SARSINTI

2.7K 160 41
                                    

"Belki farklı satırlarda tekrar buluşuruz. Beni özleyin, mutluluk hep sizinle olsun."

İlk kitabımın son cümlesi.
Tekrar buluştuk melek kanatlarının altında.
Ben sizi çok özledim. Bu duyguları yeniden yaşayacak olmak, bana verilen en büyük armağan.

Okulun dergisi için aniden aklıma gelen bir konu üzerine gece yazılmış kısacık bir köşe yazısı buraya layıkmış. "Ben bu yazıyı dergiye vermeyeceğim. Bunu devam ettirip yeni bir kitap yazabilirim." Demem üzerine burada, hikayeyi yayımlamaya başlıyorum.
"Sarsıntı"  köşe yazıları yazdığım İnegöl Genç Gazetede 05.06.17 tarihinde yayımlandı ve okuyucuyla ilk kez orada buluştu.
Sizin bundan haberiniz yoktu çünkü sizinle ilk kez burada tanıştırmak istedim.

Hayatımın en güzel hislerini sizler sayesinde yaşadım. Beni hiçbir zaman bırakmayın.
Sarsıntı'nın fon müziği Mark Eliyahu- Journey.
Çünkü ilk duyduğum andan beri bu benim kitabımın şarkısı olmalı dedim. Kitabı okurken bu şarkıyı dinlerseniz duyguyu çok daha iyi hissedebilirsiniz.

Kapak görseli benim seçimim. Kitabı en iyi yansıtacak fotoğraf buydu ve gördüğüm anda vuruldum.
Wattpad platformunda paylaştığım bu hikaye gerçek bir kitaba dönüşür veya dönüşmez, çok okunur veya okunmaz; bunların hiçbiri benim için bir kaygı niteliğinde değil.
Yazdıklarımı bir insana bile aktarabileceksem, bir insana bir duyguyu hissettirebileceksem benim için orada kaygı söz konusu değildir.

Keyifli okumalar;

***

Bir gecenin bitmesinin hüznüyle yavaş yavaş terk eden ay değildi bu gece gökyüzünü. Kırmızıydı etraf.
Sahi, gökyüzü kanar mıydı hiç?
İçin acıdı mı gökyüzü?
Bir insanı bir insandan alınca mı kızılsın hep sen?
Neden böylesin bu gece evim, neden sert yatağım?
Neden cevap vermiyor her gece gün ışığı perdeden sızana kadar konuştuğum kız kardeşim bana?
Baba...
Annemi koruyabildin mi baba?

Bir sessizlik, kız kardeşim bölüyor sadece bu sessizliği.
İçimde normal olmayan hisler varken onu tam anlamıyla dinleyemiyorum ki...
İçimdeki bıçak yarası buna izin vermiyor, sanki bir felaketin geleceğini haber veren kalbim göğüs kafesimi delercesine çarpıyor. Bir ses geldi...
Kardeşimin sesini ve gecenin o korkutucu sessizliğini bölen bir ses. 

Ayağa kalktım; kardeşimin yanına gitmeliydim, çünkü o ne olduğunu anlayamadan "Abla," diyebildi sadece. "Ne oluyor?"
Ayakta zorlukla dururken kardeşimin yatağının kenarına düştüm. "Korkma sen. Geçecek birazdan," şiddetinin dehşetli olduğu depremi söyleyemezdim ona. Korkardı. Öleceğimizi sanardı belki.
Hiç bitmeyecek, hep böyle insanın kanını donduracak korkutuculukta sallanacağız sanardı.

"Neden yatak sallanıyor?" diyerek yanıma gelmek için bir adım attı ve bu, kardeşimin hafızamda kalan son görüntüsü oldu. Tavandan düşen beton parçaları ve evimizin dehşetli bir şekilde çöküşü...

"Kardeşim!" diye bağırdım.
Betonların arasına sıkışmış buz gibi bedenim hareket bile edemiyordu.
"Canım çok acıyor abla," dedi boğuk sesiyle. "Beni duyabiliyor musun?" diye sordum.
Cevap gelmeyince kalbim korkuyla daha da hızlanması mümkünmüş gibi göğüs kafesimi zorladı. "E-evet," diyebildi küçük kardeşim.

"Merak etme. Sakın gözlerini kapatma. Uyuma tamam mı sakın? Bizi gelip kurtaracaklar."
Sessizlik... Yine o iç burkucu sessizlik. "Başım kanıyor benim," dediğini duydum. Neden o anda onu çekip üstüne yatmadım ki diye kendimi suçlarken "Çok mu?" dedim. "Oraya bastır elinle," demeye çalıştım titreyerek.

"Ablacığım!" dedim beş dakika sonra. Kardeşimin derin soluğu kulaklarımda yankılanırken tekrarladım. "Ablacığım beni duyuyor musun?"
Kardeşimin sessizliği kadar hiçbir sessizlik acıtmamıştı canımı daha önce.
Belki bir saat geçti. Ben hala cevap alamadım kardeşimden.
Kimse de kurtarmıyordu bizi.
"Gelip bizi bu betonların içinden kurtarsana baba!" diye haykırdım ağlarcasına.

Belki beş saat geçti. Yine konuşmadı küçük meleğim.
Uyumuştur; küçük o, uyanır birazdan dedim kendime.
Susturdum içimdeki çığlıkları.
"Sesimi duyan var mı?" dedi biri. "Buradayım," diye karşılık verdim. Kavuşacaktım kardeşime işte şimdi.

Bir beton çekildi üstümden.
Bin beton çekildi.
Gün ışığı girdi, ben karıştım güne.
Kurtuldum bu enkazın içinden.
Kardeşim gelmedi.
Benden bir saat sonra onun bedeni çıktığında ilerledim yanlarına.
Babam tuttu beni. "Kardeşin dayanamamış," dedi.

Instagram: berracamlidere

SARSINTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin