“Mısra bebeğim, nerede bu evlilik cüzdanı?”
“Canım o siyah çantama bak. Orada olması lazım.”
Poyraz giyinme odasında karşısındaki çanta dünyasına bakıyordu.
Burada nereden baksan otuz tane siyah çanta vardı.
Nüfus dairesinde bir kaç işleri vardı.
En baştaki çanta dikkatini çekti. Dün bunu takmıştı. Bunda olabilir mi?
Onu aldı eline ve açtı. En üstteki ilaç kutusu dikkatini çekti ve eline aldı.O sırada giyinme odasına başına havluyu saran Mısra girdi. “Bulamadın –“ adamın elindeki ilaç kutusunu gördüğünde dondu. “Poyraz...“ diye mırıldandı.
Poyraz ise sadece kutuya bakıyordu.“Bu ne?” dedi sakin bir sesle.
“Poyraz... Ben sana söyleyecektim.”
Adam gözlerini kadına çevirdi. “Ne zaman?”“Poyraz bak gerçekten de düşündüğün gibi değil.”
“Ne düşünüyorum ben peki biliyor musun Mısra?”
Mısra başını sağa sola salladı.
“Mesela neden benden bir çocuğun olmasını istemiyorsun? Sana çocuk istediğimi çok açık bir şekilde ifade ettim, söyledim de; neden bana bunu yapıyorsun? Neden hala geçmişin cezasını kesiyorsun bana? Unutmayacak mısın hiç? Unutturmayacak mısın?” sesi sonlara doğru daha öfkeli, dan yüksek çıkmıştı.“Ben... Sadece korktum.”
“Neyden? Neyden kortun anlamıyorum ki ben? Neredeyse iki yıldır evliyiz. Seni korkutacak ne yaptım? Kalbini mi kırdım? Aldattım mı? Ne yaptım Mısra?”
“Seninle ilgisi yok.”
“Peki ne ile ilgisi var? Ben anlamıyorum. Anlat.”
“Tekrar kaybetmekten korktum. Seni... Onu... Bu sefer kaldıramazdım. Bu sefer yapamazdım. Bu kadar mutluyken, birden tekrar o yalnızlığa bürünemezdim. Ama uzun zamandır kullanmıyordum. Daha dün aldım ilacı. Sen çocuktan bahsedince korktum işte.”Adam derin nefes aldı ve elindeki kutu ile çantayı yere atıp, kadının yanına gitti ve onu sardı.
“Bu sefer değil, bu sefer asla yalnız olmayacaksın. Ne yaşanacaksa beraber yaşayacağız. Sadece benimle konuş, bana anlat bebeğim. Benden gizleme hiçbir şeyini. Ne acını, ne korkularını ne de mutluluğunu.” Onu kendinden uzaklaştırıp, yüzünü avuçlarının arasına aldı. “Anlaştık mı meleğim?”“Kızmadın mı?”
“Kızdım. Ama bunu yapmana değil, bu düşüncelerini benden saklamana. Seni anlıyorum birtanem. Ama bu kokuların varsa, yardım alabiliriz, eğer istersen. Aşamayacağını düşünüyorsan.”Mısra gülümsedi. “Aşacağım. Sen beni böyle sardıkça ben hepsinin üstesinden geleceğim.”
“O zaman o ilaçları artık kullanmanı istemiyorum.”
“Tamam. Söz.”Poyraz kadına bir daha sarıldı.
“Şirkete gecikeceğim. Hadi ver şu cüzdanı da çıkayım ben.”***
Beste’nin doğum günü için tüm hazırlıklar yapılmıştı. Mısra ise farklı bir heyecan içindeydi.
İlk şarkıyı Mısra tek başına söylemek istemişti.Tüm her şey hazırlandığında, Mısra sahneye çıktı. Poyraz ise Rüzgar ile Beste’nin yanında duruyordu. Mısra Rüzgar’ın Beste’ye bakışlarını görüyordu. Birtek kız farkında değildi. Mısra arkadaki orkestraya şarkıyı söyledi ve şarkıyı çalmaya başladıklarında, Poyraz bir elini masaya dayamış, diğer eliyle dudakları ile oynuyordu. Mısra’yı sahnede izlemek gerçekten çok güzeldi.
“Gözlerine bakınca senin...
Delin olurum ben senin...
İyi ki de sevmişim seni,
Sen benim iyilik meleğim...Ne olsun daha ne olsun...
Sen ne istersen gülüm o olsun...
Bana kalırsa bebeğim,
Bir kız bir de oğlumuz olsun...
Ne olsun daha ne olsun?
Sen ne istersen gülüm o olsun,
Bana kalırsa bebeğim,
İki oğlan, bir kızım olsun...”Poyraz kaşlarını çattı. Eğer karısını biraz tanıyorsa ona bir şey anlatmaya çalışıyordu.
Mısra şarkı bitince, söyleyeceklerini toparladı.
“Eğer beni biraz tanıyorsan bu şarkı ile sana bir şeyler anlatmaya çalıştığımı anlamışsındır. Bundan iki ay önce seninle kötü bir an yaşamıştık ve o gün ben sana bir söz verdim. Gerçi doğum günü hediyen bir ay geç gelecek.”Poyraz gülümsedi. Anlamıştı.
“Poyraz Soylu, sen dünyanın en harika babası olacaksın ve bu yüzden
ben dünyanın en şanslı kadını ve annesiyim.”Poyraz hızla sahneye gitti. Herkes alkışlıyordu. Rüzgar ıslık çalmaya başladı.
Poyraz sahneye doğru elini uzattı. Kadın onun kollarına bıraktı kendini. Poyraz konuşamıyordu. Sadece sarılıyordu kadına.
“Seni çok seviyorum Mısra Soylu.”
“Ben de seni...”
“Sen de beni ne?”
“Seviyorum.”
Doğum günü boyunca yine şarkıları birbirlerinin gözlerinin içine bakarak söylediler.
"Yoruldun mu?" dedi Poyraz onu kendine doğru çekerek.
“Hayır, iyiyim.”
“Emin misin?”
“Poyraz oturuyordum zaten. İyiyim.”
“Arkana yastık isteyim mi?”
Mısra gözlerini devirdi. Beste’ye eğildi ve “Keşke dokuz ay sonra söyleseydim.” Diye homurdandı.Bunu duyan Rüya sinsice sırıttı.
“Seni her gün elleri ile soyduran adamdan mı dokuz ay saklayacaktın?”
Kendi söylediğine kendi kahkaha attı.
“Çok komik.” Diye çemkirdi Mısra.
Doğum günü bittiğinde, Poyraz onu dikkatlice arabaya bindirdi.
“Hayatım, biraz abartmıyor musun?”Poyraz kaşlarını çattı. “Az bile. Öncesinden bilseydim, buraya zor gelirdin.”
Mısra kaşlarını havaya kaldırdı.
“Asıl sen beni zor tutardın.”
Poyraz omuzlarını silkti. “Yarın ben Rüzgar’la konuşacağım. Senin doğumuna kadar izin alacağım zaten.”
Mısra gözlerini pörtletti. “Hayır, sakın. İyiyim ben saçmalama neden izin alacaksın?”
“Hayatım, hadi ben toplantıdayken canın bir şey çekerse, ya sancın olursa, yıkanman gerekirse-“ sonra aklına bir şey gelmiş gibi yüzünü buruşturdu. “Keşke tek katlı ev alsaydım. Ben nasıl bunu düşünemedim acaba? Neyse aşağıdaki odayı yatak odası yaparız. Orası hazırlanana kadar da senle oturma odasında kalırız.”
Mısra elini kalbine koydu. “Ya Poyraz hamilelikte kadın adamı bezdirir hayatım. Sen rolleri karıştırdın şu an.”
“Ne anlamadım.”“Şimdiden bezdirdin diyorum be adam bi sus!”
“Hayatım ben sen ve bebeğimizin iyiliği için söylüyorum. Bu arada şu aşerme durumları için yedi yirmi dört manav ve marketler var. Onları araştıralım. Doktor işini ne yaptın? Onu da iyice araştırmamız lazım. Bu arada canın bir şey istiyor mu?”Mısra çaresizce başını aşağı yukarı salladı.
“Ne istiyor bebeğim söyle? Yeşil erik?”
“Eylül ayındayız Poyraz.”
“Mandalina?”
“Hiç sevmem.”
“Hint inciri?”
“O ne be?”
“Kısır? Sen çok seversin.”
“Hayır.”
“Ne peki?”
“Huzur ve sessizlik.”
Poyraz kaşlarını havaya kaldırdı ve alıngan bir ses tonu ile.
“Ha yani ben huzurunu kaçırıyorum öyle mi? Benimleyken hem huzursuz oluyorsun hem de çok konuştuğum için başın ağrıyor.”
Mısra sesli bir şekilde ofladı. “Poyraz yine hatlar karıştı. Bu dönemde ben alıngan olup, her şeye trip atacağım. Sen değil. Bebeğim, hamile olan benim. Ben.” Poyraz Mısra’nın bu çıkışı ile trip atarak, sessiz kaldı.
Mısra derin bir nefes alıp, başını sağa sola salladı. İşi vardı bu adamla. Hem de çok. Allah yardımcısı olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNAL
Romance"Sen şarkılarımda öyle bir estin ki O yüzden notalarım darma duman benim... Poyrazının etkisiyle, enkazlarda kaldı mısralarım..." 'YENİDEN SEV Serisinin üçüncü kitabı MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK... 'Rüzgar'ın Beste'si'nden bildiğiniz Poyraz ve Mısra'...