(Y. N : Resim Freya ile ilgili fikir vermek amaçlıdır. Kıyafetini ve şemsiyesini çok dikkate almadan bakınız :) Bu şekilde hayal etmeyenler düşündükleri gibi varsaymaya devam edebilirler.)
Bütün kolezyum az önce yaşanan savaşın heybetinden ve yapılan üstün takım oyunundan dolayı alkış ve bağırış seslerine boğulmuş, herkes bu güzel savaş sayesinde eğlencenin dibine vurmuştu.
Sonuç olarak plandaki her detay takımdakiler arasında bir ölüm-güven ilişkisi gerektiriyordu. Yani kişi takımındaki herkes için hayatını feda edebilecek kadar ileri gidiyor ve hayatının da takımı tarafından emin ellerde olduğuna sonsuz bir güven duyuyordu.
Yem olan 3 kişi ve aslında 3 lünün içindeki asıl yem olan büyücü buna çok iyi bir örnekti. Planda yaşanacak en küçük bir aksaklıkta saldırılar altında kalacak ilk kişi oydu ancak buna rağmen görevini başarıyla yerine getirmişti. Henüz 3-4 saat önce tanıştığı insanlara kim bu kadar güvenirdi ki?
Yine de bu kişilerin bilmedikleri şey 11. takımdaki herkesin birbirine duyduğu saygı ve güven çoktan geçici bir takım düzeyini aşmış gelecekte iyi birer dost olma yoluna kadar varmıştı.
Alkışlar içinde sahneden ayrılan 11. Takım kendilerine ayrılan bekleme alanına varmış ve bugünün son maçını beklemeye koyulmuştu.
Bir süre sonra Mirase Kar'ın etkileyici sesi bütün Kolezyumda duyulmuş ve 16.grup ile 2.grup sahnede yerlerini almışlardı.
Zhaolin Zu Er 'in yüzünü gördüğü an içinde garip bir duygu oluşmasına engel olamadı . Sanki o bütün intikamlarının önünde duran bir engelmiş gibiydi. Sanki onu yenmesi artık intikam alabilecek kadar güçlendiğinin bir göstergesi olacaktı.
Aslında durumun böyle olmadığını bilen Zhaolin gerçekte dünyanın ve üzerindeki güçlerin ne kadar büyük olduğunu öğrenmişti. O şu an bir kuyunun dibindeki taşın altında kalmış kum taneciği gibiydi. Önce üzerindeki taştan kurtulacak kadar güçlenmeliydi daha sonra da kuyudan çıkacak kadar. İşte asıl o zaman gerçek dünya ile yüzleşebilirdi.
Yine de Zhaolin bir yerlerden başlaması gerektiğini biliyordu. O yerde tam olarak Zu Er 'di . Şehirlerdeki Asillere ve onların kendilerinden büyük egolarına indireceği ilk yumruk buydu. Bu gerçekten bir kum tanesinin yumruk boyutundaki bir taşa çarpıp onu parçalamayı düşünmesine benziyordu. Ancak Zhaolin kararlıydı üzerindeki taşı kırıncaya kadar kaç kere çarptığı umurunda değildi.
Düşünce dünyasında kısa bir süre kaybolan Zhaolin önünde başlamak üzere olan maça geri döndüğünde düşünce dünyası çok daha kararlı ve gerçekçi bir hale bürünmüştü.
'3
2
1
BAŞLA'
Mirase Kar başlangıç geri sayımını tamamlamış ve sahneyi savaşacak 2 gruba bırakmıştı.
İki grupta önce aynı Zhaolin'in maçında olduğu gibi birbirlerini süzmüş ve hiçbir saldırı gerçekleştirmemişti. Ancak zaman biraz ilerleyince 16. Takımdan iki kişi arenanın sol tarafına doğru açılmaya başlamış bunu takiben iki kişi de sağ tarafa açılmıştı. Şu durumda mavi takımın bayrağı altında 1 kişi kalmıştı.
O kişi de hafifçe sırıtan yüzüyle rakiplerine bakan Jia Ming 'di.
2.gruptakiler henüz bu taktiğin ne için olduğunu anlamasalar da psikolojik olarak gerilmiş ve hemen savunma pozisyonu almışlardı. Onlarda rakipleriyle aynı şekilde 2-1 ve 2 olacak şekilde bayrak etrafında dizilmeye koyulmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yun Zhaolin
FantasyHayatında çok mutlu olduğu anıları da oldu, dünyayı kavuracak acılara dayandığıda yine de yılmadı onu mutlu edenleri mutlu etti ona acı yaşatanlara da en büyük acıyı yaşattı. Bu Yun Zhaolin, Bu bir çocuğun efsane olma hikayesi Kapak Tasarım :@goktu...