Lost

1.9K 136 233
                                    

Bugün 1 Eylül!! Hogwarts döneminin başlaması tek mutluluğum şu an. Ortak salonlarınıza gidin ve sessizce okuyun lütfen, kafa dinlemeye çalışıyoruz.

Bir de yorumlarınızı çok sevdiğimi bilirsiniz onları da eksik etmeyin...

-

"Dostuma karşı daha kibar olmalısın, Hermione Granger."

Siktir.

Hermione iki adamın da işbirliği içinde olduğu gerçeğini hala hazmedememişken, ağzından çıkan tek kelime "Charles?" oldu. Genç adam karanlığa rağmen belli olan sırıtışıyla gözlerini ona dikmişti.

"Dün gece elimde olursun zannetmiştim. Beni şaşırttın, ikinci kez." Charles'ın silueti karanlık salonda gezinmeye başladı ve yerde yatan Tony'nin kalkmasına yardım etti. Draco ise yeni kendine geliyordu, hızla ayağa kalkarak ışıkları yaktı ve kanayan kaşının altındaki parlak gözleri, karşısındaki iki tanıdık bedeni görür görmez alev saçmaya başladı. "Birbirinizi bulmuşsunuz demek, orospu çocukları."

"Ah, Draco.. Babanın nezaketini de almış olmanı dilerdim."

"Wendigo'yu ikiniz yarattınız.. Hatta, malikaneden kaçıp buraya sığınmamız için o kasırgayı da siz çıkarttınız." Hermione kaşlarını hiddetle çattı ve bakışlarını sadece Charles'a yöneltti. "Arkadaşlarının vahşice ölmesine de sen izin verdin değil mi, aşağılık herif."

"Bazen, zirvede kalmak için seni güçsüzleştiren şeyleri yok etmen gerekiyor güzelim." Draco'ya tehditkar bir ifadeyle baktıktan sonra tekrar kıza döndü.

"Ne demeye çalışıyorsun?" Hermione öfkeyle burnundan soluduğunda, Charles da ona adım adım yaklaşmaya başlamıştı.

Draco ise, Hermione'ye bir zarar gelmemesi ve bu iki aptalın daha ne zırvalayacağını duymak adına öfkesine hakim olmaya çalışıyordu. Fakat pek başarılı olabildiği söylenemezdi. Kendisinin Voldemort'a ihanet ettiği gibi, Tony de onlara ihanet etmişti ve bunu düşünmek bile öfkeyi her hücresinde hissetmesi için yeterliydi.

"Zeki kızsın Hermione. Düşün bakalım, Lucius Malfoy'un ölüm sebebi ne olabilir?"

"Pekala, bu kadar saçmalık yeter." Draco konunun o büyük sırra gelmiş olmasına iyice sinirlenirken, hemen yanında duran Tony'e sert bir yumruk geçirdi ve birkaç dakika önce eline aldığı asasını Charles'a doğrulttu.

Tony yumruğun etkisiyle yere yığılırken, bugüne kadar Draco ve Hermione'nin yanında neredeyse hiç kullanmadığı asasına uzanamadan bayılmıştı.

"Sırrının ortaya çıkmasından korkuyorsun, değil mi Draco?"

Hermione tüm bu bahsedilen sır hakkında en ufak bir fikir sahibi bile değildi. Fakat anladığı bir şey varsa, o da Charles ve Tony'nin Voldemort'a hizmet etmediğiydi. Öyleyse gerçekte kimdi bu adamlar?

"Kes sesini Charles."

"Ona ne zaman söyleyeceksin?"

"Sana kes sesini dedim!"

"Demek söylemeyeceksin.." Genç adam kaşlarını kaldırarak başını sallamaya başladı ve yüzüne doğrultulmuş asaya tamamen döndü. "Hadi, bitir işini madem. Her zamanki korkaklığından kurtulduğunu kanıtla."

Draco'nun içindeki ses, Charles Cavendish'in kendisine bu şansı tanımasının altında yatan başka bir şeyin olduğunu söylüyordu. Ama bu sefer duraksamayacaktı, katil olmak tehlikeli insanları öldürdüğün zaman suçlu olduğunu göstermezdi.

THE CHOSEN ONE | dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin