İyi akşamlaar :) Size bir sürpriz yapıp eski günlerdeki gibi üst üste iki gün bölüm paylaşayım dedim :) Ah ben tatilde olacağım zaten uzun uzuun bölümlerle hergün karşınızda oluyordum biliyorsunuz ama hep şu okullar yüzünden! Her neyse bugün böyle bir güzellik yapmak istedim :-) Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Hepinize yorumlarınz için çok çook teşekkür ederim iyiki varsınız :-) Bu arada çoğu kişiden zeykerin bebeği olsun diye yorumlar, mesajlar alıyorum ama malsef arkadaşlar bu hikayede olmayacak çünkü farklı bir final sizi bekliyor o zaman anlayacaksınız neden olmadığını ;-)
Şimdiden tüm okuyucularımın annelerinin anneler gününü kutlarım buradan :-) Tabii anne okuyucu olan varsa onlarınkini de :-) He birde benim biricik annemiin :-) <3
Bu bölümü güzel yorumları için nergisemel'e ithaf ediyorum umarım beğenirsin tatlım :-) keyifli okumalar :))
****
-Zeynep-
Hayatınız maalesef her zaman sizin istediğiniz şekilde ilerlemiyor. Daha doğrusu bir tek sizin hayatınız olmuyor ve bir şekilde başkalarının hayatı etkiliyor sizi, tıpkı şuanda keremle bizim hayatımızı etkilediği gibi. Belki de daha çok uzun bir süre devam edebilirdik tatilimize ama maalesef bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz ve yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımız var. Halletmemiz gereken, çözüme ulaştırmamız gereken sorunlarımız var. En başta annem konusu… Bir de şu yarınki sunum var tabi. Özgeye de büyük bir teşekkür borçlandım kız bütün sunumu üstlendi resmen kimse bir haftada tanıdığı biri için yapmazdı bunu.
Sessiz süren yolculuğumuz sonunda siteye girdiğimizde arabayı park edip durduruyor kerem. Eve gelmek zorunda kaldığımız için yüzü hala asık. Ben de hiç gelmek istemiyordum ama ne yapalım mecburuz, bütün sorunları çözelim daha uzun soluklu ve planlı bir tatil de yaparız. En azından ufak bir nefes almış olduk bu kaçamağımızla.
Arabadan inip eve doğru yürümeye başlıyoruz. Keremin elini tutup; “Hadi ama asma suratını artık” diyorum.
“Asmıyorum” diyor ama yüzü beş karış! Neyse ben keyfini yerine getiririm onun bir şekilde.
Eve girer girmez kendimi koltuğa bırakıveriyorum. Keremde gelip yanıma oturuyor.
“Şu sorunları bir çözelim uzun bir tatil planı yaparız” diyorum kereme dönüp göz kırparken.
“Aslında düşündüm de..” diyor uzatarak “… Seninle hep yan yana olduğumuz sürece mekanın bir önemi yok”
“Yaa o benim lafım bir kere!” diyorum şakayla karışık gülerken karnına doğru vurarak. Bende koltukta yüzüm ona dönük oturuyorum bir bacağımı kıvırarak.
“Kim söylerse onun lafıdır!” diyor bilmiş tavrıyla.
“Hiçte bile!” diye karşı çıkıyorum tabii hemen Zeynepliğimi göstererek.
Keremse bana iyice yaklaşıyor ve her zamanki gibi bir eli boynuma giderden dudaklarıma sıcak bir öpücük bırakıyor. Tam geri çekilecekken bu sefer ben bir elimi onun ensesine koyarak kendime geri çekiyorum. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ama biraz daha böyle kalalım bana biraz daha yakın olsun istiyorum. Onu sürekli hissetmek her zaman yakın olmak istiyorum. Tabi bu hareketime kerem şaşırsa da gecikmeden karşılık veriyor bu ihtiyaç dolu öpücüğüme. Şaşırıyor tabi haliyle ilk adımı atan hep o oluyorken benim böyle ataklarda bulunmama. Nefesimiz tükenip dudaklarımız ayrılmak zorunda kaldığında kerem alnını alnıma dayayıp gülümsüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVCİLİK OYUNU
Fiksi PenggemarAslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında bir rüya. Gerçek olamayacak kadar güzel, Gerçek olacak kadar mükemmel. Sonra rüyadan uyanış. Her şey yolunda iken "Sadece o olsun" demek, "Ç...