twenty one

1.4K 123 200
                                    

[Stonefox - Talk Me Home ile okumanızı tavsiye ederim. Bölümde italik ve kalın olan yerler bu şarkıdan alıntı.]

"Burada ne arıyorsun?" dedi öfkeyle. Eillie'ye doğru bir adım attı, kolundan kavrayıp kapıya doğru yürüdüğü sırada hiçbir tepki veremiyordum. Eillie tıpkı benim gibi şaşkındı böyle bir atak beklemediği belliydi.

Eillie'nin topuklu botları zeminde bir ses çıkardı. Ürperdim. "Dur Harry, anlatacağım şeyler var."

Harry bir robot gibiydi. Tek amacı onu evden dışarı atmaktı ve söylediklerini duymuyordu. Muhtemelen kolunu sıkıp, canını yaktığının farkında değildi.

Eillie son bir umut olarak, kapı kapanmadan elini içeri uzattı.

"Sana gösteriye neden gelmediğimi anlatacağım."

Harry durdu. Bir adım geri gidip, kapıdan uzaklaşırken sarsılmış gözüküyordu. Eillie, ona bu kadar kolay ulaşmanın vermiş olduğu özgüvenle içeri tekrar girdi ve kapıyı kapattı. Önce Harry'e baktı ve bu bakışları hiç sıradan bakışlar değildi. Bir adım atıp Harry'nin önüne geçtim, kısa boyum onunla kurduğu göz temasını kesecekmiş gibi kendimi onun vücudunun önüne siper ettim.

Elimin teki onun eline dolandı, beni kendine çekip sırtımı göğsüne yaslamamı sağladı.

"İki dakikan var." dedi Harry sadece.

Eillie meydan okur gibi bana baktı. Bize yaklaştı. Parfümünün ağır kokusunu alıyordum. Ağır ve kadınsı bir kokuydu. Ona ait her detay canımı sıkıyordu.

"Sen anlatmak ister misin Dorothy?"

Bu gerçekten oluyordu. Harry birbirine yapışmış bedenlerimizi ayırıp beni kendine çevirdi. Gözleri kocaman açılmıştı, çenesi kasılmıştı. Sinirlendiğini görüyordum. Benim bu olayla ne gibi bir bağlantım olduğunu düşündüğü belliydi. Soğuk soğuk terlemeye başlamıştım. Göz teması kurmaktan kaçıyordum.

"Bana ne yaptığını anlatmak ister misin Dorothy?" dedi Eillie bu sefer neşeyle. Sesinin içinde barınan mutluluğu kilometrelerce öteden hissedebilirdiniz.

Harry kafasını salladı. "Ne oluyor?"

Konuşamıyordum. Dakikalardır, sadece onlar konuşuyordu ve ben kendimi açıklayamıyordum bile. Sanki birisi bir büyüyle dilimi bağlamıştı. Ağzımı açtım bir şey demek istiyordum, özür dilemek belki çocuk olduğum hakkında bir şeyler zırvalamak ama derin derin nefes almaktan başka bir şey yapamadım.

"Konuşsana Dorothy," dedi Eillie tekrar beni köşeye sıkıştırarak. "Neden o lanet sene sonu gösterisine gelemediğimi anlatsana!"

Bir adım geri gittim. Harry tam gözümün içinr bakıyordu ama ben kısa süreli bir göz temasından sonra gözümü kapamıştım. Şu an yok olmak istiyordum. Kaçacak bir delik olsaydı ve ben hiç düşünmeden içine atlasaydım.

"Ben," diyebildim zorla. "Ben, Harry.. Bir dakika lütfen.."

Eillie, kahkaha attığında bakışlarımı ona çevirdim. Bu durumdan zevk alıyor olamazdı. Ya da olabilir miydi?

Harry sinirle bir adım ileri geldi. "Neler oluyor dedim Dorothy."

Bağırmasıyla birlikte irkildim, içeriden Anna'nın ağlama sesi geldiğinde hepimizin bakışları içeri çevrildi. Harry sesinin çok yüksek çıktığını ve kızımızı korkuttuğunun farkına varıp salona gitti. Kucağında Anna ile geri geldi.

"Onu yukarı çıkaracağım ve geri geldiğimde bana burada ne boklar döndüğünü anlatacaksınız."

~

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin