Bölüm 1. Geçmişin İzleri

25.1K 547 64
                                    

Multimedya Suna

                  Yıl 2008
- Annecim , beyaz elbisemi giydirir misin? Emir'e güzel görünmem lazım.
- Suna kızım ben sana , kaç kez söyleyecem Emir değil, Emir abi diyeceksin diye.
- O benim abim değil, evlenecem ben onunla.
- Allah'ım sen bana sabır ver...
        Bir saat sonra
     Suna,  Emir' in kapısının önünde hiç gözünü kırpmadan Emir'in dışarı çıkmasını bekledi. Artık Emir'i eskisi gibi göremeyecekti. İzmir de liseye başlayacaktı Emir. Kapıdan çıkınca Emir, Suna hızlı bir şekilde yanına koştu.
- Yine mi burdasın ufaklık, kaç kez söyleyecem ben sana gelme bir daha buraya diye.
- Ama ben seni seviyom.
- Bak bücür, benim senin gibi küçüklerle işim olmaz, bi düş yakamdan artık, sırf senden kurtulmak için gidiyorum buralardan. Emir'in bu sözleri bıçak gibi saplanmıştı Suna'nın yüreğine , ağlayarak annesinin yanına gitti. Annesi nasıl teselli edeceğini şaşırmıştı. Suna'nın kalbi küçücük ,sevgisi kocamandı.
- Zaman prensesim zaman, büyüdüğün de her şeyi unutacaksın.diye bildi. Bir ay sonra biz ordan hiç dönmemek üzere taşındık.
   
          Şimdiki Zaman
 
   -Sabah  sabah ne bu ses ya , Annee kapıya bak uyuyorum ben. Bi dakika ya bizim kapının zili böyle değil ki. Bu benim telefonumun sesi. Nereye koydum ben bu telefonu  yuh yatağın altında ne işi var telefonun. Ne var Anıl ya sabah sabah.
-  Sanada günaydın Suna, sen daha uyuyor musun? Okullar açıldı bugün hatırlatırım.
- Ben izinliyim bugün.
- Kim izin verdi sana , ilk günden.
- Kim olacak oğlum ben tabiki, üç ay izin verdim kendime.
- Kalk hadi bu yıl son senemiz kurtuluyoruz okuldan. Gelip alıyım mı seni?
- Tamam kalktım. Bisikletimle gelirim ben okulda görüşürüz.
- Tamam kardeşlerin en güzeli.
      Telefonu kapattıktan sonra aynada kendime baktım. "Lan bu gulyabani  kılıklı ben miyim. Şahsen kendimi tanımasam benim ben olduğuma inanmam. Uyurken tipim kayıyor resmen." Söylenerek banyoya girip işleri halledip ,hemen bi siyah dar paça pantolonumu ve üzerine beyaz tişörtümü giydim. Saçımı da at kuyruğu yaptım. Makyaja felan gerek yok. Maşallah bağaa diyerek kendimi de sevdim tamamdır. Artık okula gitmek için hazırım. Ayakkabı giyip çantamı da aldım. Düldülümle gidebiriz(bisiklet). "Düldül okula geç kaldık çabuk olmamız lazım, Anıl beni kıtır kıtır kesecek". Yuhh bu ne trafik bugün , bi bisiklet yolu yapamadılar şuraya..diye yine kendi kendine söylenirken Suna , bisikletine arkadan gelen bi arabanın vurmasıyla kendini yerde bulur. Arabadan çıkan genç adam Suna'nın yanına koşarak gelip.
- İyi misin? Özür dilerim ben dalmışım görmedim seni.
- Kör müsün? Körsen niye araba kullanıyon? Öküz bile senden iyi kullanır bee.
- Özür diledim ya hem sende iyisin gördüğüm kadarıyla, Maşallah çene yerinde.
- Ben iyi olsam ne olacak, Düldülüm ne halde.
- Düldül?
- Bisikletim.
- Ya hangi insan bisikletine Düldül ismini takar.
- Ne gülüyorsun bee, sanamı soracaktım hangi ismi koycağımı.
- Tamam tamam , şuan işime çok geç kaldım. Masrafını ben karşılarım telefon numaranı ver bisikletin tamiri bitince seni ararım, gelir alırsın.
- Niye verecek mişim numaramı ben , nereden bileyim ben senin telefon sapığı olmadığını.
- Ya sabır.. Nasıl ulaşacağım ben sana o zaman.
- Yarın  şurada ki cafeye getir düldülü. Sakın kaçmaya falan kalkma arar bulurum bak seni.
- Kızım bela mısın sen, ne yapacam ben senin hurda bisikletini miss gibi arabam varken.
- Ben uyarıyım da ne olur , ne olmaz. Diyerek ikiside yola koyuldu. Suna okula geldiğin de bahçede kimse kalmamıştı. Herkes sınıfına girmişti. " Allah kahretsin , o kör öküzün yüzünden okula geç kaldım" diyerek okula girdi. Sınıfın önüne geldiğinde kendine çeki düzen verdi. Kapıyı çalıp sınıfa girince , karşısında demin kavga ettiği kör öküzü görmesiyle. Olduğu yerde donup kaldı. " Ne yani bu kör öküz öğretmenmiymiş , o dilim kopaydıda ben o lafları demeyeydim." diyecek kendi kendi konuşurken Öğretmenin konuşmasıyla kendine geldi.
- Neden geç kaldın.
- Şey ökü.. yani şey öğretmenim yolda bi kaza oldu da o yüzden geç kaldım. Özür dilerim.
- Tamam geç yerine , bi daha olmasın.
" Sanki keyfimden geç kaldım , hep senin yüzünden geç kaldım öküz.diye söylene söylene yerine geçip Anıl'ın yanına oturup. Anıl'ın yanağına sulu bir öpücük kondurdu.
- Evet çocuklar İsmim Emir , Matematik öğretmeniyim.Sizin de sınıf öğretmeninizim. Bu yıl ikinci yılım öğretmenlik de umarım güzel bir yıl geçiririz. Şimdi seri bir şekilde kendinizi tanıtın. Anıl dan sonra sıra bana gelince.
- Adım Suna 18 yaşındayım. Matematik den, ilk doğduğum günden beri nefret ederim. Sizede bu yüzden hiç ısınamadım heralde.diyip yerime oturdum. Anıl kıs kıs gülerken bana. Emir hocanın kaşları çatıldı.
- Merak etme ben sevdiririm hem matematiği,  hem kendimi.

Nasıl buldunuz ilk bölümü arkadaşlar.

Hikayemin sonları bende gözükmüyor nedense sizde de öyle mi?

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin