Yavaş yavaş yağan yağmur gittikçe hızlanıyordu ve yağmur tanelerinin yüzüne vurması sanki onu rahatsız etmiyormuşçasına koşuyordu.
Havanın kararmasına , yorulmasına,
ellerine batan dikenlere,
açlığına,susuzluğuna,
leşlerin kan dondurucu görüntüsüne,
kan kokusuna aldırış etmeden sadece koşuyordu.Gözünden akan yaşla yağmurun damlaları birbirine karışmış ve süzüyordu çenesine doğru.
Bıkmıştı, bu işkenceden farksız oyundan.Bir an önce bitsin bu işkence diye düşünüyordu.Tek isteği bir an önce oyunu bitirip evine dönmekti.
Hala pişman değildi onu kurtardığına.Her nolursa olsun pişman değildi. Annesini ve babasını kaybetmenin acısına katlanamıyorken bir de Limi'nin acısına katlanamazdı.
Ona göre bu yaptığı doğruyken neden başkasına göre yanlıştı ? Yoksa yanlış ve doğrular nesnel değil de öznellikten mi ibaretti ?
Kızarmış gözlerinden akan yaşların sıcaklığıyla yağmurun soğukluğu birbirine karışıp ılık ılık süzmeye devam ediyordu çenesine doğru.
Yoktu, bu hayatta mutlu olmaktan başka bir isteği yoktu.Hayatın acımasızlığına önce babasının ölmesiyle daha sonra annesinin ölmesiyle göğüs germişti.Ailesinden geriye sadece bir kişinin kalmasına katlanamıyorken tek kalmaya gencecik yüreği nasıl dayanacaktı?
Yoldaki leş parçalarını ve ok saplanmış cesetleri göre göre alışmıştı.
Artık bir süre sonra bu dehşet görüntü onu rahatsız etmiyordu.
Yağmur, etraftaki leş kokusu ve kan kokusunun azalmasını sağlamıştı.
Yağmur, sonbahar yapraklarının hışırtı sesini artık tamamen yok etmişti.
Yağmur ile ıslanan toprakların kokusunu ciğerlerine çekiyordu.
Bu koku, biraz da olsa onun rahatlamasını sağlamıştı.Yağmurda ıslanan saçları yüzüne yapışmış ve uçlarından damlayıp vücuduna doğru akan damlalar daha da ıslanmasına sebep oluyordu
Saatlerce koşmanın ardından karanlık bastırmış ve görüş alanı daralınca tenha bir yere geçmek zorunda kalmıştı.
Zar zor sığabileceği bir sığınak bulunca hızla içine girdi.En azından biraz olsun ıslanmasını engelleyeceğini düşünüyordu.Çok yorulmuştu artık,
ne çadır kurabileceği ne de biraz olsun yürüyebileceği hali kalmıştı.Oturdu ve buz tutmuş ellerini ağzına götürüp nefesine tuttuğu ellerini hızla ovuşturdu.Nefes nefese kalmış ve kalbi tekleyen Loranisa'nın koşmaktan ısınan bedeni git gide soğumaya başlamıştı.Islanan elbiseleri tenine yapışmış, onun vücudunun ısınmasına engel oluyordu.
Yemek yiyecek hali bile kalmayan Loranisa,çantasında ki yemekten biraz ısırdı ve çantasını kapattı.
Yorgunluk onun düşüncelerle boğuşmasına bile izin vermeden onu uykuya bir karadelik gibi çekiyordu.
Ne göz kapakları ne de vücudu uykuyla mücadele edebilecek haldeydi.
Yorgunluğunu vücudunun her bir zerresin de hissedebiliyordu.Gözlerini yavaşça kapatınca biriken yaşları serbest bırakmıştı.
Loranisa'nın yorgun bedeni,
daha fazla uykuya direnemeden ve çok geçmeden uykuya yenik düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLENMİŞLER
خيال (فانتازيا)Kardeşini hastalıktan kurtarmak için yasaklı büyü yapıp lanetlenen ve kurtulmak için ölümcül bir yarışa katılan Loranisa'nın hayatı.Bu tehlikeli ve bir o kadar zor yarışta mücadele etmek zorunda. Her hatanın bir bedeli vardır. Her oyunun da kazana...