end

2.7K 164 646
                                    

[Son kez Haley Reinhart - Can't Help Falling in Love With You (Paperman) ile okumanızı tavsiye ederim.]

Harry Styles

"Tamam," dedim sesimi üst kata duyurabilmek için bağırarak.

Aşağı inerken koltuğun üzerine özensizce fırlattığım siyah kareli gömleği beyaz tişörtümün üzerine geçirdim. Pantolonumun arka cebine cüzdanımı sıkıştırmaya çalışırken, merdivenlerden adım sesleri geldi. Önemsemeden kapıya doğru yürüdüm.

"Harry! Bekle!"


Öfleyerek olduğum yerde durdum ve uyuşuk adımlarla yanıma ulaşmasını bekledim. Elinde tuttuğu siyah deri ceketi benim elime tutuşturup, topuklu botunun bağcıklarını bağladı.
İşi bitince, özenle düzleştirdiği sarı saçlarına şekil verip aynada kendine son bir kez baktı. Kapının yanına koyduğu kırmızı çantayı kolunun altına alıp elimi tuttu.

"Sen neden geliyorsun?" dedim evin önüne park ettiğim arabaya doğru yürürken. Topuklu botunun çıkardığı ses bile sinir bozucu gelmeye başlamıştı.

Yanıma yerleşip, kemerini bağlarken bana gözlerini devirdi. "Sana çok önceden, sipariş ettiğim elbiseyi almaya gideceğimi söylemiştim hayatım."

Bununla alakalı bir şeyler söylediğini hatırlıyordum ama basit bir elbiseyi almaya giderken bile bu kadar süslenmesine anlam veremiyordum.
Dorothy böyle yapmazdı, her zaman rahatını düşünürdü. Onu topuklu ayakkabıyla gördüğüm anlar çok azdı.
"Evet, her neyse." diye geçiştirdim eski günler aklıma gelince.

Benim dalgın olduğumun ve son zamanlarda sürekli ters davrandığımın farkındaydı. Direksiyonu tuttuğum elimin üzerine elini koyup, ona bakmamı sağladı.

"Harry neler oluyor?"

Başımı bir şey yok anlamında salladım ama bu onu tatmin etmemişti. Mavi gözlerini sorgudaymışım gibi üzerimde gezdirmeye devam etti.

"Bir şeyler olduğunun farkındayım." dedi sinirle. "Dorothy'nin New York'a geleceğini öğrendiğinden beri böylesin."

Adını sesli bir şekilde telaffuz edince, kaslarım gerildi. Senelerdir, ondan bir haber almamıştım. Sesini duymamıştım, görmemiştim. Sadece her zaman onun peşinde olan o herifle birlikte İtalya'da yaşadığını biliyordum. Bir kızım vardı ve neye benzediğini bile magazinlerden öğreniyordum ya da soktuğumun CEO'ları ile ilgili olan dergilerden.

Dorothy'i kaybetmemin üzerinden seneler geçmişti ama beni terk edişini hâlâ sanki dünmüş gibi hatırlıyordum. Bana nasıl baktığı gözümün önünden gitmiyordu. Dağılmış görüntüsü, ona yaşattığım bu hayal kırıklığını bir saniye olsun bile unutmamıştım.

Sadece onu değil herkesi hayal kırıklığına uğratmıştım. Parker ailesiyle olan tüm bağlarımızın kopmasına sebep olmuştum. Elizabeth kızı benim yüzümden paramparça bir şekilde ülkeden kaçtığında bana sadece "Sen benim oğlum olarak gördüğüm çocuk değilsin." demişti. Ne yaparsam yapayım benden kopmayacağını düşündüğüm annem benimle iki sene konuşmamıştı.

O zaman anlamıştım. Dorothy benim her zaman aşık olduğum kişiydi. Bunu onu kaybetmeden anlayamamıştım. Dünya üzerinde ondan ve kızımdan daha değerli kimse olmadığını ve asla olamayacağını bilmiyordum ama çok acı bir şekilde öğrenmiştim.

O, herkesin aşık olacağı türden biriydi. Hayran olduğum beline kadar uzanan düz kahverengi saçları vardı ve mavi gözleri size her duygu tattırabilirdi. Sinirlendiği zaman bir okyanus gibiydi, mutlu olduğu zaman ise gökyüzü gibi durgundu. Öpmeye doyamadığım dolgun dudakları ve benim bedenimin yanında küçücük kalan bir bedeni vardı.

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin