Benimle Gel

228 11 6
                                    

Gözlerimi kararan dünyamı aydınlatan sesle açtığımda adımı onun ağzından duymanın keyfiyle gülümsedim.
"Asel."
Yaşadığım anın büyüsünden çıkarken etrafıma baktım.
Düz renkli bir odada büyük bir yatağın üzerinde yatıyordum ve karşımda Uras vardı.
Yüzüm kilitlenmiş gibi bir mimiğimi dahi oynatamadım.
Yattığım yerden kalkmaya çalıştığımda kolumu tuttu.
Yaşadıklarım bir bir gözümün önünde canlanırken o silah sesleri, gürültülü bir şekilde göle düşüşümüz, başımın kanaması ve suda artık nefesimin bittiğini hissettiğim anları tekrar yaşadım.
Uras ifadelerine perde çekmiş gibi bana bakarken gözlerimi yüzünde gezdirdim.
İkimiz de bir şey söylemeden dakikalarca sustuğumuzda derin bir nefes alıp öksürdüm.
"Evet ben senin arabanda kalıyordum."
Uras eliyle çenesini ve ardından dudaklarını kaşıdıktan sonra anlamsız bir ifadeyle güldü.
"Bu arabayla derdin ne Asel?"
Gülerek başımı önüme eğdim.
"Kalacak başka yerim yoktu, yedek anahtarı unutmuştun."

"Bunu bana söyleseydin sana kalacak bir yer ayarlardım," dediğinde başımı salladım.
"İki gün önce arabasını çarptığım adamdan bir de kalacak yer mi isteseydim?"
Cevap vermek için dudaklarını araladığında bir anda odayı telefon sesi doldurdu.
Ekrana kısa bir süre baktıktan sonra "Aras?" diye yanıtladı telefonu.
Bir süre sustu ve dudaklarını birbirine bastırdı.
Önündeki su bardağının etrafında parmağıyla daireler çizerken "Hayır, görmedim," dedi ve oflayarak nefes verdi.
Ayağa kalktı ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti. "Onun nereden çıkacağı belli olmaz, bulursun."
Benden bahsettiğini anlamıştım.
Telefonu kapatıp yanıma geldi ve yattığım yatağın yanındaki komodine oturup ellerini dizlerine koydu.
"Neden sürekli senin yüzünden kardeşime yalan söylüyorum?"
Gözleri büyük bir dikkatle yüzümde gezinirken verecek cevap bulamadım.
"Asel bak, arabamda kalman başımıza nasıl işler açtı görüyorsun.
Ben daha üst birimlere öyle bir çatışmanın ortasında nasıl arabamdan bir kız çıktığını açıklamadım.
Böyle bir şey nasıl açıklanır onu da bilmiyorum.
Sonra sana arabadan inme dediğim halde inip o adamın bize karşı bir koz kullanmasına izin verdin.
Benim tüm dikkatimi dağıttın. Ben o adama ateş ederken sana bir şey olabilirdi.
O göle düştüğünüzde oradan sağ çıkmayabilirdin.
Başıma bu kadar iş açmışken üç gündür sana bakarak uyanmanı bekliyorum. Korkuyorum uyanmayacaksın bir şey olacak diye, kızmak istiyorum kızamıyorum.
Sen benim kardeşimin arkadaşısın. Kardeşim arayıp senin nerede olduğunu bana soruyor.
Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde yalan söylüyorum çünkü her aradığında yanımda oluyorsun."
Yataktan kalktığımda üstümdeki kıyafetlerin çamurlu olduğunu fark edip onlara baktım.
Uras eliyle dolabı işaret ederek "Bir şeyler aldım, değiştirebilirsin," dedi ve ayağa kalktı.
Odadan çıkmadan "Biz neredeyiz?" diye sordum güçsüz bir sesle.
"Otelde," diye yanıt verdi kapıyı kapatırken.
Uras'ın söyledikleri aklımda dönüp dururken ona farkında olmadan ne kadar bağlandığımı bir kez daha hissetmiştim.
Gösterdiği gibi dolaptan kıyafetlerimi alıp değiştirdim.
Odadan çıktığımda söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
Kapı sesini duyduğu gibi bana baktı Uras.
Ona doğru birkaç adım atıp ellerimle oynamaya başladım.
Beni dikkatli bir şekilde izlerken kollarını koltuğun iki yanına açmış rahat bir şekilde başını geriye yaslamıştı.
"Ben nasıl çıktım o gölden? En son bilincimin kapandığını hatırlıyorum."
Düz bir ses tonuyla yanıt verdi. "Ben çıkardım."
Aklımdaki sorularla Uras'a soracaklarımı eşleştirmeye çalışıyordum.
"Ee, su yutmamış mıydım?"
Merak ettiğim şeyi sormamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Sonra?"
Uras güldü. Sanki ne düşündüğümü anlıyor gibi gözlerini gözlerimde uzun bir süre gezdirdi.
"Sonra sana suni teneffüs yaptım..."
Dudaklarımın arasından çıkan şaşkınlık ifadesiyle kısa bir süre ona baktım.
Yüzünde keyifli bir gülümseme vardı.
"Tamam," dedim hızlıca arkamı dönerken. "Teşekkür ederim." Arkamdaki ayaklı lambaya çarpıp onu yere devirirken nereye gideceğimi bilmediğim için olduğum yerde kalıp lambayı kaldırdım.
Uras yanıma gelip elini duvara koyarken başını da eline yasladı. "Ne için?"
Cevap vermek için dudaklarımı araladalığımda benden önce konuştu.
"Suni teneffüs için mi?"

SARSINTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin