Buz Ejderi Kasabası

5.5K 258 37
                                    

(Y.N = Düzenlenmiş bölüm. Sanki böyle daha iyi gibi oldu ne diyorsunuz?)

SEVİYELER:
JİANDAN(BASİT)
ZHU(USTA)
CHUSHİ (ŞEF)
ZHOUZANG(Derebey)
GOUWANG (KRAL)
HUANGDİ(İMPARATOR)
Lİ(KUDRET)
SHENG(KUTSAL)
XUANGYU(YARI TANRI)
SHANGDİ(TANRI)
................. (........)

1 inch =2.54 cm

BÖLÜM 1:Buz ejderi kasabası.

'Karanlık.. Çok karanlık.. Neredeyim ben? Kimse varmı? Lanet olsun neredeyim ben? Buraya nasıl geldim ? Sesimi duyan var mı? '

Karanlığın içinde yaklaşık yirmi dakikadır bu şekilde bağıran bir çocuk vardı.Uzun süre bağırdıktan sonra bağırmanın boşuna olduğunu düşünmeye başlamış ve ayrıca yorulmuştu.

'Beni duyan kimse varmı? '

Ümit içinde bir kez daha bağırdı .Ruhsal durumu pek iyi değildi çünkü etrafını saran lanet karanlığa gözleri bir türlü alışamamıştı. Hâla daha dışarıdaki hiçbirşeyi kestiremiyordu.Gözünün önünü bile göremezken dışarıyı görmesi tabiki bir hayalden ibaretti. İçini kaplayan korku ona her türlü kötücül fikri veriyordu.

Özellikle kör olduğunu düşünmeden edemiyordu çünkü bu ortamda bir körden farksız şekilde hiçbir şey göremiyordu. Hisleri hala yerindeydi elini yüzüne değdirdiğinde hissedebilmesine rağmen eli yüzünden bir kaç inch uzakta olmasına rağmen elini göremiyordu .Moral olarak yıkılmanın eşiğinde olduğunu hisseden çocuğun içinden ciddi ciddi ağlamak bile geçmişti.

Çocuk herşeyden ümidini keseceği anda düşüncelerinin ortasında bir anda birşey oldu o hiçbir şey göremediği karanlık aydınlanmıştı.Bunun mutluluğu ile Eline tekrar bakan çocuk hala hiçbirşey göremediğini anladığı zaman tarif edilemez bir duygu içine girdi.

İyice Karmaşıklaşan düşünceleri ona neler olduğunu anlaması için biraz daha dikkat etmesi gerektiğini söylüyordu. Ortama biraz daha dikkat ettiğinde ise farkettiği şey çocuğu şok etmişti. Aslında ortalık aydınlanmamıştı aksine bir yerin karanlığı diğer bütün yerlerin karanlığından kat be kat daha fazlaydı .

Çok yoğun bir siyaha sahip olan alan çocuğa diğer yerlerin karanlığını aydınlık gibi hissettirmişti .Bu alan bir küre şeklindeydi ve hiç güvenilir görünmüyordu. Bu düşüncesini onaylarcasına Tam o anda siyahın en koyu yerinde bir çatlak oluşmuş ve dışarıya bir aura sızmaya başlamıştı.

Çocuk kendisine doğru gelen aurayı hissettiği an paramparça olduğunu düşündü ,daha önce en azından kendi kontrolünde olan vücudu aurayı hissettikten sonra artık onu dinlemiyordu.Çocuk ayakta dururken önce dizlerinin üstüne çökmüş daha sonra yüzüstü yere yapışmıştı.Sanki bir yer çekimi alanına yakalanmışçasına yere yapışan çocuk sanki tüm vücuduna aynı anda 20 tonluk bir balyozla vurulmuş gibiydi.

Bütün vücudu yerle bütünleşmiş, gidecek yeri olsa gitmeye devam edecekti ama altındaki zemin inatla kırılmıyordu.Midesinin alt üst olduğunu hisseden çocuk kusmak istedi. Ufak bir sızıntı olmasına rağmen çıkan baskı karşısında çocuğun bütün vücudu ezilmiş kemikleri paramparça olmuştu ama hala herşeyi hissediyordu.

Neden bayılmadığını yada ölmediğini bilemeyen çocuğun acısı katlanılmaz derecedeydi.Hayatında bu kadar acı çekeceğini bilse doğmak bile istemezdi. Çığlık atmaya çalışıyordu acısını belli etmeye çalışıyordu ama ses çıkaramıyordu.

Şuan ölmeyi diliyordu ama inatla ölmüyordu, vücudunu hareket ettiremiyordu çünkü az önce ki baskıdan dolayı vücudu sadece et yığınına dönüşmüştü.Buna sebep olan aura baskısı çok büyük bir güçtü öyleki tek bir saniyede milyonlarca insanı öldürebilecek ya da insanların ölmeyi dilemesini sağlayabilecek bir şeydi.

Yun  Zhaolin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin