MUĞLA
Artık Muğla'ya gelmiştim,biraz uzun bir yolculuk olsa da bir şeylere değmişti.Küçük bir pansiyonda kalıyordum,odam küçüktü ama samimiydi,içimi ısıtan bir dekorasyonu vardı,çiçeklerle bezeli duvar kağıtları,tüm odayı sarmalarken,balkonun her bir yanında ki renk renk canlı çiçekler hoş kokular yayıyordu.
Yatağın yanında ki komodinin üzerinde ki pikaptan gelen eski şarkı başka dünyadaymış gibi hissettiriyordu,pikapın içinde ki plak Sezen Aksu'nun yaşanmamış yıllar parçasıydı.
Duvar da asılı tablolarda eski Fransız kadınları vardı,küçük kütüphanede ise eski kitaplar vardı,bu odada garip bir hava vardı,insana huzur veren ve merak uyandıran,daha önce kimler kalmıştı acaba,neler yaşanmıştı,kimler gelip geçmişti,merak ediyordum istemeden...
/*******/
Pansiyonun restoran olan kısmına indiğimde az kişi vardı,cam kenarında boş bir masa vardı,yavaş ve seri adımlarla masaya yaklaşıp oturmuştum,üzerinde garson kıyafeti olan küçük bir kız bana doğru geliyordu,mavi gözlü,sarı saçlı,uzun ve cılız bir kızdı"Merhaba,buyrun menümüz"bana uzattığı menüyü ellerimin arasına aldığımda kızın yüzünde garip bir gülümseme görmüştüm"13 numaralı odada ki bayansınız değil mi"kafamı salladım yüzüme içtenlikle bir gülümseme yerleştirmiştim"o odada daha önce bir yazar kalıyordu,çok iyi bir insandı,Asım beyin halen plakları ve kitapları duruyor eğer rahatsız ediyorsa çıkıp alabilirim"elini tuttum"hayır,aksine bana huzur verdiler,odama ayrı bir aura katmışlar"elimde ki menüyü eline almıştı"size özel şeyler getire bilir miyim"kafamı sallamakla yetindim.
Garson kız giderken ellerimi çenemin altında birleştirip dışarıda ki insanları izlemeye başlamıştım,İstanbul da ki gibi bir yerlere yetişmek için koşturan insanlar yoktu,birbirine sarılı sevgililer,güler yüzlü arkadaşlar,ellerinde ki bastonlarla deniz'in kıyısında yavaş yavaş yürüyen yaşlılar vardı,yüzlerinde her şeye rağmen mutluluk simgesi tebessümleri vardı...
Masa da ki tabak sesiyle gözlerim masanın üzerindekileri bulmuştu,garip bir çorba vardı,kokusu da farklıydı"babamın özel tarifi,siz çorbanızı içip bitirdiğinizde yanınıza uğrayacak"kafamı salladım"peki,teşekkürler"herhalde beğenip beğenmediğimi öğrenmek için gelecekti,pansiyona küçük diyordum ama özel şefi bile vardı,şaşırmamak elde değildi.
/***/
Tabağımda ki çorba biterken,çorbanın tadına mest olmuştum,böyle bir tat,böyle bir lezzet yoktu,efsane ötesi bir şeydi,kafamı çorba tabağından kaldırdığımda beni izleyen bir bedenle kaşlarım istemsizce çatılmıştı"Merhaba Eylül hanım"doktora yaptığım yıllarda ki hocam karşımdaydı"Hocam"ayağa kalkıp Taylan hocaya sımsıkı sarılmıştım"hocam nasıl olur da böyle bir yere yerleşirsiniz"gülerek gözlerime bakıyordu"hayat kızım,bende kendimi nasıl burada buldum bilmiyorum"gözlerini kısıp ciddi bir yüz haline büründü"seni buralara atan ne"gözlerim yeri bulmuştu derince nefes verirken,kolumu okşadı"her şey geçer kızım,burası herkese iyi geliyor,emin ol buradan mutlu ayrılacaksın"yüzümde ki acı gülümsemeyle gözlerine baktım"umarım"iki kolumu da tuttu"eğitimin ne oldu"gülümsemem yüzümde yayılmıştı"uzman Doktor Eylül Aydın karşınızda efendim"karşımda saygıyla eğilmişti"aman hocam ne yapıyorsunuz"güldü,bu adam her güldüğünde bütün insanların böyle olduğunu zannederdim,çok samimi bir gülüşü vardı,değişik bir kişiliğe sahipti"bir ihtiyacın olursa mutfakta yada şurada ki bahçe de bula bilirsin kızım"kafamı aşağı yukarı salladım,Taylan hoca giderken masada ki yerime tekrar geçmiştim.
Küçük ama rengarenk çiçeklerle dolu olan bahçeye döndüm,bambaşka bir dünyada olduğumu artık biliyordum,kendimi iyi hissetmeye başlamıştım,terk ettiğim kendimi,şehirden ve dostluklarımı rafa kaldırmıştım.İçimde ki neşeli çocuktan sinyaller alıyordum,masada ki bardaktan suyumu içip ayağa kalkmıştım,hızlıca pansiyondan çıkıp sahile doğru koşmuştum,üzerimde ki kıyafetlerimi umursamadan denize doğru koşuyordum,su ayaklarıma ulaştığında daha hızlı ve korkusuzca ilerliyordum,kollarımı havaya kaldırıp kafamı masmavi olan gökyüzüne kaldırmıştım,su boğazıma kadar ulaştığında biraz daha ilerlemiştim,ayaklarım hiç bir zemine değmiyordu,suyun içinde artık tamamen kayboluyordum.
Buz gibi suyun içinde kaybolup tekrar suyun yüzeyine çıkıyordum,kendimi arınmış gibi hissediyordum,kendimle kendim olduğum mutluydum,kendim için yaşıyordum,bu kadar derinlikte bunu fark etmiştim artık,soğuk su bedenimin ısısı düşürmeye başladığında kıyıya doğru yüzmeye başlamıştım.İnsanlar bana garip garip bakarken hiç birini umursamamıştım,kumların üzerine geldiğimde güneş bedenimi yakacak şekilde derime nüfus ediyordu.
Sahilde güneşlenen insanlar,bira şişelerini birbirine tokuşturan arkadaş ortamı ve kitap okuyup denizi izleyen kesim bana mutsuzluktan başka hiç bir şey çağrıştırmıyordu.Mutlu olmam gerekti,artık kendimi iyi hissetmem gerekti,bir kişi için değil,kendim için yaşamam gerekti.
Islak kıyafetler üşümeme sebep olmuştu,kollarımı bedenime sarıp pansiyona doğru ilerlemeye başlamıştım,arabaların önünden hızlıca geçerken arabalar durmuştu,İstanbul'da olsa beni ezmek için üzerime doğru sürerlerdi.
//////*****
Saat epey ilerlemişti,yıldızlar gökyüzünde yerini almıştı,ay yıldızların arasına girip ışığını denize yansıtıyordu,dolaptan üzerime hırka alıp,yatağımın yanında komodinin üzerinden telefonumu ve kulaklığımı alıp odadan çıkmıştım.
Sahil boyunca gökyüzünün altında yürümeye başlamıştım,hava o kadar güzeldi ki içimi rahatlatıyordu,karanlıktan korktuğum kadar,huzur veren bir yanını da hissediyordum,iyi geliyordu,adımlarımı yolun diğer tarafına doğru yönlendirmiştim ki bacağımın bir milim yanında araba durmuştu,kulaklığımın yanlarından sızan korna sesiyle kafamı arabaya doğru çevirmiştim.
Arabanın içinde ki adamda şokla bana bakıyordu,kendimi süzdükten sonra tekrar arabaya dönmüştüm"yola bakmadan nasıl yola atlarsınız"karşımda bağıran adama tip tip bakmaya başlamıştım"ne saçmalıyorsunuz siz ya,yol boştu"gülerek ellerini havaya kaldırdı, sabır diler gibi bir hali vardı"hanım efendi,yolda yayalar için izin yok,işlek bir cadde burası nasıl etrafınıza bakmazsınız"derin bir nefes alıp bana yaklaşmakta olan adamı göğsünden ittim"kendinize gelin,suçlu olan sizsiniz hemde üzerime yürüyorsunuz,cidden yaptığınız ayıp"deli gibi gülmeye başlamıştı"bir şeyiniz var mı diye bakmak istemiştim ne haliniz varsa görün"arabasına hızla gidip geri geri gidip hızla yan tarafımdan geçip gitmişti.
Demek ki deliler bir tek İstanbul'da yoktu,böyle yerlere de bir kaç tane serpiştirmişlerdi.Arabanın arkasından baka kalmıştım,tekrar bir şok daha yaşamadan kaldırıma geçmiştim.Banka geçip oturduğumda kafamı ellerimin arasına almıştım,kulaklığımı telefonumdan çıkarıp Rüzgar'ı aramıştım 3.çalışta telefonumu açmıştı"Canım"karşı taraftan gelen samimi ses tonuyla içimde ki sıkıntı uçup gitmişti"Canım,nasılsınız"arkadan çocukların gülüşme sesleri geliyordu"iyiyiz biz,sen nasılsın"gözlerimi yumup bir kaç nefes alıp verdim"Eylül'mü o,beni aramasın tabi"Toprağın sesi telefondan bana geliyordu,artık nasıl bağırıyorsa,yüzümde garip bir gülümseme olmuştu"iyiyim ben,hemde çok iyiyim,şey ben bir şey soracaktım"dudağımı dişlemeye başlamıştım"sor gülüm"gözlerim gökyüzünde ki yıldızları bulmuştu,hepsi birbiriyle yarışır gibi parıldıyordu."Demir'in ameliyatı nasıl geçmiş bir bilgin var mı?"diğer tarafta uzun bir sessizlik olmuştu"Rüzgar"yine cevap vermemişti,telefonu kapattı mı diye bakmıştım ama görüşme halen devam ediyordu"ameliyat gayet güzel geçti,doktoru hayatına istediği gibi devam edebileceğini söyledi bir de"bekliyordum ne olmuştu"bir de ne Rüzgar"arkada ki çocuk sesleri,sessizliğe kaybolmuştu, sanırım başka odaya geçmişti"Demir'de gitti"hastaneden mi gitmişti acaba"hastaneden sıkıldı tabi,evine geçmesi iyi olmuş"Rüzgar sessizce bir küfür savurmuştu"yine gitti,Almanya'ya gitti,kızım yine seni terk etti,yine İstanbul'u terk etti"duyduklarım içimde hafif bir sızı bırakmıştı,gözümden düşen yaş ise daha ne kadar kaybede bilirimin görüntülü haliydi"bir tek o terk etmedi bu kez,benimde ondan kalır yanım yok,neyse gittiği yollar,umarım ona dert olarak yollanmaz.."telefonu kapatıp yan tarafıma koymuştum...
Ellerimin titremesini durduramayınca birbirine kenetledim"artık her şey benim istediğim gibi olacak,artık kimse kalbimi kıramayacak,bu kalp benim,kimse istediği gibi girip çıkmayacak,artık buna izin vermem,artık kimse benden önemli değil"kendi kendime deli gibi fısıldıyordum,yine kendi kendime konuşmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY GÜZEL OLACAK
Novela JuvenilYağmurdan ıslanmaktan korkanlar,birbirinin fırtınasında kaldığında yaşama cesareti bulurlar...