İçeriden gelen annemin "Gece" diye böğürmesiyle uyandım. Allah'ım neydi benim günahım bu ne biçim sestir. Ben bunları düşünürken içeri biri daldı bu Yağız'dı. "Abla hadi kış uykusuna mı yattın?"
"He kış uykusuna yattım. Bir bayanın odasına böyle girilir mi öküz?"
"Ben bir bayan göremiyorum" dedi ve gülmeye başladı. Bende yastığımı fırlattım. Sonra yataktan kalktım. Ve banyoya gittim. İşlerimi halledip üstümü giyinmek için odama geri döndüm. Yırtık bir kot, beyaz askılı bir bluz giydim. Ve saçlarıma o meşhur ev topuzunu yaptım.
Son olarakta hafif bir parfüm,rimel ve lipbalmdan sonra odamdan çıktım. Odadan çıktığımda bizimkiler hazırlanmış beni bekliyordu. Evden çıktık ve yan daireye gittik . Kapıyı Barış açmıştı. Bizde hemen içeri geçtik . Hoşgeldin faslı bitince yemeğe oturduk. Yemekler enfes görünüyordu. Bende hemen yemeye başladım. Yemekler bitince sofrayı toplamaya başladık. Savaş bize yardım ediyordu. Bende tabakları mutfağa bırakırken ensemde bir nefes hissettim. Ve arkamı döndüm. Bu Savaştı. Şuan burun burunaydık çok yakındık. Kalbim ağzımda atıyordu. Dayanamayıp nefesimi tuttum. Yavaşça kulağıma eğilip fısıldadı.
"Nefesini tutma o nefes bana lazım" dedi ve yanağıma ufak bir buse kondurdu. Bende nefesimi verdim. Utançtan kafamı aşağı eğdim. Ellerini çeneme koyup yüzlerimizi eşitledi. Gözleri artık daha koyuydu. Çok yoğun bakıyordu.
"Kırmızı sana cidden yakışıyor" dedi yanaklarımdan bahsediyordu pislik. Şuan eminim domates gibiyimdir. Tam gidicekken bileğimden tutup vücutlarımızı birleştirdi. Nefeslerimizden başka ses yoktu. Şuan dünya bizim için soyutlanmıştı. Sadece o ve ben vardık. Ama bu Barış ve Yağız'ın sesiyle sona erdi.
"Ooooo çifte kumrular naber?" dedi Barış. Yağız'da çarpık bir gülüşle
"Hayırdır abla?" Deyip Savaş'ı gösterdi. Aklıma gelen şeyle Yağız'ın üstüne yürüyüp konuşmaya başladım.
"Ben sen o iğrenç şeyleri izlerken 'hayırdır Yağız' diyom mu. Hayır . Bunların aramızda kalmasını istiyosan o ağzını kapalı tutcan. Yoksa kuşlar gidip anneme söyler tamam mı canım kardeşim. Artık ondan sonra ikinciyemi sünnet olursun yoksa senin kuş tamamenmi gider bilemem" deyip göz kırptım. Korkmuş olcakki kekeleyerek konuştu.
"Se-sen nerde-en b-biliyonki ?"
"Kuşlar söyledi?" Deyip arkamı dönüp giderken aklıma gelen şeyle Savaş ve Barış'a döndüm.
"Siz ikiniz annenizden öyle şeyler öğrenirimki (Yağıza öpücük atıp) Canım kardeşimden beter olursunuz. Ayağınızı denk alın" dedim ve göz kırptım. İkiside"Tamam" deyince gülerek mutfaktan çıkıp salona geçtim.Bizimkiler muhabbetin dibini vurmuş. Annem ve Gül teyze çeyiz konuşuyorlardı. Babam ve Ahmet amca ise maç izliyordu. Ahmet amcada Fenerbahçeli olduğu için Galatasaray'ın alayına sövüyorlardı. Sonra bizim muhteşem üçlü gelip babamların yanına oturdular. Sanırım kazanan kupa alcaktı. Ve son iki dakikaydı. Berabereydiler. Takımımı sonuna kadar desteklerim ama futboldan çok anlamam. Sonra bizim takım attı ve "Goooool" evde bir bağırış. Savaş ayağa kalkıp beni döndürmeye başladı. Aynı zamanda Fenerbahçe marşını söylüyordu. Sonradan yaptığını farketmiş olucak ki bu biraz geç oldu çünkü herkes bize bakıyor. Beni indirdi. Ama kimse bişey demedi. Aksine bizimkiler bize bakıp bakıp gülüyordu. Babam bile. Sonra babam konuşmaya başladı.
"Ahmet bunun şerefine yarın mangal yapmaya gidelim mi hem müdürünüz mesaj atmış 5 gün tatil diye bizde gidip keyfini sürelim" dedi Ahmet amcada onayladı yarın erkenden yola çıkıcaktık. O yüzden eve döndük. Savaşla birbirimizin telefon numaralarımızı almıştık. Ben onu ne diye kaydetsem derken aklıma 'Ayıyogi' geldi. Ve öyle kaydettim. Ne yapim aklıma o geldi yani. Ayrıca mübarek ayı gibi. Sonra mesaj sesi geldi . Bu ayıyogiden.
Ayıyogi: Uyudun mu?
Ben: Hayır. Ve sanane.
Ayıyogi: Aşağı gel. Hemen!
Birde ünlem koymuş mal . Emir veriyor. Sanarsın padişah. Ayıyogi nolcak.
Ben: Sebep
Ayıyogi: Gel işte
Yavaşça yataktan kalkıp odamdan çıktım. Üstümü değiştirmemiştim . Sadece ince bir hırka giydim. Anahtarları ve telefonumu alıp aşağı indim. Evimizin minik bir bahçesi vardı. Çokta küçük değel yani. Orda bir battaniye vardı. Ve iki tane yastık.
"Nasıl olmuş? " deyince korktuğum için küçük bir çığlık attım . Ama kendimi toparlayıp
"Çok güzel olmuş" dedim. Elini uzatıp "gel " dedi onu dinleyip elini tuttum. Ve birlikte yerdeki yatağa yattık. Şuan yıldızları izliyorduk . Sonra bana dönüp konuşmaya başladı. Bende ona döndüm.
"Birbirimize sorular soralım hem daha iyi tanışırız " deyince kafa salladım.
"Hiç sevgilin oldu mu ? " dedi birden yaşadıklarım aklıma gelince gözlerim doldu ama anlatıcaktım. Nedenini bilmiyorum ama anlatmak istiyorum. Derin bir nefes alıp başladım.
"Birbirimizi çok seviyorduk. Ya da en azından ben. Ondan başka kimseyi görmüyordum. Hatta annem , babam, Yağız bile tanıyordu. Sonra bir gün sevgililer günüydü . Ne mesaj var ne arama var. Normalde çok sürpriz yapardı bana . Ama o gün mesaj bile atmamıştı. Okula gelmedi. Eve döndüm iyice meraklandım. Dayanamadım evine gittim. Kapıyı ..." Gözümden bir damla yaş süzülmesine izin verdim ve konuşmaya devam ettim. "Kapıyı yarıçıplak bir kız açtı. Üstünde Ömer'in gömleği vardı. Sonra arkadan bir ses geldi. Bu Ömer'in sesiydi. 'Aşkım kimmiş?' Dedi. Belinde sadece bir havlu vardı. Beni görünce ilk önce durdu. Sonra yanıma geldi. Ve 'Sevgilim!' Dedi . Dayanamayıp tokat attım-hıçkırık- ben bunu haketmedim." Sonlara doğru sesim kısılmıştı ve hıçkırarak ağlıyordum. Nefes alamıyordum. Onun bana yaptığına değil, kendi salaklığıma ağlıyordum. Savaş beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı. Hıçkırıklarım arttıkça daha sıkı sağlıyordu. Ağlamam kesilmiş yerini iç çekişlere bırakmıştı. Kokusu büyüleyiciydi . İnsanı sakinleştiriyordu. Onun göğsündeydim. Kalkmaya çalıştım ama beni engelledi ve
"Uyu orman gözlü uyu." Dedi ve saçlarımı koklayıp ufak bir öpücük kondurdu. Bende itiraz etmeden daha çok sokuldum. Ve kokusunu içime çeke çeke hayatımdaki en huzurlu uykuya daldım.
Multide Ebru var . Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Görmelere göre oylar çok az . Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin çok emek veriyorum. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
Literatura KobiecaAşık olmak güzel şey. Aşık olmak çok güzel şey. Ama doğru kişiye. Doğru adama ya da doğru kadına. Hep insanların doğarken diğer yarısından ayrıldıklarına inanırdım. Hala da inanıyorum. Ben diğer yarımı buldum. Hem de çok güzel buldum. En temiz kalpl...