*26. Bölüm*

6K 279 70
                                    

"GECEEEEEEE! KALK ARTIK OKULA GEÇ KALICAAAAAN"! Annem resmen mabadını yırtmıştı. Ama onu takan var mı? Növvv. Annemi umursamadan ikinci aşkım olan uykuma döndüm. Birincisi tabiki Savaş. O hep one, one, one. Lanet olsun! Her konuda olduğu gibi ingilazcada da mükoyum. Canım been. Neyse konumuza dönelim. Bu acı ve bir o kadar da, yürek yakıcı bilgiyi nasıl vericem cidden bilmiyorum. Ama söylemem lazım. Bugün...okullar açılıyor. Evet, evet o lanetli gün ve pazartesi sendromları başladı. Ben uykumun arasından bunları düşünürken içeriden annem 88668929672... kez bağırıyordu. Odamın kapısının açılması ve şıpıdık terlik seslerinden annemin geldiğini anladım. Ama takmadım. Tüm vücuduma gelen buzlu su ile yataktan düştüm, pardon uçtum. Komodinin köşesine vurduğum kıymetlimi ovalarken bir yandan da söyleniyordum.

"Ya anne napıyorsun? Bir insan evladına bunu yapar mı yaa?!"

"Bazen benim evladım olduğundan şüphe ediyorum. Ama o gün, o hastanede tek doğum yapan bendim. Keşke evlatlık olsaydın ya da karışsaydın yavrum."

"Sen ne diyon kadın? Bavula koyup çöpün kenarına bırak istersen."

"Yazık kıız!"


"Kıyamadın dimi bana? Yazık bana!"

"Sana değil bavula yazık, çöp poşeti iyi sana. Anca o olur sana."

"Anne?"

"Efendim."

"Çık burdan. Anne katili olmak istemiyorum."

"Sen mi katil olcan? Hahay güleyimde boşa gitmesin. Bi kere kıçın yemez."

"Anne bıçak getirir misin?"

"Niye? Naapcan?"

"Bileklerimi kesicem. Ölmek istiyorum."

"Sus kız. O ne biçim laf. Salak!"

"Sen değil miydin benden bıkan? Al işte kökten çözüm. Ölüm. Bak kafiyeli de oldu." Ağzıma yediğim terlik ile susmam gerektiğini anladım. Çünkü neden susmayayım? Hemen kalktım ve lavaboya girdim. Rutin işlerimi halledip çıktım. Odama üzerimi değiştirmek için tekrar giriş yaptım.

 Odama üzerimi değiştirmek için tekrar giriş yaptım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerimede ince bir hırka giydim. Saçlarımı kendi haline bıraktım. Hafif bir makyaj ve parfümün ardından çantamı alıp odadan çıktım. Annem kahvaltıyı hazırlamıştı mis gibi patates kokusu taa buraya geliyordu demek istesemde, böyle bişey mümkün değildi. Çünkü annem 365 günün, 366 gümünde yumurta yapardı. Evet yumurta. Bir ara o kadar çok yumurta yemiştikki yumurtlamaktan korkmuştum. O derece yani. Gerisini siz düşünün artıkın. İsyankâr bir biçimde mutfağa dalış yaptım.

"Anne yine mi yumurta?"

"İstemezsen zıkkımın kökü ve ebenin bilme nesi de var. Onlardan veriyim."

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin