Eveett arkadaşlar yoğun istek üzerine dün gece oturdum ve iki saat bu bölümle uğraştımm umraım beğenirsinizz:)) bu bölümde aksel de giriyor hikayemize ben akseli çok yakıştırıyorum sizde seversiniz inşallahh :)) keyifli okumalar..
Vee vee tabii kii yorum yapan herkese cok cook teşekkür ederimm sizleri seviyorumm :)
***
Keremle telefon görüşmemizden sonra heyecanla odaya fırlamış bu sefer de melisin beni güzelleştirmesi için ben uğraşıyordum ilk kez! Ama ne yapayım yani sonuç olarak bizim ilk buluşmamız gibi bir şey sayılabilir bu. Çünkü biz birbirimize sevdiğimizi söyledikten sonraki ilk dışarıda buluşmamız! Evet biliyorum evli bir çift için bu anormal kaçsa da ben böyle düşünüyorum. Hem nedense kendimi hiç evli değil de daha çok keremle sevgili gibi hissediyorum. Şurada kaç gün oldu ki? Hadi onu geçtim kaç haftadır tanıyorum keremi?! Beş mi? Daha evleneli iki haftayı doldurmamıştık bile.. Kendime gerçekten inanamıyorum daha birkaç haftadır tanıdığım bir adama aşık ve evliydim. Her şey ne kadar da hızlı gidiyordu böyle? Aslında içimden korkmuyor da değilim. Bence bazı şeyler sindire sindire hissederek yaşanmalı. Evet hazırlıklar, nişanım, düğünüm hepsi muhteşem olmuştu. Hepsinde büyük zevk almıştım. Ama hala içimde eksik bir şeyler var. Belki de bu eksikliği zaman dolduracak..
Bunları düşünmeye bir kenara ittiğimde aynanın karşısında dikilip yansımama bakıyorum melis ve yağmurla. Lacivert dirsek kollu sade elbisem dizlerimin üzerinde bitiyor. Melisin iki yandan topladığı saçlarım alnımın üzerine düşen bir bukleyle –hiç mütevazı olamıcam!- çok güzel görünüyor. İkisinden de güzel tepkiler geldiğinde bende gülümsüyorum. Umarım kerem de beğenir diye düşünürken kapı çalıyor. Ayağımdaki topuklulara aldırmadan bir anda koşturmaya başlayınca tökezliyorum!
“Dur Zeynepçim sakin ol” diyor yağmur gülerken.
“Tamam ya sakinim ben” diye atarımı da yaptıktan sonra bu sefer daha yavaş adımlarla kapıya yönelirken kızlarda arkamdan geliyor. Kapıyı açar açmaz karşımızda kerem ve can beliriyor.
“Eh sonunda açabildiniz ya ağaç olduk” diye söyleniyor can somurtarak.
“Sana da merhaba can” diye ikinci atar hakkımı da can da kullanıyorum. Eh siz de deli etmeyin ama! bakın benim öküzüme ağzını açıp bir şey diyor mu hiç! Ağzı açık ama bir şey diyemiyor ah canım benim çok mu beğendi beni böyle. :D Can elindeki kıyafetleri melisle yağmura uzatınca bir koşu odaya çıkıp hazırlanmaya başlıyorlar.
“Kerem?” diye soran gözlerle bakıyorum kereme can da içeriye geçti ama biz hala kapı da dikiliyoruz.
“E-efendim” diyor rüyadan uyanmış gibi gözlerini kırpıştırarak.
“Orada dikilecek misin bütün gün?” diye sormamla gülümsüyor ve beni kendine çekip sarılmaya başlıyor. Ah tabii ki bütün gün özlediğim kokusu burnuma dolarken derin bir nefes alıp bende kollarımı doluyorum ona. Kendini geri çekmeden;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVCİLİK OYUNU
Fiksi PenggemarAslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında bir rüya. Gerçek olamayacak kadar güzel, Gerçek olacak kadar mükemmel. Sonra rüyadan uyanış. Her şey yolunda iken "Sadece o olsun" demek, "Ç...