48.Bölüm Çok Bekledim

3.2K 328 87
                                    

Bu bölüm daha fazla yorum bekliyorum sizlerden, tatilden döneyim hepsine cevap vereceğim. Yorumlardan uzak kaldım ama açığı kapatacağız inşallah. Keyifli okumalar...

Kerem dosyayı göndermesinin ardından geçen iki günde bağlantıyı düşündü durdu, babasının parmağı olduğu aşikardı. Yine de neler çıkacağı ona göre hala muammaydı.

"Amirim, istediğiniz dosyayı getirdim."

Serdar seslenene kadar boş boş bakıyordu, sonra ona döndüğünde bakışları elinde tuttuğu dosyaya kaydı.

"Sen baktın mı?"

Nedenini bilmese de kendine çevrilmiş delip geçen bakışlara korkusuzca baktı.

"Merak ediyorum ama bakmadım."

"Geç otur."

Serdar denileni yaptı, Kerem dosyayı incelerken gözünü ondan ayırmadı.

Kerem inceledikçe kaşları çatıldı, daha kaç hayata o kirli ellerini sürdüğünü merak etti. Bakışları Serdar'ı bulduğunda hala öfkeyle bakıyordu.

"Şimdi diyeceksin bu adamı neden araştırıyoruz adam öldü gitti, evet öldü ama ölmesi yetmedi."

"Amirim ne arıyoruz?"

"Gerçeği arıyoruz, babam yani maça beyle birlikte kararttıkları hayatların masumlarını bulmaya çalışıyoruz. Daha doğrusu Asya bu işin peşinde."

Serdar konuşmadı, aklı karışmıştı. Elini saçlarının arasından geçirirken yanıt bulabildiği söylenemezdi.

"Özellikle aradığı ne? Asya araştırıyorsa önemli olmalı."

Kerem cevap vermeden önce ayağa kalktı, denge resmine bakarken başta kararsızdı ama söylemekte sakınca görmedi. Gözleri hala resimde, karşısında biri varmış gibi konuştu.

"Çok sevdiği birinin geçmişini arıyor, o geçmiş meşhur Maça bey ve Abi'den geçiyor."

"Arda'nın geçmişi..."

Serdar düşünmeden sarfettiği ismin doğruluğundan emindi, anlatmamıştı ama ailesi yoktu biliyordu. Konuşurken ki sesinde soru değil, kabulleniş gizliydi.

"Doğru. Eğer doğruysa Abi babası."

"Babasını vurdu!"

Serdar hayretle lafını böldüğünde başını sallamakla yetindi, durum o kadar vahimdi. İkisi de bir süre sustular, anlatılanların gerçekliğini sindirmek kolay değildi.

"Peki ya doğruysa, yani o adam gerçekten de babasıysa?"

Kerem uzun süre cevap vermedi, Serdar düşünceliydi. Haklıydı da, Arda yıllarca aradığı babasını gözünü dahi kırpmadan vurmuştu.

"Zamanı kimse geriye alamaz, daha önce öğrenmiş bile olsa Arda o tetiği çekerdi. Ben hiç düşünmeden o tetiği nasıl çektiysem o da çekerdi. İkisi de ipin diğer tarafındaydılar, ben ve Arda iyi taraftayız ve bizim dünyamızda kötülere yer yok. Babalarımız bile olsa yok."

Serdar onların yerinde olmak istemediğinden emindi, evet gözü kara bir polis olabilirdi ama babasını vurmak başka bir şeydi. Kerem kadar gözünü karartacağını sanmıyordu.

Kerem daha fazla konuşmayınca odadan düşünceler içinde çıktı, düşünmek ne zamanı geri getirirdi nede o adamın babası olmamasını sağlardı.

Serdar'ın odadan çıkmasının ardından dosyayı incelemeye başladı, tüm kayıtlar da tek çocuk Tufan yazılıydı. Bu iş karmakarışık bir hal alırken işin içinden çıkamadı, sonra aklına Hakan amca geldiğinde biraz olsun rahatladı. Yıllarca onlarla yaşamış biri olarak bu ayrıntıyı da ondan başkası elbette bilemezdi.

Fırtınanın UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin