Uçak pisten havaalanınca, Mısra kulaklığını taktı ve camdan dışarısını izledi. Özel uçakla gidiyorlardı. O yüzden tek başına oturuyordu. Gülşah hoca da Furkan hocanın omzuna başını dayamış uyuyordu.
Bateristlerş ve ses sorumlusu olan Emre, diğer üyeler ile Mısra'nın arkasında oturmuş, sohbet ediyorlardı. Konu tabi ki de yarışmaydı.Poyraz ise en arkada tek başına oturuyordu. Mısra ona ne olduğunu anlamıyordu. O muhteşem sürprizden sonra birden uzaklaşmıştı ondan. Haddinden uzak ve soğuk davranmaya başlamıştı. Sebebini çözemiyordu. İlk geldiği günler bile böyle değildi. Onunla konuşmaya çalışıyor, onu bakışları ile kendinden geçiriyordu. Öfkesi bile aşkını haykırıyordu. Ama bu aralar ifadesizdi. Ona bakmıyor. Akşam ortamlarına katılmıyor, sürekli odasına kapanıyordu. Yarışma stresinden olduğunu sanmıyordu.
Çünkü en rahatı oydu. Baştan beri en favori ikili onlardı. Bir kere bile söyledikleri şarkılarda detone olmamış, şaşırmamış ya da duygusuz söylememişlerdi. Belki de aralarındaki çekimle alakalıydı. Birbirlerinin gözlerinin içine baka baka şarkı söylemek, onlara güç veriyor ve o ortamı unutturuyordu. Sadece Mısra ve Poyraz oluyordu, herkes siliniyor, her şey yok oluyordu.
İstem dışı arkaya çevirdi gözlerini, o an sanki o da hissetmiş gibi başını kaldırıp ona baktı. Bir süre birbirlerine baktılar. Sonra Mısra tekrar önüne döndü. Ama ona hala baktığını sanki hissediyordu.Öyleydi de, Poyraz hala ona bakıyordu. Ondan uzak durmak gün geçtikçe zorlaşıyordu. Ona zaman veriyordu, bu süreçte de aklını karıştırmamak için onunla iletişime geçmiyordu. Çünkü gerçekten bir karar vermesi gerekiyordu. Tamam hataları vardı. Hatta affedilmez türdendi. Affetmiyorsa da anlayacak ve onun mutluluğu için onu azat edecekti. Ama kendi hangi boka saplanacaktı bilmiyordu.
Bu sefer toparlanamayacağı kesindi. Bu sefer kalkamazdı. Bu sefer Poyraz biterdi.
Ayağa kalktı ve açık kahverengi kazağını aşağı çekiştirerek düzeltti. Mısra’nın yanına oturdu ve kulağındaki kulaklığı çekip, kendi kulağına koydu. Mısra birden irkildi ve yan tarafına baktı. Poyraz sanki bir şey olmamış gibi ellerini göğsünün altında birleştirdi ve başını koltuğa yaslayıp, gözlerini kapadı. Mısra gözlerini yummasından faydalanarak adamın yüzünü izledi ve gülümsedi.“Gülme!” dedi.
Mısra kaşlarını çattı.
“Şimdi de kaşlarını çatıyorsun. Yapma!”
“Gözlerin açık mı senin?”
“Hayır, sadece nerede nasıl tepki verdiğini biliyorum.”
Mısra gözlerini devirmekten son andan vazgeçti ve o da başını koltuğa koyup, gözlerini yumdu. Poyraz elini kızın başına koyup, omuzuna yönlendirdi.Mısra hiç itiraz etmedi. Günler sonra yaşadığı bu sıcaklığın tadını çıkardı.
Yeni başlayan şarkı ile Poyraz bir anda gözlerini açtı.
“Gerçekten mi?”
Mısra sorusu üzerine gözlerini açtı. “Ne gerçekten mi?”
“Bu şarkıyı bende çok dinledim.”
Mısra omuz silkti. “Sadece sevdiğim bir şarkı, anlamı yok.” Ne yalancıydı.
Poyraz’ın sağ dudağı yukarı kıvrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNAL
Romance"Sen şarkılarımda öyle bir estin ki O yüzden notalarım darma duman benim... Poyrazının etkisiyle, enkazlarda kaldı mısralarım..." 'YENİDEN SEV Serisinin üçüncü kitabı MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK... 'Rüzgar'ın Beste'si'nden bildiğiniz Poyraz ve Mısra'...