14.BÖLÜM - SAHİDEN BİR HİÇMİŞİM HAYATINDA - BURAY

9.6K 837 33
                                    

Sürprizlerle dolu bölüm sizlerle :)

Her yer ikisinin fotoğrafları, eski eşyaları ile doluydu. Aynı evde kaldıklarında kullandıkları her şeyi bir yerde saklamış ve bir gün önce eve getirmişti Poyraz. Mısra yaklaştı ve birlikte boyadıkları tişörtleri eline aldı.

“Bunu da mı saklıyorsun?” dedi gülerek.

Poyraz yaklaştı ve başucuna bir öpücük bıraktı. “Ben sana akıttığım gözyaşlarını bile saklıyorum. Yastığımda kalan saç tellerini, bana gülümsediğin o anları, sesini ve aşkını... Hepsini saklıyorum. Bazıları burada,” etrafı gösterdi. Sonra kızın elini tutup, kalbine koydu “Bazıları da burada."

“Seni seviyorum aşkım.”
“Ben de aşkım.” Dudaklarına eğildi ve kısa bir öpücük bıraktı.
“Kısa tutmak zorundayım, çünkü bitmedi.”

Elinden tutup, bir odaya geçirdi onu. Burası onun stüdyo gibi kullandığı müzik odasıydı. Kilidi açtı ve içeri geçirdi kızı. Yerde bir minder vardı. Etrafında güller ve şarap.
Kızı yavaşça soydu.
“Ne yapıyorsun?”

“Eskileri yad etmeyeceğiz bu gece, onları yaşayacağız.”
Kızı iç çamaşırları ile bıraktıktan sonra, kendisi de ensesinden tutup kazağını çıkardı ve siyah kotu ile kaldı.

Mısra’yı mindere oturttu. Kendisi de karşısına geçti ve gitarı eline alıp, tabureye yerleşti. Bir kaç sistemi açtı.
Mısra kıkırdadı.

“Yapma, sürprizi yarıda kestirtme bana!” Poyraz kaşlarını çatmıştı.
Mısra zar zor dudaklarını bastırdı ve “Tamam.” Dedi.

Normalde hızlı olan şarkıyı akustik söylemeye başladı.

“Karam aşkın sevgin bu mu
Ne olacak bu aşkın sonu
Bir barışır karam bir küsersin
Beni böyle divane edersin

Deniz gözler ya bal dudaklar
Ya bu endam cilve bu nazlar
O dudaklar helalim haktır
Ben de canım bana da günahtır

Bilemem yarını göremezsem seni
Şansın yok
Çalarım kapını başka çarem yok

Al artık koynuna beni karam
Günahın boynuna can karam
Anladım sensizlik haram
Gel artık insafa be karam”
(HAKAN PEKER – KARAM)

Şarkı bitiğinde Mısra yerinde kalktı, yanına kadar geldi. İkisi de birbirlerinin gözünün içine bakıyordu. Kız adamın kucağına yerleşti. Poyraz gözlerini kapadı. Mısra gülümsedi. Önce boynuna öpücük bıraktı.

Poyraz Mısra’nın kulağına fısıldadı.
“Seni özledim.”

Mısra iç çekti, “Ben de...” diye karşılık verdi.
Poyraz için bu kelime yeterliydi. İkisi de hala aynı ateşin içindeydiler. İkisi de hala bedenlerine karşı koyamıyorlardı.

Poyraz Mısra’yı kucaklayarak, odasına çıkardı. Dudaklarını öpmüyor, adeta parçalıyordu. Mısra da aynı özlemle karşılık veriyordu. Odaya girdiklerinde Mısra Poyraz’ın kotunun düğmesini açarken, Poyraz da  sutyeninin kopçasını çözdü ve omuzlarından aşağı indirdi. Taptığı teni yeniden karşısında görmesi ile yutkundu.

“Hala muhteşemsin ve hala beni deli ediyorsun...” kalbinin üstüne öpücük bırakırken mırıldandı. “Hala benimsin.”

Bunlar aralarındaki son kelimelerdi. Poyraz Mısra’nın teninde kaybolurken, Mısra Poyraz’ın teninde yeniden kendini buluyordu. Bu ikisi içinde yeni değildi. Onlar birbirlerini tamamlayan iki ayrı parçaydı. Ama yan yana bir anlam kazanıyorlardı.
İlk birlikte oldukları yatakta sanki yine ilk defaymış gibi heyecanlıydılar.
Poyraz özlediği bedene yeniden sahip olurken, Mısra sevdiği adama kendini yeniden vermenin mutluluğunu yaşıyordu. Poyraz nefes nefese yana kaydı ve kadını kucağına çekti.
“Seni çok özlemişim.”

MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin