4.BÖLÜM - "SEVDİĞİMİ BAŞKALARIYLA GÖRECEKSEM EĞER KÖR OLSUN BU GÖZLER..."

10.7K 962 31
                                    

4.BÖLÜM - "SEVDİĞİMİ BAŞKALARIYLA GÖRECEKSEM EĞER KÖR OLSUN BU GÖZLER..."
(Seksendört- Ölürüm Hasretinle)

Günler Poyraz'ın kafasındaki tilkilerin dönüp durması, Mısra'nın da kıskançlık krizleri ile geçiyordu. İlk elemeler yapılacaktı. Bu yüzden yine prova odasındaydılar. Ama bu sefer tüm grup oradaydı ve Furkan ile Gülşah hocanın karşısında ilk kez performanslarını sergileyeceklerdi. Henüz şarkı belli olmadığı için karışık çalışıyorlardı. Gülşah hoca şarkının sürpriz olduğunu söylüyordu.
"Mısra özlettin kendini ha, görende Eurovision'a katılacağız sanır yeminle." Diye elini Mısra'nın omzuna koyarak konuştu Suat.
Poyraz adamın eline bakıyordu sadece. Sinirden kulakları bile kızarmış olabilirdi.
Mısra ise Poyraz'ın kızaran kulaklarını görünce sırıttı. Kıskanmıştı. Çünkü Poyraz'ın ne zaman kulakları kızarsa bu kıskandığını gösterirdi. Biraz daha intikam almaktan zarar gelmezdi.
O da elini Suat'ın omzuna attı ve gülerek "Akşam davet ettin de gelmedik mi Suatçım."
Ortamdakilerden sadece Suat ile Buket gülmüştü. Ömer Poyraz'ın öfkelendiğini fark etmişti. Artık istese de objektif olamıyordu bu çifte karşı. Birbirlerini sevdikleri o kadar belliydi ki. Belli ki canı gibi sevdiği arkadaşı zamanında büyük bir hata yapmıştı ve şuan pişmandı.
Hemen ortamı dağıtmak için Poyraz'a döndü.
"Eee ortak bugün hangi şarkıyı dinleyeceğiz sizden?"
"Birazdan dinlersin." Dedi, Suat'la Mısra'nın ayrılmalarından duyduğu rahatlıkla.
"İddialıyım diyorsun?"
"Aynen. Her zaman ki gibi."
O sırada iki hoca da salona girmişti.
"Beyler bayanlar hadi toplanın." Deyip yerdeki minderleri işaret etti. Herkes yerini aldığında, konuşmaya başladı. "Biliyorsunuz bugün ilk eleme olacak."
"Hocam, peki eleme neye göre olacak? Yani halk mı oy verecek." Diyerek konuşmuştu biri. Herkes gülünce Gülşah hoca da tebessüm etti.
"Hayır tabi ki Gürkan, ben ve Furkan hoca en iyi performansları değerlendireceğiz. Şimdi ilk çiftimizi alalım sahneye." Deyip, bilgisayardan şarkılarını ayarladı. Bir kaç kişiden sonra sıra Poyraz ve Mısra'ya geldi.
"Evet gençler sizi bekliyoruz."
Poyraz gitarını ayarladı ve Mısra'ya baş işareti yapıp, şarkıya girdi. İkisi de birbirlerinden gözlerini ayırmıyorlardı.

"Kırılmasın, incinmesin
Dert değmesin dallarına
Rüzgar üşütmesin
Zor olmasın sabahlarına

Sakın ağlamasın
Bir kendini bilmeyene
Bağlamasın gönlünü
Gitsin bir hak edene

Ona söyle (ikisi de işaret parmakları ile birbirlerini göstermiş, yaptıkları aynı harekete tebessüm etmişlerdi.)
Kan damlıyor gönlümden
Yine söyle
Emin değilim kendimden

Nolur söyle çok özledim
Sor neden?
Sevmek yetmiyor bazen."
(TAN TAŞÇI - O'NA SÖYLE)

Büyülenmiş, büyülemişlerdi. Herkes alkışlamıştı. Bir kişi hariç, Buket kıskanmıştı. Resmen sevgilisi kızdan gözünü almamıştı.
"Harikaydınız çocuklar. Uyumunuz süper. Gören de sizin yıllardır birlikte şarkı söylediğinizi sanır."
Mısra kıpkırmızı olmuştu. Çünkü günlerden sonra ilk kez Poyraz ona duygu yüklü -eskisi gibi- bakmıştı. Bir an o yıllara gitti. Birlikte şarkı söyledikleri geceye.
"Teşekkürler hocam. Olması gereken gibiydi." Diye yanıtladı Poyraz hocasını.
"Ah hiç mütevazi olmayın arkadaşlar gerçekten muhteşemdiniz." Dedi Suat gülümseyerek.
Buket Suat'a döndü. "Abartma istersen. Poyraz'ın da dediği gibi, olması gerektiği gibiydi."
Buket'in tüm şevki kırılmış ve şarkısını berbat söylemişti. Neyse ki partneri iyiydi ve onu kurtarmıştı. İki kişinin elenmesine herkes üzülmüştü. Vedalaşırken hepsi hüzünlenmişti.

MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin