İyi akşamlar canlarım! Neşeli bir bölüm yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz :) Biraz daha ileriye gittik bu bölümde ve Zeynep'in düşüncelerini okuyacağız, yorumlarınızı merakla bekliyorum :) Ayrıca diğer bölümün yorumlarına da en kısa zamanda cevap vereceğim, öpüldünüz :) :*
Multimedya Zeynep'in giydiği kıyafet ve şarkıyı dinlemeniz önerilir ;) Bu arada buseedede'nin yazdığı Ya Sen Olmasaydın bu aralar hızını aldı gidiyor, ortaya harika bölümler çıkıyor kesinlikle okuyun derim ;)
Son olarak bu bölüm Zehra'ya gidiyor, umarım beğenirsin tatlım :)
****
65. Bölüm
1 ay sonra..
Hep görürüz sosyal medya ağlarında ya da okuduğumuz romanların sayfalarında. Derler ki; akıl mı yoksa kalp mı? Bir insanda mantık mı ön planda olmalı duygular mı? Ne kadar çok tartışılıp ne kadar çok konuşulmuştur kim bilir.
Ben şimdiye kadar çoğunlukla hep aklım ve mantığımla hareket ederken şuan kalbime söz geçiremeyen taraftayım. Mantığım şuan yaşadıklarımı imkansız bulurken kalbim neden olmasın diyor. Aşkın ne zaman ve kimden geleceği belli olmuyor gerçekten. Hiçbir zaman zorla evlendirilmek zorunda kalacağım bir adama aşık olacağım aklıma gelmezdi. Ki bunu bana söyleseler gülmekle kalmaz kahkahalara boğulur geçerdim. Ama şimdi öyle mi? Evlendirilmek zorunda kaldığım adam için her gün yanına gidip, saatlerce dil döküp onu uyandırdığım yetmezmiş gibi bir de ona aşık oldum! Evet, evet artık kabul ediyorum. Etmeyip de ne yapacağım ki? Onu her gördüğümde heyecandan tir tir titreyip ayaklarımın bağının çözülmesi bir yana sesini duyduğumda ve bana her dokunuşunda türlerimin diken diken olması bu durumu kabul etmek için yeterince kendilerini belli ediyor!
Geçen hafta doktoru büyük bir çabayla bezdirdikten sonra kendini taburcu ettirmeye ikna etti Kerem. Hastanede yattığı sürece her gün gidip bir bahaneyle onu görmelerim, hastaneden çıktıktan sonra azaldı doğal olarak. Ne yapacaktım yani her gün evlerine mi gidecektim? Ne sıfatla? Doğum günü gecesinden beri aramızda adı belli olmayan bir şeyler var olsa da ikimizde ağzımızı açıp tek bir şey söylemiyoruz. Sanki bu çok büyük bir sırmış da biz bir şeyler söylesek bu büyü bozulacakmış gibi tek kelime çıkmıyor ağzımızdan. Ama her ne kadar biz bir şey konuşmasak da diğerleri bizi bizden çok konuşuyor! Hele de Yağmur ve Melis! Geçenlerde bize sözde(!) bir kahve içmeye gelip halimi hatırımı soracaklarken nedense birden konu Keremle bana geliyor!
**Flashback**
“Eee seninki ne yapıyor?” diye sormasıyla beni delirtiyor tabi Melis!
“Benimki kimmiş Melis?” diyorum salağa yatarken.
Oysaki Keremden bahsettiklerine adım gibi eminim! Ama benim alnımda enayi mi yazıyor bir bakın bakalım?! Atlar mıyım hemen ben buna!
“Kim olacak işte Kerem” diyor Yağmur da. Ben gözlerimi devirirken Melis atlıyor hemen lafa!
“Hiç anlamazlıktan gelme canım! Bal gibi de biliyorsun Keremden bahsettiğimizi” diyor. Aman bilmiş şey seni!
“Off! Biraz abartmıyor musunuz siz? Kaç defa söyleyeceğim size aramızda bir şey yok diye?”
“Hadi oradan! Birbirinize nasıl baktığınızı görmeyecek kadar kör değiliz biz!” diyor bu sefer Yağmur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVCİLİK OYUNU
FanficAslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında bir rüya. Gerçek olamayacak kadar güzel, Gerçek olacak kadar mükemmel. Sonra rüyadan uyanış. Her şey yolunda iken "Sadece o olsun" demek, "Ç...