*20. Bölüm*

6.8K 396 55
                                    

Bazen bir insana sarılmak istersiniz , uzak olur. Öpmek, onun kokusuyla mest olmak istersiniz. Ama yapamazsınız. Olmaz. Sonra onun yanında başkasını görürsünüz. Onu öper, koklar, kokusuyla mest olur. Siz sadece ağlayarak izlersiniz. Yapıcak başka birşey yoktur çünkü.

'Hayat bazı şeyleri kafana vura vura,
Bazı şeyleri ise kalbini kıra kıra öğretir.'

Hayatın felsefesi budur.
Ama ben artık izleyen değil sarılan taraf olucam. Şuan Savaş'a sarıldığım gibi. Kokusuyla kendimden geçtiğim gibi. Kendini benden ayırdı. O koca ama bir o kadar da yumuşak elleriyle yüzümü avuçladı.

"İyisin dimi? O şerefsiz sana bişey yaptı mı?"

"Hayır. Aksine çok iyi davrandı." Şaşırmıştı. Bunu yüz ifadesinden anlamıştım.

"Nasıl ya?"

"Sadece biraz korkmanı istemiş. Kardeşi senin yüzünden kendini asınca intikam almak istemiş."

"Piçe bak sen. Ben gösterecem ona intikamı."

"Hayır. Bişey yapma. O da kendince haklı."

"Tamam bunları boşver sen iyi misin?"

"Evet iyiyim. Sen geldin daha iyi oldum."

"Valla mı?" Dedi fısıltıyla. Biraz yaklaştım. Yüzünün mükkemmeliği beni benden alıyordu. Çimen yeşili gözleri. Yay gibi kaşları. Yüzüne uygun burnu. Ve dolgun dudakları. Keskin ama bir o kadarda çekici yüz hatları vardı. Birçok kızın hayaliydi. Benim ise gerçeğim. O benimdi. Kimselere vermezdim onu. Ona ayak uydurdum ve onun gibi fısıltıyla konuştum.

"Valla." Sertçe yutkundu. Adem elması gün yüzüne çıkmıştı. O an onu ısırmak istedim. Ayy ne diyom ben. Tövbesteyşın. İçimdeki edepsiz Gece bana kıçıyla gülüyordu.

İyice sapıttın Gece.

Öyle oldu Samo.

Kendine gel. İradene sahip çık.

Napiyim Samo? Adam daş.

Evet daş. Ama olmaz. Bir hanımefendi olarak sakin olman lazım.

Haklısın gardaş Allah'a emanet.

Sende Allah'a emanet.

Samo'ylada anlaşıp bana mayhoş gözlerle bakan Savaş'a geri döndüm. Hala yakındık. Allah'ım sen kalbime mukayet ol. Zira tüm Dünya duyacak.

"Gidelim mi artık?" Konuşunca dudaklarıma baktı. İkimizde sertçe yutkunduk. Kendini benden uzaklaştırdı ve derin bir nefes aldı. Elini kalkmam için uzattı. Hiç tereddüdsüz tuttum. Birlikte rutubet ve küf kokan odadan ayrıldık. Koridor gibi bir yer vardı ve çok dardı. İleride yerde boylu boyunca yatan adamı görünce minnak bir çığlık attım.

"Ona n'oldu?"

"Bişey yok sadece dersini verdim
"

"Öldü mü?"

"Hayır sadece baygın. Boşver onu bizimkiler halledicek."

"Bizimkiler."

"Gel dışarıdalar görürsün." Kafamı salladım. Dışarı çıkınca temiz havayı ciğerlerime buyurdum. Bu misafirlikten hoşnut olan ciğerlerim temiz havayı bir güzel ağarladı. Kapattığım gözlerimi açtım. Karşımda Selim ve Murat'ı görmeyi beklemiyordum açıkçası. Gidip onlara sarıldım. Ama yanlarında tanımadığım biri vardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin