Seni seviyorum.''
Gözüne merak ettiği dikdörtgen büyük kutu ilişti. Ayrıldıklarında kutuyu göstererek ''İçinde ne var?'' diye sordu.
Michael onun elini tutarak kutunun yanına götürdü.
Bu sırada Luke diğer insanların kim olduğunu görmüştü. Hood ailesi ve kendi ailesi vardı. Onlar birbiriyle konuşuyordu. Sadece Calum onları gülümseyerek izliyordu.
Michael masada duran bir bıçak yardımıyla kutuyu keserek açtı. Luke içindeki büyük peluş pengueni görmesiyle birlikte gerçekten çok mutlu olmuştu. ''Penguenleri sevdiğimi nereden biliyorsun? Bunu sana söylememiştim.''
''Calum söyledi.'' Michael sırıttı ve kollarını açtı. ''Tekrar sarılmak yok mu?''
Luke onaylayıp kafasını salladı. Michael ona sarılacağını sandı ama Luke peluş penguene sarıldı. ''Bu hayatımda aldığım en güzel hediye!''
Michael sırıtarak sarışının kulağına yaklaşıp fısıldadı, ''Gerçek hediyeyi herkes gidince vereceğim.''
Luke yüzünü ona çevirdiğinde sırıttığını gördü. Ne demek istediğini anladığında o da istemsizce sırıttı.
''Geçen sefer siktiğimin kutusu yüzünden yapamadığımız için bu gece seni çok fena becereceğim, Lukey. Birkaç kilometre ötedekiler bile çığlıklarını duyacak.'' Michael onun yanağını öptü.
Luke utanarak yüzünü peluş oyuncağa gömdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter ;; muke
FanfictionLuke bir evde çocuk bakıcısı, Ve Michael bu evin yanında oturuyor.