Korku

227 14 6
                                    

Multimedya: Uras Başdere
Bölüm Şarkısı: Pera- Adını Sen Koy

Durduğumuz küçük midye dolma tezgahının önünde Uras'ın gözlerine ne yapacağımızı sorarcasına baktım.
"Bu mu gelmişti aklına?"
Uras beni dinledikten sonra cevap vermeden karşısındaki adama dönerek elini çenesine koydu ve "Abi sen bana şimdilik yirmi tane aç," dedi.
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken "Yiyecek misin gerçekten?" dedim yüzümü buruşturarak.
Daha önce hiç yemediğim ve yemeyeceğim bir şeydi.
Başını salladı Uras bana gülerek bakarken. Bu tavrına karşı şaşırmıştım çünkü yüzünde çok samimi bir ifadeyle bakıyordu ve arkadaşı gibi davranıyordu.
Aramızda her zaman örülü olan soğuk duvarlar şimdi yoktu sanki.
Gözlerimi kırparak rüzgarda dağılan saçlarının dikkatimi dağıtmasına engel olmaya çalıştım.
"Yiyeceğiz," dedi ilk midyeyi ağzına atıp gözlerini kapatırken.
Eliyle çok lezzetli olduğunu belirten bir işaret yaptığında "Ben asla yemem," dedim elimi sallayarak. "Kendimi o kadar kaybetmedim."

İkinci midyeyi de yedikten sonra hiç bana bakmadan arka arkaya yemeye devam etti. Şaşkınlıkla onu seyrediyordum. Tezgahtaki peçetelerden alıp elini sildikten sonra bana doğru geldiğinde gerileyerek tedirgince ona baktım.
Elini belime koyup beni kendine çektiğinde şaşkınlık yüklü ses tonumla yutkunarak ona baktım. "Uras ne yapıyorsun?"
Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırıp güldü. "Bugüne kadar yemediğine pişman olacaksın."

Belimdeki elinden kurtulmaya çalışırken "Yemeyeceğim için öyle bir şey olm..."
Konuşurken ağzıma soktuğu midyeyle gözlerimi kocaman açtım ve ona baktım.
Gülerek elini dudağına götürdü ve parmağıyla bağırmamam için işaret yaptı.
Dilini ısırıp gülerken "Ağzındakileri çıkarırsan kusabilirim." dedi sessizce.
Midyeleri satan adam gülerek bize bakarken elimi burnuma götürdüm ve burnumu tıkayıp yemeye başladım.
Kokusunu almadığım için tadı bir nebze de olsa gelmiyordu ki sandığım kadar kötü bir tat değildi.
Uras yüzünde gezininen muzip gülüşle midye yemeye devam ederken "Doğru söyle beğendin?" dedi sorarcasına.
Başımı sallayıp "Ne yaptın sen ya? Çok mutsuzum şu an. Resmen midye yedim." dedim.

Midyelerin üzerine sahilde yürümeye devam ederken Uras beni kayalıkların olduğu yöne çekerken onunla birlikte ilerledim.
Kayaların üzerine oturduğumuzda hava karardığı için deniz korkunç gözüküyordu.
Rüzgar saçlarımın arasından geçip giderken ellerimi bacaklarıma koyup dalgaların sesini dinlemeye başladım.
Uras'ın bakışları üzerimde gezindikten kısa bir süre sonra bana daha çok yaklaşarak gözlerimin içine baktı.
Her hareketine şaşırarak bakıyordum.
Bir şey söylemeden bakmaya devam ettiğinde yutkunarak başımı denize çevirdim.
Sessizliğin tek bölücüsü dalga sesleriydi.
Parmaklarım soğuktan kıvıramayacağım kadar üşümüşken ellerimi cebime sokup başıma şapkamı taktım.
Ani bir sesle çığlık attığımda Uras'ın kahkahasıyla başımı göğsüne koyup derin bir nefes aldım.
Ellerim üzerindeki gömlekte korkuyla tutunurken "Ya sen bu gece iyi misin?" dedim titreyen sesimle.
Aniden bağırarak beni korkutmuştu.
Dakikalardır bana sessizce bakmasının sebebini şimdi anlamıştım.
Eğlenerek gülmeye devam ederken yüzümün göğsünde olduğunu fark ettiğim an derin bir nefes aldım.
Kokusu ciğerlerimi acıyla doldururken bu dünyada eşsiz olabileceğini bir kez daha hissettim.
Saçlarımda elini hissettiğimde başımı çekmeden göğsüne tutunmaya devam ettim.
"Tamam, korkma tamam," dedi yatıştırıcı bir tonda.
Eli saçlarımda kısa bir süre gezindikten sonra bir tutam saçımı eline dolayıp bıraktı.

SARSINTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin