*27. Bölüm*

5.8K 294 130
                                    

Hayatımda en nefret ettiğim şey uykumun bölünmesidir. Ama canım! kardeşim Yağız bunun farkında değil sanırım. Çünkü dürte dürte kolumu kolumu göçertti.

"Ne var Yağız ya?! Dün akşam ne güzel konuştuk ettik. Neden sabah sabah kolumu koparıyon ha? Neden?!"

"Okula geç kalıcazda ondan."

"Tamam kalk- LAAAAN SENİN BURDA NE İŞİN VAR?!" Şimdi diyeceksiniz bu kız niye böğürdü? Afedersiniz ama sabah sabah bir daş parçası tarafından uyandırılırsanız sizde böğürsünüz.

"Tamam kalk- LAAAAN SENİN BURDA NE İŞİN VAR?!" Şimdi diyeceksiniz bu kız niye böğürdü? Afedersiniz ama sabah sabah bir daş parçası tarafından uyandırılırsanız sizde böğürsünüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ne tarafa ölüyoz aceba?! Allah'ım eridim sanırım! Help me dostlaaaa!♥♥♥♥♥)

"Kızım manyak mısın sen? Bağırmasana bütün ev başımıza toplancak."

"Asıl sen manyak mısın ya? Nasıl girdin eve?"

"Kapıdaan."

"Aaaa bende uçarak camdan girdin sanmıştım aşkım."

"Malesef hayatım daha onu yapamadım ama sözüm olsun."

"Offff sabah sabah hiç çekilmiyon ha."

"Ama kalbimi kırıyorsun canım."

"Hay canına... sen annem görmeden nasıl girdin odama?"

"Annen gördü."

"Ne?! Allah'ım sıçtık biz. Bittik biz. Öldük b-" sözümü kesen Savaş'ın koca elleriydi.

"Kızım bir motorun soğusun. Bir nefes al. Annem sabah sabah börek yapmış. Hep birlikte yiyelim diye buraya geldik. Onlar kahvaltıyı hazırlarkende ben seni uyandırmaya geldim. Ve söyledim. Yani senin yanında olduğumu biliyorlar. Yani sakin ol. Ayrıca ben senle evlenince ne yapıcam? Bu çeneyle erken yaşta saçıma ak düşürürsün sen benim." Evlilik sözünü ağzından duyunca bir tuhaf olmuştum. Sanki kalbimdeki filler halayı bırakmış horona geçmişti. Gözümden bir damla yaş düştü. Bu mutluluk gözyaşıydı. Demekki benimle evlenmek istiyordu. Böyle düşününce içimi tarif edilemez bir duygu kaplamıştı. Hemen elini çekti ve gözyaşımı sildi. Gözünde pişmanlık vardı.

"Gece... Gece ben çok özür dilerim. Öyle demek istememiştim. Bak ben seni her halinle severim. İster çok konuş, ister hiç konuşma ama ben seni severim. Kalbini kırmak istemezdim. Af-" Bu sefer ben onun ağzını kapadım.

"Aptal aşık mısın sen ya? Ben ona mı ağladım? Evlenme deyince içim bir değişik oldu. Ne biliyim tuhaf hissettim. Seninle evlenme düşüncesi bile kalbimi bu denli titretirken, evlenince ne olur bilemem." Elimi ağzından çektim ve hızla kollarımı boynuna doladım. Ultra güven verici kolları belimi sarmayı ihmal etmemişti. O mükkemmel kokusunu içime çekerken mayışmıştım. Ben hayatımda böyle bir koku daha önce görmemiştim. Öyle bir şeydiki koku vücuduyla bütünleşmişti. Tek aykırı duran bir nokta yoktu. Boynuna hafif bir öpücük bırakıp geri çekildim.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin