Uzuuun bir aranın ardından tekrar buradayııım.
Hikayenin 7K olduğunu gördüm ve uçarak geldim. Ama öncelikle bir şeye açıklık getirmek istiyorum.
Bu kurguyu yazmaya başladığım sıralar kitapları okumamıştım. Dolayısıyla çok önceki bölümlerde Harry ile Ginny'den mavi gözlü veya Hermione'den sarışın diye bahsetmemin sebebi bu. Ama siz o detaylara takılmayın elimden geldiğince düzenledim.
edit 1: hikaye 29K iken tekrar düzenlemeye geldim ve sanırım artık her şey kitaba uygun, değilse de bir sonraki editte görüşmek üzere dostlar.
-
Bölüm şarkısı, Matthew Perryman - Only You
24 Mayıs 1996
Sınavlar ile beraber yaz tatilinin de yaklaşması kimsede ders çalışma isteği uyandırmıyordu. Hermione gibi olanların dışında tabii ki.
Genç kız bahçenin ve ortak salonun sürekli hareketli oluşu yüzünden soluğu kütüphanede alıyordu son birkaç haftadır. Harry ve Ron da onun bu gerginliğinden payını almıştı, çünkü sürekli Quidditch derdindeydiler ve Hermione sık sık sınavları hatırlatıp çalışmalarını söylüyordu.
Draco da onlardan farklı değildi. 'Bazen,' diyordu Hermione. 'Bazen onların gerçekten de ortak noktalara sahip olduklarını düşünüyorum.'
Şatonun diğer her yerine tezatla sakin olan kütüphaneyi görünce içi rahatladı. Ravenclaw'dan bir çocuk, Hufflepuff'tan bir kız ve kızın hemen yanında oturan Slytherin bir çocuk dışında epey boştu.
Onlardan uzak bir yere oturup kitaplarını çıkardığında hemen çalışmaya koyuldu. Bunların dışında okuması gereken 500 sayfalık bir Sihir Tarihi kitabı da vardı, ama neyse ki her şey planladığı gibi giderse bitirmesi uzun sürmeyecekti.
Astronomi kitabını çantasına koyduğu halde bulamayınca sinirle iç çekti.
"Nerede bu?!"
Biraz daha aradıktan sonra ümidini kesti ve raflarda mutlaka bir tane olduğunu umarak aramaya başladı.
Tozlanmış kitapların üstünde parmağını gezdirip A harfine bakarken birinin eline çarpması ile yerinen sıçradı. Arkasını döndüğünde ise bir elini rafa yaslamış Draco Malfoy ile karşılaşmak beklediği bir şeydi. Sarının en açık tonundaki saçları her zamanki gibi dağınıktı ve yüzünde o bilindik sırıtış vardı. Üstündeki Quidditch kıyafetleri yakın zamanda oynanacak Slytherin-Gryffindor maçına hazırlandığını gösteriyordu.
"Selam güzelim."
"Güzelim mi? Neyiz biz, barda tanışan iki sarhoş mu?" dedikten sonra kitaplara bakmaya devam etti Hermione. Ama arkasını dönmesiyle ona belinden sarılan Draco yüzünden rahat hareket edemiyordu. Aynı zamanda midesinde uçuşan bir şeyler de vardı tabii.
"Farkındaysan yasak aşk yaşıyoruz."
Bunun üzerine yüzünü ona döndü Hermione. "Haklısın."
Draco sırıttı ve "Şuradaki çocuğu görüyor musun?" diyerek rafın içinden karşı masayı işaret etti. Hufflepuff'lı kızın yanında oturan Slytherin öğrencisini gösteriyordu.
"Benim için Madam Pince'i yarım saat kadar gözetleyecek, gerektiğinde de oyalayacak. Yaparsa yanındaki kızı ona ayarlayacağımı söyledim."
"Slytherin'lerin de böyle işleri kabul ettiğini bilmiyordum." dedi ve kaşlarını kaldırdı genç cadı. "Ama ne olursa olsun, yaptığın yanlış ve dikkatli olmamız lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE CHOSEN ONE | dramione
Fanfiction"Biliyor musun," dedi Draco, başını eğip yüzünü Hermione'nin omzuna saklarken. Sesi cümlenin sonuna doğru boğuklaşmıştı. "Çok güzelsin. Yemin ederim ki öylesin." - Altın üçlünün gözdesi Harry Potter'ın seçilmiş kişi olmadığını fark etmeleri Hogwarts...