Ramazanın ilk günü Rabbim hepimize dayanma gücü versin, tuttuğunuz oruçlarınız kabul olsun...
Oylarınızı ve tabiki de yorumları eksik etmeyin.
Bol bol yorum okumak istiyorum..
Keyifli okumalar..Herkes harıl harıl kuyumcu soygunu dosyasıyla ilgilenirken Asya'nın gözleri yorulmuştu ama sona yaklaştıklarını da hissediyordu, gözlerini bir süre kapatıp dinlendirirken Arda'nın sesiyle tekrar açtı.
"Komserim haklı çıktınız şuraya bakın."
Gösterdiği kısma baktığında tamda tahminindeki ettiği gibiydi.
"İşte bu, hemen kimin adına kayıtlı bulun. Tufan'a da söyle mobeseden güzergah belirlesin."
"Tabi komserim hemen hallediyorum."
Arda telefon ederken görüntüyü baştan izledi, kuyumcuya yürüyerek gelip soygunun ardından yine yürüyerek iki sokak geçmişler orda da bekleyen arabayla kayıplara karışıyorlardı. Yüzleri belli değildi yine de ellerinde biryerden başlamak için kanıtlar vardı.
Kuyumcunun kaybı büyüktü ki büyük olmasa bile soygun soygundu.
"Komserim kuyumcunun sahibini arkadaşlar getirdi görüşecek misiniz?"
"Toplantı odasına alın. Serdar birde şu adamı da bir araştırın bakalım, belki birşeyler buluruz."
"Kerem amirim söyledi üzerinde çalışıyoruz, normal gibi ama o da sizin gibi emin olmak istiyor."
Asya toplantı odasına girdiğinde karşısındaki adam hiç de soyulmuş birinin telaşına sahip değildi, sanki dükkanını soymamışlarda buraya beş çayını içmeye gelmiş havasındaydı.
"Komser Asya Aşıkoğlu, kaybınız bir hayli büyükmüş. Şüphelendiğiniz birileri var mı?"
Karşısına oturduğunda adamı tartıyordu, ortada bir gariplik vardı.
"Evet kaybım büyük doğru ama işyerim aynı zamanda altınlar da sigortalı, sizden gelecek habere göre ödeme yapılacak."
"Peki üzülmüş yada zor durumda kalmış gibi durmuyorsunuz."
"Üzülsem ne fayda edecek geri mi gelecek altınlar?"
Tek kaşı havada arkasına yaslanırken parmakları masada ritim tutuyordu, adamın rahat tavrı sinir bozucuydu.
İçeri Tufan girince tüm dikkatini ona verdi, gözlerinden mühim olduğu belliydi.
"Komserim bir baksanız iyi olacak."
"Geliyorum."
"Siz bekleyin biraz daha hemen geliyorum."
Tufan'ın yanına geldiğinde onunla birlikte Serdar ve Arda'da bekliyordu.
"Evet sizi dinliyorum, mühim olan konu şu içerdekiyle mi ilgili?"
"Şimdi komserim dediğiniz gibi arabayı araştırdık araç kiralama şirketine ait, gidip konuşmadan önce size haber verdik."
"Serdar şu içerdekiyle ilgilen yazılı ifadesini al evine gitsin, ama peşine birini takmayı ihmal etme. Var bu adamda birşeyler de delil lazım, gidip şirkettekilerle bir konuşalım."
Yanına Arda ve Tufan'ı da alıp kiralama şirketine geldiklerinde içeri girdikleri an tedirgin bakışlara karşılık rahat tavırlarıyla etrafı kolaçan etti.
"Patron kim?"
Cevap gelmeyince masada oturan gençten çocuğa doğru ellerini masaya dayayıp eğildi, gece karasına çalan gözlerini üzerine diktiği an korku dolu gözler tabiki de memnun etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınanın Umudu
Ficción GeneralAilesi tarafından reddedilmiş yapayalnız kalmış, seçtiği yola çıkarken sevdiği adamı gerisinde bırakan yaralı bir kadın. Başarılarının getirisi bir lakap FIRTINA, kolay kazanmadı o ismi ölümün kıyısında çok kez yürüdü. Tek bir amacı vardı yaşaması...