EVCİLİK OYUNU

İlahi Can! (50. bölüm)

Vay bee 50. bölümü de gördük vallaha :) nasıl mutlyum anlatamam. Ama bende bunun şerefine baya uzun bir bölüm yazdım :) sanırım yazdığım en uzun bölüm bu olacak. Son bölümlere oranla daha eğlenceli bir bölüm oldu. Bazı arkadaşlarımızında isteklerini olabildiğince yerine getirmeye çalıştımm umarım beğenirsiniz :)) Ayrıca tabii ki yorumlarınız için çoook ama çook teşekkür ederim :) gün geçtikçe artan yorumlar ve okunma sayısı beni çok mutlu ediyor :)

Bu bölümü mlkbss'ye ithaf ediyorum umarım beğenirsin tatlım :)

Bölüm şarkımız Atiye'den Güzelim. bölümde yeri geldiği kısımda dinlerseniz hoşunuza gidebilir:)

He unutmadan Buseciğime öpücüklerimi iletiyorum buradaan :-) :*

*****

Dostluk; unutulmayacak kadar güzel ve sadece ender insanlar yaşayacak kadar özeldir...

-Zeynep-

 

Kapının çalmasıyla birlikte söylenerek ayağa kalkarken kerem de aynı şekilde peşimden geliyor.

“Yakında taşınabiliriz güzelim haberin olsun!” diyor neredeyse sinirli bir halde.

“O neden ya” diyorum saf saf.

“Baksana bir rahat vermiyorlar insana ya!”

 

“Hıı rahat mı olmak istiyorsun sen?” diye soruyorum cilveli bir şekilde. Benden hiç beklenir miydi bu hareketler?!

“Evet, ama en çok da karımla yalnız olmak istiyorum” derken bir eliyle de beni kendine çekmeyi ihmal etmiyor.

Biz kapı önünde kapıyı açmak yerine birbirimize daha da sokulurken sanki kendini hatırlatmak ister gibi zilin tekrar çalmasıyla ayrılıyoruz. Keremin sinirli bakışları yerini alırken bende sakin ol uyarımı –yine gözlerimle- yaparak kapıyı açıyorum.

“Biz geldiiiiiik!” diye cıyaklıyor melis elleri torbalarla dolu bir şekilde.

“Nerede kaldınız abicim ya kırk saattir ağaç olduk!” diye yakınmaya başlayansa tabii ki can!

“Ah keşke..” diyor kerem kısık bir sesle ama ben duyuyorum. Ahahha yerim seni ben yaa.

“Anlamadım?” diye soruyor can kendisi hariç hepimiz gülerken.

“Hoş geldiniz diyorum. Biz de sizi bekliyorduk(!)” diyerek alay etmeye devam ediyor kerem. Vallaha can sende hak etmiyor değilsin yani!

“Aaa öyle mi?” diyor benden de saf bu çocuk! Sonra da arkasındakilere dönerek; “Bak gördünüz mü iyi ki ısrar etmişim gelmek konusunda onlar da bizi bekliyormuş” diyor.