ten

2.1K 166 121
                                    

[Five Seconds Of Summer-Amnesia ile birlikte okuyabilirsiniz.]

Hıçkırıklarım sessiz birer iç çekişe dönüşene kadar ağlamaya devam ettim. Yaptığım hataların bedelini, gözyaşları ve hayal kırıklığıyla ödemeye razıydım. Ağlamak için çaba sarfetmiyordum, gözyaşlarım gözümü kapayıp açtıkça kendiliğinden süzülüyordu. Benimle birlikte günahlarımın bedelini ödeyen ıslanmış yastığım bile kafamın içinde dönüp duran düşünceleri taşıyamayacak gibi yatağa iyice gömülmüştü.

Sabit bir noktaya bakmaya devam ederken, yatakta başka bir ağırlık hissettim. Bir el ürkekçe omzumdan yanağıma kadar kısa bir yol izledi. Yanağımda ki ıslaklığı sildi, sıcak dudakları buz kesmiş tenime değdi.

"Anlatacak mısın?"

Kafamı iki yana salladım. Dudaklarım tekrar titredi, midem kasıldı. Yanağımda tekrar aynı ıslaklığı hissettim,ağzımda tekrar aynı tuzlu tadı.

"Sana sarılmama izin ver."

Sesi bu sefer tıpkı benim gibi güçsüz çıktı. Üzerime toplanmış yorganı biraz ittiğimde, kolları belimden tutup beni kavradı ve kucağına çekti. Sanki bunu bekliyormuş gibi sarıldığımızda hıçkırıklarım tekrar yükseldi. Kafamı göğsüne batırıp, susmak istedim. Kocamın kollarında, sevdiğim adam için ağlıyordum.

"Ağlama artık, seni ağlatan her neyse nefret ediyorum."

"Üzgünüm." Saatlerdir ilk defa konuştuğum için sesim çok çatallı çıkmıştı. Yutkundum. "Çok üzgünüm."

Başımı yasladığım kasları gerildi, yine de saçımı okşamayı bırakmadı. "Anlat bana Dorothy, ne üzdü seni bu kadar?"

Ne diyebilirdim ki, kızımın babasıyla kavga ettik ve ailelerimiz Anna'nın aslında bizim çocuğumuz olmadığını öğrendi, sonra annesi Harry'ye tokat attı, biz ön sevişme gibi bir şey yaşadık ama yaptıklarım aklıma geldi bu yüzden onu bırakıp buraya geldim mi? 

Aklımdan geçirmesi bile kötüydü ama yaşanılanlar buydu.

"Gitmek istiyorum." Düşündüğüm ve söylediğim şeyler arasında uçurumlar vardı.

"Nereye?"

"Gerçek evimize, belki oraya bile değil. Bilmiyorum gitmek istiyorum."

Anlamamazlıkla bana baktı. "Buraya gelmemizin sebebi sendin. Konser ayarlayacağım bir süre Londra'da kalmamız gerek dedin."

Kafamı salladım. Öyleydi, bir süre Londra'da yaşamayı ve buradaki eve taşınmayı ben istemiştim. Thomas, bir süre buradaki şirketle ilgileneceğini söylemişti, işini benim için farklı bir ülkeye taşımıştı. Bense neden burada kalmak istemiştim, neden tekrar buraya dönmek istemiştim? Eski sevgilimle daha rahat onu aldatabileyim diye mi?

"Londra bana iyi gelmiyor."

Birbirine yapışık olan vücutlarımızı ayırıp beni kendinden uzaklaştırdı. Sırtımı yatak başlığına dayadım, vücutlarımızın temasını kesti ama ellerimi tutmayı bırakmadı. Bağdaş kurup yatağa daha rahat bir şekilde oturdu.

"Sana iyi gelmeyen Londra mı, Harry mi?"

Korkuyla, ellerimizde olan bakışlarımı yüzüne çevirdim. Sert bir ifadeyle bakıyordu. Gözlerinin rengi koyulaşmış, kaşları çatılmıştı ama tüm görüntüsüne tezatlık oluşturan bir sesle sormuştu bu soruyu. Sessizce.

"Ne?" diyebildim, konuşamıyordum. "Neden bahsediyorsun?"

"Sana iyi gelmeyen Londra mı Harry mi diye sordum Dorothy." dedi az öncekine kıyasla daha yüksek ve sert bir sesle.

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin