Evine ikinci kez gelen kadına Mısra öfke, Rüzgar ise şaşkınlıkla bakıyordu. Annesi bu evi nereden biliyordu. İlk konuşan Rüzgar oldu.“Anne, senin burada ne işin var?” sesi biraz da sert çıkmıştı.
Kadın Mısra’dan ayırmıyordu bakışlarını ve yine ona bakarak konuştu.“O gitti.” Dedi pişmanlık dolu bir ses tonu ile. Mısra’nın bakışları hala sertti ve konuşmuyordu. “Özür dilerim Mısra. Çok özür dilerim.”
Mısra yerinden kalktı ve kadına öfke ile baktı. Rüzgar da ayağa kalkıp, kızın arkasında durdu. Neydi olay anlamaya çalışıyordu ve galiba şuan anlayacaktı.“Özür mü diliyorsunuz benden?!” resmen gürlemişti. Sonra Rüzgar’a döndü. “Gördün mü benden özür diliyor annen? Ne yüce bir davranış.” Elinin tersi ile gözyaşlarını sildi. “Siz benim hayatımın en mutlu anını çaldınız. Oğlunuzu yıkmamı, üzmemi istediniz. Siz nasıl bir annesiniz?”
“Oğlumu kaybedeceğimi sandım.”
“Asıl şimdi kaybettiniz oğlunuzu. Ben oğlunuzun gözlerine bakarak ‘hayır’ dedim ya. Ona ‘evet’ diye haykırmak isterken, sizin o tehdidiniz yüzünden onu yıktım. O gitti. Onu da beni de bitirdiniz. Mutlu musunuz?”Rüzgar Mısra’yı arkasına çekti. Bunlar ne demek oluyor anne? Sen Mısra’yı tehdit mi ettin?”
Kadın sustu. Rüzgar Mısra’ya döndü. “Bana neden söylemedin? Neden bunu yaptın?” artık o da bağırıyordu.
“A-ailemle beni tehdit etti.”
Rüzgar gözleri açık kıza baktı. “Nasıl yani?”Mısra hıçkırıklara boğuldu. “Kuzenimle, teyzemle, eniştemle tehdit etti beni. Başlarını belaya sokarmış. Korktum. Onlara bir şey olmasın diye-“ artık konuşamıyordu. Sadece adamın gözlerine baktı ve “Beni ona götür Rüzgar, lütfen.” Diyebildi.
“Geç içeri hazırlan.” Diye kolundan tutup, içeri yönlendirdi kadını.
Sonra annesine döndü. “Senin ilgisiz bir anne olduğunu düşünürdüm hep, ama sen bayağı ilgiliymişsin bizimle. Şimdi bu evden derhal git ve bizim hayatımızdan uzak dur. Yarın bile değil, bu akşam o evden ayrılıyorum.” Diyerek, annesi evden çıkardı ve kapıyı kapattı.“Akşamki uçağa yer ayıttım. Ama abimin telefonu hala kapalı.”
Mısra konuşmuyor, sadece koltukta oturmuş dışarıdaki karı izliyordu. Başını aşağı yukarı salladı.Rüzgar’ın telefonu çaldı, arayan Amerika’daki adamıydı.
“Efendim Tayfun?”
“Rüzgar, abin inmedi uçaktan.”“Ne demek inmedi?” Mısra birden adama döndü.
“Seni de hemen arayıp, telaşlandırmak istemedim. Tüm yolcular indikten sonra bir saat daha bekledim. Bir şeye takılmıştır falan diye. En son içeri geçip, sordurdum. Ama uçağa hiç binmemiş.”Rüzgar kaşlarını çattı. “Nasıl binmemiş. Tayfun emin misin abicim? Ben ellerimle onu bıraktım havaalanına.”
“Liverpool’a gitmiş.”
“Nereye, nereye?”
“Liverpool abicim. Ne alaka anlamadım.”Ellerinin arasından saçlarını geçirdi. “Onu bulmamızı istemiyor. Anlaşılan bir süre ıssız adamı oynayacak. Abicim sen adam sok, bir şekilde yerini öğrenmeye çalış. Bende yapabileceklerime bakayım.”
“Tamam.” Telefonu kapattı Rüzgar.
Mısra daha fazla yerinde oturamadı. “O... nerede?”
Rüzgar sinirle kıza baktı. Başını sağa sola salladı. “Ah Mısra ah!”“Nerede dedim?!”
“Liverpool’da.”
“Orası neresi?”
“İngiltere.”Mısra yerine çöktü. “Nerede olduğunu bilmiyor musun Rüzgar?” gözyaşları yine akıyordu.
“Maalesef bilmiyorum Mısra.” Koltuğa çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNAL
Romance"Sen şarkılarımda öyle bir estin ki O yüzden notalarım darma duman benim... Poyrazının etkisiyle, enkazlarda kaldı mısralarım..." 'YENİDEN SEV Serisinin üçüncü kitabı MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK... 'Rüzgar'ın Beste'si'nden bildiğiniz Poyraz ve Mısra'...