6. BÖLÜM - SOLUMA VURDU BİLEREK / İbrahim Aktolon

11K 926 70
                                    

Birgün önce Buket'in odası

Kadını yavaşça yatağa uzandırdı ve onun hıçkırıklar arasındaki mırıltılarını duydu.

"Seni istiyorum Poyraz!"

"Buket çok yorgunsun ve iyi değilsin."

"SENİ İSTİYORUM DEDİM ALLAH'IN CEZASI!" Poyraz korkuyordu, Mısra'ya davranışlarından korkuyordu.

"Buket, demin neler saydın, o konuşmadan sonra gerçekten şimdi hiçbir şey olmamış gibi sevişecek miyiz?"

"Özür dilerim, Poyraz ben seni çok kıskanıyorum. Bana aşık olmamanı kaldıramıyorum."

"Hadi uyu, yarın zor birgün olacak, şu yarışma bittikten sonra oturur adam akıllı konuşuruz, oldu mu?

"Tamam, ama yanımda uyu."

"Tamam. Sen uyuyana kadar buradayım." Kadın uykuya dalana kadar elini bırakmadı.

Sonra yavaşça yataktan doğrulup, pencereye doğru gitti. Nefes almaya ihtiyacı vardı. Hem de çok...

GÜNÜMÜZ

Mısra odasına geldiğinde tükenmişti. Poyraz'ın kafasında ise sadece Mısra'nın sözleri tekrar tekrar dönüyordu.

"Sana sürpriz yapacaktım..."

"Doğum gününde sana bebeğimiz olacağını söyleyecektim..."

"Bebek gelişmiyordu..."

"Beni zehirlemeye başlamıştı..."

Şimdi her şey oturuyordu. Hayatının yapbozundaki eksik en önemli parçayı bulmuştu.

Zamanında ona sormadığı ama yıllarca içinde kendi kendine sorduğu 'Neden' sorusunun cevabını almıştı. Acı bir şekilde. Sırf Poyraz üzülmesin diye bütün acıları tek başına kendi çekmişti. Bütün o yükü kendi taşımıştı. Sinirden gülmeye başladı. Boşu boşuna onu terk etmişti. Koskoca üç yıllarını heba etmiş, hatta ikisini de çıkmaza sokmuştu. Mısra onun yüzünden neler çekmişti.

"Lanet olsun!" diye bağırıp, önündeki kağıtları etrafa saçtı ve odadan çıktı. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. Olmadı, koştu. Nefesi tükenene kadar, kendini tüketene kadar, canını acıtana kadar koştu. Gözyaşları akıyor, sinirden gülüyordu. Kısaca Poyraz hayatından çekmediği kadar acıyı şuan her yerinde hissediyordu. En çok da kalbi ve vicdanı. Kendi odasına gidecekken vazgeçti ve Mısra'nın odasına gitti. Hızla kapıyı çaldı ve bekledi.

Mısra bitkin ve ağlamaktan kızaran gözleri ile kapıda belirince adam gözlerine baktı ve yine o acı dolu denizde boğuldu.

"Dokunmadım..." dedi kısık sesle.

"Ne?" dedi kadın anlamadığını belirterek.

"Dün, Buket'le bir şey olmadı. Sadece kötüydü diye uyuyana kadar yanında bekledim. Uyuduğu anda odama gittim."

"Bu konuyu açıklayacağın kişi ben değilim Poyraz, umurumda da değil ayrıca. Ben sadece sevgilinin koynundan çıkıp, bana karışmana, hesap sormana sinirlendim. Üstelik bunu yıllar önce yapmayıp, acımasızca beni terk ettikten sonra."

"Özür dil-" kadın elini kaldırıp, onu susturdu.

"Dileme Poyraz. Özür falan dileme! Çünkü dilediğin hiçbir özür benim o günkü acımı almaz, o günkü yalnızlığımı paylaşmaz. Çünkü hiçbir özür kaybettiğim üç yılımı, akan gözyaşlarımı geri getirmez. O yüzden dileme ve artık beni rahat bırak!" deyip, kapıyı kapattı.

MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin