two

3.4K 247 159
                                    

Düşüncelerinizi paylaşmanız ve eleştirileriniz benim için çok önemli, lütfen çekinmeden görüşlerinizi belirtin!

[P!nk-Just Give Me A Reason ile okuyabilirsiniz.]

Alkış sesleri, mest olmuş misafirler, patlayan flaşlar arasında kalmışken bir dakika içerisinde on yaş yaşlandığımı hissettim.

Etrafımızda bu kadar insan varken, sakin hareket etmek ve dikkat çekmeden kızımı ondan almak zor olacaktı. Dünyaca ünlü bir şarkıcının  -eski sevgilim olduğu ve zamanında magazinde boy boy fotoğraflarımızın dolaştığı düşünülürse- küçük kızımın elini tutup gözünü kırpmadan beni izlemesi büyük sükse yaratan bir hareketti.

Topuklularla eğilip sahneden inmek ne kadar zor olsada küçük kızımı kucağıma almak için hareketlendim. Soğuk çıkmadığını umduğum bir sesle, ellerini ayırdığımda katılan herkese teşekkür edip, kulise doğru yürüdüm.

"Anne?"

"Bebeğim,"

Kendimi iyi hissetmiyordum her an bayılacak gibiydim. Kulise doğru yürüyen Thomas'ı görünce hızla ona ilerledim ve kızımı kucağına bıraktım. Güçlü elleri onunla birlikte beni kavrarken başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi yumdum.

"İyi misin?" Sadece kafamı salladım.

"Onu göndereceğim," dedi kesin bir sesle. "Sadece kalabalık birazcık dağılsın, herkes ikram kısmına yöneldiğinde gitmiş olacak."

"Tuvalete gitmeliyim. Lütfen sen ilgilen, içeridekilerle."

Bana sıcak bir gülümseme gönderip Anna ile beraber içeri yöneldiğinde, tuvalete doğru koştum. Kocaman kapıyı itip, kendimi içeri attığımda akmamak için direnen göz yaşlarım bir şelale olup aktı.

Kollarımı soğuk mermere dayayıp derin bir nefes aldım. Seneler boyunca, ondan uzak durmuştum. Yaşadığım ülkeyi bile değiştirip, sessiz bir hayata başlamıştım. Artık sokakta elele gezerken,

"Harry Styles ile olan ilişkinizin ardından, tekrar aşkı bulmak zor oldu mu?"

"Harry Styles ve Barbara Palvin arasında yaşanan ilişki, sizin ünlü mankenle işinizi zorlaştırıyor mu?"

gibi sorularla karşılaşmıyordum. Onu geride bırakmıştım. Sesini duymamış, magazin haberlerinde adı geçince kanal değiştirmiş, ödül törenlerine katılmamıştım. Şimdi onu burada tekrar görmek, göz teması kurmak üstü toz tutmuş sandığın içerisinden o çok sevdiğim fotoğraflara bakmak gibiydi, ya da ezbere bildiğim ama uzun zamandır dinlemediğim şarkıya radyoda rastlamak gibi.

Nefesim hızlandığında, ellerimi mermerden çekip soğuk suyun altına getirdim ve biraz sakinleşmeye çalıştım. Kapı açılıp kapandı ve ardından kilit sesi duydum.

Kızarmış olduğunu tahmin ettiğim gözlerimi siyah mermerden ayırıp kapıya baktım.

"Ne işin var burada?" Bana doğru birkaç adım attı.

"Ağladın mı sen?"

Seneler sonra tekrar onunla bir yerlerde yalnız olma düşüncesi tekrar gözlerimi doldurdu.

"Ne işin var burada?" dedim tekrar. Görüntümün aksine sesim sert çıkmıştı.

"Koleksiyonundan birkaç parça," bir adım daha attı. "Benim dövmelerime benziyor, galiba?"

"Senin dövmelerin?"

"Deniz kızı, kelebek, kırlangıçlar, çapa. Benim vücudumda olan şeyler, biraz fazla benziyor gelip görmek istedim."

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin