13. BÖLÜM - KALMADI HALİM, EY HAVALI YARİM SEVDİĞİNİ GÖREYİM / Y.TİLBE-S.ORTAÇ

10.2K 868 54
                                    

Sevgilim,
Nasıl izin verdim gitmene, nasıl izin verdim bitmemize... Ben gitmene izin vererek kendi idam kararımı vermişim, ben hayatımdan çıkmana izin vererek kendi kafama sıkmışım. Sensiz bu cehennemde ne halt yiyeceğimi bilmeden yaşıyorum. Lafta yaşıyorum. Bir bok yediğim yok. Seni düşünerek, seni özleyerek kafayı yemekle meşgulüm.
Bizi nasıl mahvettim bilmiyorum. Yaptığımın tutulacak bir yeri yok. Belki de haklı tekbir sebebin vardır, belki canımızı içinden çıkarmalarına izin vermenin bir nedeni vardır. Öyle çok isterdim ki bir nedeninin olmasını... Ama ne olursa olsun, seni bırakmamalıydım. Öfkemin beni ele geçirmesine izin vermemeliydim. Belki birgün bir yerde karşılaşırız da, beni affetmen için ayaklarına kapanmama fırsat verirsin be Gülbahçem...

Mısra okuduğu satırlarla yine gözyaşına boğuldu. İkisi de neler çekmişti, ikisi de ne zorluklar yaşamıştı. Mısra açık ara öndeydi yaşadığı, taşıdığı acıyla bu su götürmezdi; ama kıyamıyordu işte ona, belli ki o da çok şey yaşamıştı, Rüzgar’ın dedikleri aklından çıkmıyordu. Canına bile kıymıştı. Ya ona bir şey olsaydı diye düşünmeden edemedi. Yanında olmaktan korkuyor, onsuzluk ise canını yakıyordu. Ondan kaçsa da onu özlüyordu. Bu çelişki nerede bitecekti bilmiyordu.

Poyraz günlerinin çoğunu Mısra’yı düşünerek ve yeni işi için Selim ve Rüzgar’la plaza aramayla geçiyordu. Buldukları ya şehre uzaktı ya da düşündükleri yer için küçüktü. Yeni başlayacakları için, şehir merkezine yakın bir yer istiyorlardı. Bu zaman içinde Mısra’yı göremiyordu. Ama onun bilinçli olarak ondan kaçtığını fark ediyor ve bu fırsatı ona veriyordu. Çünkü bu sefer karşısına çıktığında evet demekten başka hiçbir şansı kalmayacaktı.
En sonunda kafalarına göre bir yer bulmuşlardı. “Bence burası tamamdır.” Dedi Selim memnun ve tatmin dolu bir ifade ile.

“Bence de. Tam aradığımız yeri bulmuşsun ortak.” Dedi Poyraz onun omzuna vurarak.
“Ne demek ortak, her daim.”
Sonra emlakçı adama döndüler. “Burası tamamdır Tahsin bey, tutuyoruz.”
“Hayırlı olsun.” Adam sonunda bir yer beğendirmenin rahatlığını yaşıyordu.

Mısra için günler Poyraz’dan kaçarak geçiyordu. Çünkü karmakarışıktı ve artık karşı koyamıyordu. O yüzden onu görmemeye gayret ediyordu. Dalgın dalgın Rüya ile alışveriş merkezinde dolanırken, vitrinlere boş boş baktığının farkında bile değildi. Hatta neden bu deliye uyup geldiğinin bile farkında değildi. Rüya resmen onu sürüklüyordu. Rüya’nın durduğunu ve onu da durduğunu fark edince daldığı yerden çıktı ve etrafına baktı. Alıveriş merkezinin yuvarlak olan orta alanı o ve Poyraz’ın dev posterleri ile doluydu. Bir sürü pankartlar vardı. En büyük olan ise
“YENİDEN SEV BENİ’ yazıyordu. Mısra ağzını kapattı. Müzik başlayınca yan tarafa döndü ve asıl görmesi gereken kişiyi yeni fark etti. Poyraz şarkıya girdiğinde Mısra ağzını kapatmış kahkaha atıyordu. Herkes etraflarına toplanmış alkışlıyor, kimisi ise ritme göre oynuyordu. Rüya Mısra’yı Poyraz’ın önüne kadar getirdi. Emre bateride,
Rüzgar bas gitardaydı. tanımadığı birkaç kişi daha vardı. Ama o sadece Poyraz’a odaklanmıştı artık. Mikrofonun başında şarkıya girdiği an Mısra daha fazla güldü. Rüya da onu omuzlarından tutmuş, çenesini de omzuna yaslamıştı, yavaş yavaş salınıyordu.

(P)
Gönlün var, gayretin yok.
Aşk nedir haberin yok.
Tutmadığın sözlerini yedireyim mi?

Ben kimim ki yanında
Bir adres ya da çanta
Sevdiğim her şeyimden vazgeçeyim mi?

Sen de canını boşa sıkma.
Gelmiyorsan kal orda.
İstiyorsan ben burada,
Senle ölebilirim unutma.

MISRALARIMDA GİZLİYDİ AŞK / Y.S.S. III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin