1 AY SONRA
Lanet günün üzerinden tam 1 Ay geçmişti,lösemiymiş hastalığı,kan kanseriymiş Deniz,çok geç kalmışız,çok ilerlemiş hastalığı,doktor belirtilerini saydığında anlamıştık,Deniz'in sürekli hasta olması,bünyesinin zamanla düşmesi,burnu kanadığında bizden gizlemesi,her şey aslında ortadaymış ama kimse konduramamış yada gerçekten fark etmemiştik.
Her gün hastanenin bahçesine gelip Deniz'in cama çıkıp bize el sallamasını bekliyorduk,fazla değil bir kaç saniye görünüyordu sonra kayboluyordu,yüz yüze gelmemiz yasaktı,her şeyden enfeksiyon kapma olasılığı vardı,ve eğer enfeksiyon kaparsa da yatalak kalma olasılığı artıyordu.
Tedavileri her geçen gün çoğalıyordu ama henüz bir iyileşme görememiştik,her gün doktorundan bilgi alıyorduk,doktoru bizi sevmişti,bizi gördüğü zaman kendisi geliyordu yanımıza,Denizden bahsediyordu,çok umut bağlamamızı istiyordu ama umutsuz da yaşanmaz diyordu.Biz Deniz sayesinde Ölüme ne kadar yakın olduğumu anlamıştık.Denize moral olsun diye bütün fotoğraflarımızı çıkartıp doktora vermiştik Doktor hanımda Denizin odasına da ki duvarlara yapıştırmış,yüzünün güldüğünü duymuştuk,o bile bize azda olsa mutluluk vermişti.
*********
Okul çıkışı hastaneye gelmiştik,saat her zaman ki gibi altıydı,her zaman oturduğumuz banka ilerledik Toprak sağıma,Rüzgar Soluma oturmuştu,üçümüzün de gözleri Deniz'in odasında ki camdaydı,ilk olarak Gül teyzeyi gördük,telefonunu gösterdi,daha sonra Rüzgar'ın telefonu çalmaya başlamıştı,Rüzgar telefonu hoparlöre vermişti"Deniz'i fazla yormadan sesini de duya bilirsiniz"yüzümüzde kırıkta olsa bir gülümseme olmuştu,Camda bu kez Deniz'i gördüğümüzde yüzümüzde yalandan da olsa büyük bir gülümseme eklemiştik"Deniz çok güzel görünüyorsun"Rüzgar konuştuğunda güçsüz gülmesini duymuştuk,gözlerim istemeden de olsa dolmuştu"kuzum iyi görünüyorsun,tedaviler işe yaradı demek ki,güçlü kardeşim benim"titrek sesimle de olsa konuşmuştum,kafasını sallamıştı camdan parlasa da çok soluk görünüyordu,Allah kahretsin hiç bir şey işe yaramıyor muydu acaba"Deniz senin için mp4 aldım sevdiğin şarkıları içine atıyorum,yarın geldiğimizde getireceğim"gülümsediğinde bizde gülümsemiştik bir kaç saniye sessizlik oldu"size sarılmayı özledim"zayıf ses kulaklarımı doldurduğunda boğazımda kocaman bir yumru olmuştu"Kaan gelmemiş yine"Rüzgara döndüğümde dişlerini sıkıyordu yalandan gülümsedi"Alman'yadan burs kazandı liseyi orada devam edecekmiş,babası zorla aldı götürdü,seni bırakmak istemedi,her gün seni soruyor"gülümsemişti"anne yoruldum"Deniz'in yoruldum sesini duyduğumuzda hepimiz veda edip telefonu kapattık,tekrar elini salladı bize.
Deniz gittiğinde ellerimle yüzümü kapadım ağlamaya başladım,içim yanıyordu,kalbim acıyordu,böyle kalbim birinin eline düşmüştü sıkılıyordu,ayağa kalkıp hızlıca hastanenin bahçesinden çıkmıştım"Eylül"Demir'in sesiyle göz yaşlarımı silip Demi'in yanına ilerledim"canım yanıyor"kollarımı Demir'e sıkıca sarmıştım,tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktığımda sırtımda ki eller beni teselli etmek istercesine beni sıvazlıyordu"her şey geçecek,Deniz bu hastaneden çıkacak,Her şey düzelecek"geri çekildiğimde yüzümü avuçlarının arasına aldı gözümden düşen yaşlarımı silip her iki tarafıma da öpücük kondurmuştu"Her Şey Güzel Olcak biraz zaman ver hayata,akışına bırak,her şey yoluna girecek" kafamı sallamakla yetindim.
Rüzgar ve Toprakta geldiğinde Rüzgar yerine sığamıyordu,küfürler edip bağırıp çağırıyordu"O Kaan'ın Allah Belasını versin,bu kız hasta oldu diye ben Kanserli kızla beraber olamam deyip başka kızla sevgili olmak nedir ya,şerefsiz,gurursuz"Demir Rüzgarın kolunu tuttuğunda Rüzgar azda olsa sakinleşmeye çalışıyordu.
Toprak bana sarıldığında saçlarını okşadım"Deniz iyileşecek dimi Eylül"derin bir nefes aldım,ne kadar ala bilirsem"tek duam iyileşmesi"geri çekildiğinde Rüzgar Toprağı kolların almıştı"Biz gidelim artık"kafamı salladım"gidelim,yarın görüşürüz"Demir motora binmişti bende arkasında ki yerimi almıştım kaskı kafama takmamıştım"kaskı taksana Eylül"hayır anlamında kafamı salladım"Eylül takar mısın"elimle alnımı kaşıdım"başım ağrıyor,nefes alamıyorum,kaskı takarsam cidden boğulurum"önüne dönüp motoru çalıştırmıştı kafamı sırtına yaslamıştım,kollarımı beline sarmıştım.
**********
Sahilde ki bankta oturuyorduk,kollarım Demirde sarılıydı"sen böyle üzgün olunca hava da bize küsüyor"omzumu silktim"Deniz hayata küsmüş,hava bize küsse kaç yazar"saçlarımı okşamaya başlamıştı"ben her zaman yanında olacağım"başımı göğsüne yasladım"iyi ki yanımdasın"yine gözlerim dolmuştu"ilk günden beri sanki ikimizi bir arayan getiren Deniz oldu,seninle ilk göz göze geldiğimizde aslında Deniz fark etmişti,sonra Deniz yüzünden küçük bir oyun oynadık,fark ediyor musun?"dediğimde geri çekilip gözlerine baktım,yüzünde garip bir gülümseme oldu"bize veda etmez dimi,Deniz bırakmaz bizi dimi"hıçkırıklarım boğazıma dizildiğinde delirecektim,ayağa kalktım ellerimle yüzümü sıkı sıkıya kapadı,yüzümde ki elleri sertçe indirmişti Demir"Kendine gel Eylül"Elimi elinden kurtardım alnıma sertçe vurdum"ben dayanamıyorum,içimde böyle çırpınan bir şey var"çaresizliğin içine çekilmiştim"sen eğer onun güzel günler görmesini istiyorsan,ilk olarak hayal etmen gerekiyor,onun yanımıza geleceği günleri planlaman gerekiyor,öleceğini düşünürsen eğer,korktuğun şey başına gelir"Demir'in söylediği şeyleri ölçüp tartıyordum ama...
Demir'in abisi bize doğru geldiğinde Demir ayağa kalkmıştı"sizi bekliyordum ama gelmeyince merak ettim,bir sorun mu var"Demir bana dönmüştü,Kenan abi yanıma oturduğunda elini omzuma koymuştu"Eylül sen halen kendine gelemedin mi"kafamı olumsuz şekilde salladım"Deniz için elimizden geleni yapıyoruz Eylül,Dün doktor arkadaşlarımdan birini Denizin hastanesine yönlendirdim,belki Denizin doktoruyla ortak bir karara varıp tedavisini değiştirirler,arkadaşın yaşayacak,ama sen eğer onu ölmüş gibi düşünürsen,hiç bir zaman düzelemez"doğru söylüyorlardı ama içimde ki sıkıntı bir türlü dinmiyordu.
Derin bir kaç nefes aldım verdim"Sevgilim ben eve geçiyorum,konuşuruz sonra olur mu"anlayışla kafasını salladı gelip alnıma öpücük kondurdu"daha fazla üzülürsen cidden kavga ederiz"kafa salladım"sarılmak istiyorum"söylediğim şeyle kollarını kocaman açmıştı,yaklaşıp kollarımı Demir'e sarmıştım"inanmaktan vazgeçme"kafamı sallıyordum,geri çekilip el salladım arkamı dönüp sahilden ilerleyerek eve gidecektim.Yine derin düşüncelere dalarak ilerliyordum.
Her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşasak ne güzel olacaktı her şey,yapmaktan korktuğumuz ne varsa yapardık,hiç bir işimizi ertelemezdik,Her şey için gülümserdik,hiç bir şeyden korkmazdık, tek bir çiçeği bir kere koklamak yerine her çiçeği binlerce kez koklardık.Gün içinde kırdığınız insan sayısını bir hesaplayın lütfen? Size bugün son gününüz deseler,insanlarla küs kalır mıydınız, yada kırgın...
Hayalinizde ne varsa yapmak isterdiniz dimi,deli gibi koşmak mesela,yada bir lunaparkta isteğiniz kadar eğlenmek gibi.Kendinizi bir Kelebek gibi hissedin,öleceğiniz bile bile kanat çırpmayı,özgür olursunuz bir anlığına,saniyeler sonra kanadınızda ki her bir pul tek tek dökülür ve yavaş yavaş huzuru bulursunuz,kelebekte olsa,bir günlüğüne uçmuştur.Biz insanların,kelebekten farkı ne peki,bizlerde gün batımına yada gün doğuşuna uçamaz mıyız?Her şeyde bir soru vardır,her sorunun içinde ise bin bir türlü cevap vardır,ne bu sorular bizi sonsuzluğa ulaştırır nede cevaplar,bizi sonsuzluğa ulaştıracak olanlar,içimizde biriktirdiğimiz gerçek duygularımızdır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY GÜZEL OLACAK
Teen FictionYağmurdan ıslanmaktan korkanlar,birbirinin fırtınasında kaldığında yaşama cesareti bulurlar...