28. BÖLÜM

176 27 60
                                    

"Gözlerini açıyor! Uyanıyor!"

Hüsna'nın sesi kulaklarıma dolarken birkaç ayak sesi ve Yağmur'dan "Doktoru çağırıyorum." cümlesini duymuştum. Görüşüm netleştiğinde Hüsna'ya baktım ilk. Diğer tarafa baktığımda anne ve babamı görmüştüm.

"Ka- kaç gün geçti... kazanın üzerinden?.."

"Altı gündür uyuyorsun. Durumun çok kötü değil."(Hüsna)

"Ben değil..."

"Karnındaki mi?"(annem)

"Evet."

"Yaşıyor hala."(babam)

Hafifçe gülümsemiştim ama acıtmıştı. Aklıma gelenle gülümsemeyi bırakmıştım.

"Ch-Chan Yeol? O nasıl?"

Sorudan sonra üçü birbirine bakmıştı. O sırada Yağmur ve doktor içeri girmişlerdi.

"Demek uyandınız. Bugün olacağını tahmin etmiştim. Geçmiş olsun."

Bu doktoru hatırlıyordum. Chan Yeol'un arkadaşıydı bu. Suho muydu?

"Şimdilik bir sorun görünmü-"

"Chan Yeol? O nasıl? Artık bir cevaba ihtiyacım var!"

"Sakin ol. Karnındaki bebek yaşıyor olsa da tehlikeli bir durumda."

"Soruma cevap verin!!!"

"Chan Yeol'un durumu kritik. Şuan yoğun bakımda. Hayati tehlikesi devam ediyor. Bebeği biliyor muydu?"

"Son anda söylemiştim."

Gözyaşlarım dökülürken söylemiştim.

"Anladığımız kadarıyla Chan Yeol bebeği ve seni korumak için çarpmadan hemen önce önüne atlamış."

"N-ne?"

"Chan Yeol'un bedeni az darbe almanızı sağlamış. Önünüze geçmese hava yastıkları da çalışmayacağı için büyük bir darbe alabilirdiniz. Direk sağ koltuğun hizasındaymış çarptığınızda."

"Hava yastıkları neden çalışmayacaktı? Ne anlatıyorsunuz siz?! Benim alacağım o büyük darbeyi Chan Yeol benim yerime mi almış?!"

"Biri arabayı boz-"

"Yeter doktor bey. Polisler bunu ayrıntılarıyla anlatacaklardır zaten. Kız daha yeni uyandı."(annem)

Yağmur doktorun söylediklerini anneme çevirmiş olmalıydı. Ama şuan Chan Yeol dışında hiçbir şeyi düşünemiyordum ve şimdiden ağlamaktan harap olmuştum.

"Peki. Lütfen dikkatli olun. Bundan sonra bebeği daha iyi korumalıyız. Onun da durumu tehlikede. Tekrar geçmiş olsun."

Suho dışarı çıkarken annem yanıma oturdu ve gözyaşlarımı sildi.

"Elif bana bak. Karnındaki çocuğu korumak istiyor musun?"

Başımı salladım ağlamaya devam ederken.

"O zaman kendini yıpratmaman gerekiyor. Büyük bir kaza geçirdiniz."

"Ama... ama..."

"Elif, Chan Yeol iyileşecek. Seni ve çocuğunu korumak için kendini tehlikeye atan insan sizi görmeden gitmez. Tamam mı? Ağlamayı bırak artık. Lütfen..."(Yağmur)

Yağmur saçlarımı okşarken annem bir elimi, Hüsna diğer elimi tutuyorlardı. Babam da yatağın ayak tarafında bizi izliyordu.

"Şuan iyi misin? Hastanede olmak..."(babam)

BİR YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin