"Aşkım! Aşkımm! Geceeee!"
"Ne, ne geldik mi?"
"Hele şükür. Geldik aşkım hadi!"
"Şşttt bana annemlerin yanın da aşkım deme. Valla ölürsün. Gencecik yaşımda dul kalmak istemiyorum."
"Tamam demem. Ben ölürsem Akasya Durağındaki Osman'nın karısı gibi 'esoes koca' ararsın."
"Çok mantıklı."
"Gecee!"
"Fikri sen veriyon, sonra kızıyon. Oh ne âlâ memleket." Ve trip timeee!
"Tamam, tamam gel buraya." Beni kendine çekti ve sarıldı. Bu adamın kokusu beni öldürecek. Allah'ım ölürsem burda öleyim. Lütfeeeen.! Çok amin.
"Bu kadar güzel kokmak zorunda mısın? Bayılmama saniyeler kaldı?" Bunu diyen bendim. Çünkü öyleydi. Biraz daha koklarsam bayılabilirdim.
"O kadar güzel mi kokuyorum?" İçime kokusunu iyice çektim ve mayışmış bir sesle konuşmaya başladım.
"Hemde nasıl." Aynı işlemi bana uyguladı ve saçlarımı derin derin kokladı.
"Senin kadar olmasa da öyle derler." Bendeki kıskançlık hormonları vücudumu adeta ele geçirmişti. Kendimi hızla ondan ayırdım.
"Kim dedi?"
"Çok sevdiğim. Hatta kokusuna öldüğüm bir hatun söyledi."
"Hatun demek? Git onu kokla o zaman." Beni kendine çevirdi ve başını boyun girintime sokup koklamaya başladı.
"Napıyon sen?"
"Kokusuna ölüp bittiğim hatunumu kokluyorum. Bana bunu söyleyen tek insansın. Senden önce kimse kalbime dokunacak kadar yaklaşmamıştı bana. Benim kaderim sensin ve iyikide öylesin." Söylediği her kelime vücudumda afet etkisi bırakmıştı. O benim kurtarıcımdı. O benim gülüşümdü. En önemlisi o benimdi.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten." Dedi ve alnımı öptü.
"Ama artık inmeliyiz. Camlar filmli ama köy yeri burası biri görür falan."
"Ahh benim aşkım edep adapta bilirmiş." Bunu derken yanaklarını sıkıyordum.
"Biraz daha dudaklarını uzatarak konuşursan hiç iyi şeyler olmaz bilesin."
"Pis sapık." Sadece gülmekle yetindi. Arabadan indik ve evin yolunu tuttuk. Eski değil yeni bir evdi. Merdivenleri çıkıp içeri girdim. Bir de ne göreyim. Temizliiik. Ebru ve Seren koltuğu çekip süpürüyorlardı. Yengemler kahvaltı için ocağın başındaydı. Babaanneme baktığımda ise hamur yoğuruyordu.
"Huuuy. Kolay gelsin hanımlar."
"Huuuy. Kolaysa başına gelsin."
Huy dememin sebebi bizim köyde insanlar birbirinin evine girerken böyle der. Bir nevi 'müsait misin?' gibi bir şey.
"Kız mahmur temizlik dün değil miydi?"
"Öyleydi de. Babanlar kurbanlık bakmaya gidince kimse gelemedi. Eee babanlar nerede?"
"10 dakkaya gelirler bizden sonra çıkmışlardı."
"Tamam üstünü değiştirde şunlara yardım et." Kafasıyla temizlik yapan, daha doğrusu koltuğa yığılmış halde bize bakan Ebru ve Seren'i gösteriyordu.
"Tamam." Ben tam üstümü değiştirmeye giderken babaannemin sesiyle durdum.
"Bu oğlan kim?" Savaş'ı yeni fark etmiş olan babaannem kapı eşiğini işaret ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
ChickLitAşık olmak güzel şey. Aşık olmak çok güzel şey. Ama doğru kişiye. Doğru adama ya da doğru kadına. Hep insanların doğarken diğer yarısından ayrıldıklarına inanırdım. Hala da inanıyorum. Ben diğer yarımı buldum. Hem de çok güzel buldum. En temiz kalpl...