11. BÖLÜM

393 41 91
                                    

20 gün sonra, Hüsna Anlatıyor

Her zamanki gibi kafeye gitmek için hazırlanıp evden çıktım. Yürüyerek gitmek istiyordum çünkü hava çok güzeldi. Bu yüzden erken çıkmıştım.

Yeni kafeye çabuk alışmıştım. Yağmur ve Elif'in de orada olması bir etkendi. Lay artık hep kafede oluyordu. Sanırım babası onu kafede çalışması için göndermişti. Lay her gün orada olduğu için onunla iyi arkadaş olmuştuk. Hem ben hem Elif hem de Yağmur. Bazen dördümüz sohbet ederken Xiumin benimle sohbet etmeye veya bir şeyler içmeye geliyordu. O da sohbete dahil oluyordu ama Lay bir süre sonra ortamdan ayrılıyordu. Aralarında ne geçtiğini hala bilmiyorduk.

Yolu yarıladığımda telefonum çalmaya başlamıştı. Arayan kayıtlı değildi ve Türkiye'den arıyordu. Biraz garip karşılayarak açtım.

"Efendim?"

"Hüsna?"

"Evet benim. Siz kimsiniz?"

"Sesimi tanımadın mı?"

Sırıtarak söylemişti ve bu sefer tanımıştım...

"Bir daha beni aramamanı söylemiştim."

"Seni çok özledim."

"Bunu o haltı yemeden önce düşünecektin."

"Hüsna senden binlerce kez özür diledim. Neden affetmiyorsun?"

"Çünkü ne kadar özür dilersen dile hiçbiri beni aldattığın, beni kandırdığın, beni salak yerine koyduğun gerçeğini değiştirmiyor."

"Hüs-"

"Arama. Numaramı nereden bulduğunu bilmiyorum ama sakın arama."

Telefonu kapatıp cebime koydum. Önünde durduğum otobüs durağının şeffaf duvarına yaslandım ve gözlerimi kapattım. Bineceğim otobüs on dakika sonra gelecekti. Otobüse binecektim çünkü tüm yürüme hevesim kaçmıştı.

Gözlerim kapalı beklerken yüzüme gelen güneş ışınlarının bir anda kesildiğini hissetmiştim. Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda Xiumin'in dikildiğini gördüm ve hafifçe gülümsedim.

"Sen nereden çıktın?"(ben)

"Arkadaki çiçekçiden."

"Elinde çiçek olması da bu yüzden olsa gerek. Çiçekler kime?"

"Çok sevdiğim bir kadına."

"Şanslıymış..."

"Neden?"

"Senin gibi iyi birine sahip olduğu için ve senin gibi iyi birinden çiçek aldığı için."

"Evet, annem şanslı bir kadındır. Ama sebebi ben miyim? Onu bilemem."

Gülümsedim.

"Seninki?"

"Hm?"

"Senin annen? Şanslı mıdır?"

"Bilmem ki..."

"Nasıl yani?"

"Tanıma şansım olmadı..."

"Şey... pardon..."

"Önemli değil."

"Neden burada hayattan bezmiş gibi bekliyordun?"

"Uff... sadece otobüs..."

Sol gözümden bir damla yaş aktığında ben bile ne olduğunu anlamamıştım.

"İyi misin?"

Xiumin sağ elini uzattı ve yüzüme yerleştirip baş parmağıyla akan yaşı sildi.

BİR YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin