40. BÖLÜM: FİNAL

239 27 175
                                    

"Ben... bu haberi verdiğim için üzgünüm..."

Gözlerimden birkaç damla düşerken doktora baktım. Bir yıllık eşim Kyung Soo elimi tuttu. Kafamı ona çevirdim

"Ben... beynimde..."

"Şş... tamam."(KS)

"Acilen ameliyat olmanız gerek."

"Bu ameliyat... ne kadar riskli?.."(KS)

"Risk var fakat elimizden geleni yapacağız. Tümör daha da büyümeden temizlemeliyiz."

"Hayır."(ben)

"Ne?"(KS)

"Çocuğum doğana kadar bekleyeceğim. Eğer ameliyat kötü giderse... ona da bir şey olmasına izin veremem."

"Ameliyat siz bekledikçe daha da riskli bir hal alıyor."

"Umrumda değil. Çocuğum doğduktan sonra ameliyat olacağım."

"Elif-"

"Kyung Soo lütfen... ben... öleceksem bile... çocuğumuz yaşamalı. Ben bir kez daha bebek kaybetmenin acısını yaşamak istemiyorum. Ölmüş de olsam yaşıyor da olsam... istemiyorum."

"En azından kontrol altında olmalısınız. Hastaneye yatmanız gerek."

"Üç ay boyunca mı?"

"Buna mecbursunuz. Hem kendiniz hem de oğlunuz için."

"O zaman en yakın zamanda Kore'ye gidiyoruz. Orada doğurmak istediğini söylemiştin."

"Evet. Uçak bileti alıp toparlanalım."

"Gidiyor musunuz?"

"Evet. Her şey için teşekkürler doktor."

"Rica ederim, görevimiz."

Hastaneden çıkıp arabaya bindik. Eve giderken sağ elimle şişmiş karnımı okşuyordum. Kafamı da cama yaslamış, dışarıyı izliyordum. Kyung Soo sol elimi tuttuğunda kafamı kaldırıp ona baktım. Kısa süre bana bakıp tekrar yola odaklandı.

"Eminim, her şey iyi olacak. Hiçbir şeyi dert etme."

"Umarım Soo... umarım..."

●●●

Uçaktan Kyung Soo'nun da yardımıyla inip benim için ayarlanan tekerlekli sandalyeye oturdum. Karnımın büyüklüğü beni zaten yorarken beynimdeki tümör yürümemi tamamen engelliyordu. Bu yüzden hastaneye gidene kadar bu şekildeydim.

İşlemleri halledip yatırıldıktan sonra hastaneye, Kyung Soo arayıp bizimkilere haber vermişti. Hepsi de eksiksiz bir şekilde hızla gelmişti.

"Bu olanlara inanamıyorum."(Yağmur)

"Ameliyat olmak istemediğine emin misin?"(Hüsna)

"Oğlum doğduktan sonra olacağım. Ama şuan onu tehlikeye atamam. Hem... öğrendiğime göre ameliyatsız en az beş ayım daha var... en azından öyle umuyoruz."

"Bu çok tehlikeli bir karar!"(Sehun)

"Yapacak bir şeyim yok Sehun. Bu benim kararım ve kimse değiştiremez. Üzgünüm. Kararımı sevseniz sevmeseniz de yanımda olacaksanız-"

"Tamam tamam uzatma! Tabiki yanındayız."(Chen)

"Delireceğim ya! Çok şanssız bir kızsın. Önceki hayatında hain falan mıydın?"(Karen)

Gülmüştük. Hepimiz.

"Yani... bu durumu biraz olsun yumuşatabilecek tek bir şey var sanırım."(Hüsna)

BİR YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin