Bölüm 49

38 5 0
                                    

  Loranisa panikle ve hızla yere çökmüş olan Gardinof'a doğru koşup yanına diz çöktü. Kolunu kavrayıp:

-Iyi misin ?

Acı içerisinde kıvranan Gardinof,
Loranisa'nın kendisini kaldırmaya çalışmasına engel olmak istercesine kolunu geri çekti ve :

-Bırak Lora!
Bana yardım etmek zorunda değilsin.
Git !

Loranisa bu sözlere ve tavıra sinirle çıkıştı  :
-Neden !
Hadi gidelim.

Gardinof :

-Git Lora !
Kendini kurtar.
Ben daha fazla yürüyemeyeceğim.
Hadi git !

Loranisa bu kez kolunu daha sıkı kavrayarak :

-Seni almadan hiç bir yere gitmiyorum !

Onu kaldırmayı başarsa da Gardinof'un kaslı ve iri bedenini taşıyamayacağı için sadece kolundan tutarak ona destek olmaya çalışıyordu.

  Gardinof'un bastırmaya çalıştığı acılı inlemeleri her adımında duyulabiliyordu.O, bu durumda olmayı istemiyordu. Loranisa'nın yanında kendini küçük düşmüş gibi hissediyordu.Loranisa ise onun bu durumuna üzülse de onu küçük veya güçsüz olarak görmüyordu.Etrafta ne sığınabilecekleri bir  mağara ne de sığınak vardı.Karların içerisin de yapayalnız kalmışlardı.
Yürümek, onlara adeta bir işkence gibi geliyordu.Dondurucu soğukta nefes almak ise onları daha da üşütüyordu.Ciğerlerine her ne kadar bu havayı çekmek istemeseler de buna yaşamak için mecburdular.

  Gardinof ,kolunu tutan Loranisa 'ya , ağırlığını vermemek için epey uğraşıyordu.Bunu farkeden Loranisa ise onun ağırlığını kendine çekmek için elinden geleni fazlasıyla yapıyordu.
Artık ok ve yay tutamıyorlardı.
Bunu eskiden hep soğuk hava yüzünden yapamıyorlardı.Fakat bu kez Loranisa 'nın elleri Gardinof'un koluna kenetlenmişti.Artık bu tehlikerle dolu yolda savunmasız bir şekilde yürümek zorunda kalmışlardı.

***

    Sendeleyerek zar zor yürüyen Gardinof'a yardım eden Loranisa bir taraftan da etrafa bakıyordu.
Sığınak bulmak için neler vermezdi ki ?
Karların içerisinde  kendi zor yürüyorken bir taraftan da Gardinof'a destek olmak onu zorluyordu.Gardinof, acılı inlemeleri ile yürürken tek bir kelime bile söylemiyordu.Loranisa'ya karşı anlamlandırılamayan bir utanç hissediyordu.
Onun karşısında kendini çok küçük görüyordu, çok küçük. Tıpkı onların o uçsuz bucaksız yürüdükleri yol da göründükleri gibi, çok küçük.

***

   Saatler geçmiş ve sığınabilecek yer bulamayan Loranisa ,bu kez daha az etrafa bakıyordu. Umudu azalmıştı ama henüz tamamen yok olmamıştı.
Başını yukarı kaldırdığında sığınabilecekleri bir yer görünce heyecanlanmıştı.Bu heyecanını farkeden Gardinof'ta onun baktığı yöne doğru baktığında olayı anlatmıştı.

   Loranisa, Gardinof'un kolunu daha sıkı kavramış adeta çekerek sığınağa doğru ilerliyordu.Resmen Gardinof'un omzunda ki yarayı unutmuştu.
Gardinof ise çektiği acıyı hiçe sayarak onu  heycanla çekiştirircesine götüren Loranisa'nın adımlarına ayak uydurmaya çalışıyordu. Biliyordu, ona zarar vermek istemeyeceğini.Bu olayı onun sığınak bulma sevincine bağlıyordu.

***

   Sığınağa kendilerini attıklarında rahat nefes alabilmişlerdi.Gardinof,dişlerini sıkarak omzuna baktığında Loranisa ona yaklaşarak omzunu açtı. Islanmış olan bezi bir kenara bırakarak soluk renge sahip olan yaraya göz gezdirip yeni bir bez bağladı. Gardinof ise yaraya değil de aksi yöne doğru bakıyordu. Dişlerini sıkmaktan kırabilirdi.

***

   Gardinof,elinde ki haritaya bakarken mırıldandı :

-Az ,kalmış.

Loranisa :

-Öyle mi ?
Ne kadar ?

Gardinof, acıyla dişlerini sıktı ve yanıtladı :

-Belli bir hesap söyleyemem ama haritaya göre az kalmış.

Loranisa,meraklı gözlerini Gardinof'a yönelterek :

-Peki bulabilir miyiz ?

Gardinof :

-Evet.
Siyah şeridi geçmeyi çok isterdim.

Loranisa, onun bu dediğinden hiç bir şey anlamayarak :

-Nasıl yani ?
Siyah şerit ?

Gardinof ,elinde ki haritayı sakince indirerek omzunu tuttu ve yanıtladı:

-Evet, siyah şerit.
Yolda siyah bir şeridi geçtiğini görürsen bil ki ; Ulular şatosuna varmış olacaksın.

Loranisa,afallayarak :

-Peki ya siyah şeridi farkedemezsek ? O zaman ne olacak ?

Gardinof'un yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi :

-Bu mümkün değil.
Siyah şeridi geçtiğin an da   havaifişekler patlayacak. Adın bu ışıklarla birlikte göklerde gözükecek ve simsiyah olan  şatoyu adın aydınlatacak.

Loranisa onu hayretle dinledi ve :

-Vaov ! Bu müthiş ! Peki ya bunların olacağını sen nereden biliyorsun ?

Gardinof , buruk bir tebessümle ve hırıltılı çıkan ses tonuyla :

-Ben de kalsın.

Loranisa:

-Pekâlâ. Bu gerçekten müthiş ve görmek isterdim.

Gardinof, derin bir iç çekerek :

-Ben de...

Artık susmuşlardı.Dalgınlık yerini uykuya bırakmaya başlamıştı bile.
Loranisa, Gardinof 'un kazanma umudununun yitirmesine üzülmüş olsa da pek onu üstelemedi. Onu konuşturarak yormak istemiyordu. Gözlerini kapattığında onun karların içerisinde sendeleyerek yürüyüp diz çöküşünü hatırlıyordu.Onu kaybetmekten korktuğunu geçte olsa farkedebilmişti. Onun sağlığının gittikçe kötüye gitmesi onu çok korkutuyordu.

  Bir süre sonra yavaş yavaş onları içerisine çeken uykuya, yorgun olan bedenleri çoktan yenilmişti.

***

  Sabah ,şiddetli olan seslere panikle gözlerini açan Loranisa, bunun öksürük  sesi olduğunu anlayabilmişti. Loranisa korkuyla  etrafa baktı. Gardinof,inanılmaz derece de şiddetle öksürüyordu.Neler olduğunu anlayamayan Loranisa,neye uğradığını şaşırmış bir tavırla Gardinof'a yaklaşmaya başladı.

.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LANETLENMİŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin