Öncelikle medyanın ne kadar First Snow'luk olduğunu görebiliyorsunuz değil mi? Twitter'da Koreli birinin hesabında denk geldim, resmin sağ alt köşesinde kullanıcı adı yazılı gerçekten güzel çizimleri var, bakabilirsiniz.
Ama cidden o kırmızı atkı falan, tamamıyla First Snow bu çizim... Umarım beğenmişsinizdir. Keyifli okumalar♡
[Θ]
[Min Yoongi]
Onu bir yıldır tanıyordum.
Evet, tam bir yıl boyunca onu izliyor, onu izliyor ve yine onu izliyordum. Onu saatlerce izleyebilirdim.
Onu ilk kez kütüphanede görmüştüm. Jungkook'a okumak için bir okuma kitabı arıyordum. O zamanlar daha kötüydü. Psikolojisi o kadar berbattı ki bazen yanından ayrıldığım zaman hemşireler onu zor sakinleştiriyorlardı.
Onu sakinleştirmenin en güzel yolu kitap okumak olduğu için soluğu Seul'ün merkez kütüphanesinde almıştım.
Güzel bir kitap arıyordum. Sonu mutlu biten, umut dolu bir kitap. Rafların arasında gezinirken bir anda onu gördüm.
Kahverengi saçları parlıyordu. Titreyen elleri görme engelliler için ayrılan rafta geziniyor, ürkekçe doğru kitabı bulmaya çalışıyordu. Kendimi durduramadım. Ona acımış mıydım, yoksa sadece içimden mi gelmişti bilmiyordum.
Yanına gittim ve almaya çalıştığı kitabı bir hamlede çekip ellerine tutuşturdum.
"T-teşekkür ederim." diye kekelerken ilk defa yüzünü görebilmiştim. Kahverengi saçları alnına dökülmüş, büyük ve çikolata kahvesi gözleri göremediğini belli edercesine alakasız bir yere odaklanmıştı. Basık ve minik bir burnu, hoş bir çenesi vardı. Dudakları... Botoks yaptıran bir kadının dudaklarından daha şişkin ve göz alıcıydı.
Silkinerek kendime geldim ve bir şey demeden yanından geçip gittim. İşte her şey o günden sonra başladı.
Her gün kütüphaneye gidiyor, masalardan birine oturuyor ve elime bir kitap alarak onu izliyordum.
Onu izlemek güzel bir kitabı baştan sona tekrar okumak gibiydi. Terapiydi.
Titreyen ellerini kabartmalı harflerde gezdirirken yüzünün aldığı o masum ifade, görememesine rağmen içnde oluşan o okuma açlığı ve tüm zorluklara rağmen neredeyse haftanın üç günü buraya gelerek kitap okuması... Beni etkilemişti.
Ama asla onunla konuşma cesaretinde bile bulunamamıştım. Onu kırmaktan korkuyordum. Narindi ve ben Jungkook'la yaşadığım olaylar yüzünden fazla çekilmez biri olmuştum.
Ailemiz biz ortaokula giderken öldüğünde bize büyükannem bakmıştı. İkimiz de reşit olduğumuz zaman büyükannem de ölmüş ve Jungkook'la bu koca dünyada yapayalnız kalmıştık.
Ben onun sadece abisi değildim. Babası, annesi, büyükannesi ve belki de kalbinin kırıklığıydım. Jungkook benim hayatımdaki en özel insandı. Hayatımda sadece Jungkook'u sevmiş, kendimi ona adamış, iyi bir abi olmaya çalışmıştım.
Ondan başka kimseyi de onu sevdiğim kadar sevememiştim. Ama o aptal gidip canını yakan bir adama aşık olmuş, ona tutulmuş ve ateşin etrafında pervane olan yusufçuk misali o herifin ateşinde eriyip gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first snow ❅ yoonmin ✓
Fanfiction"Bulutların nasıl göründüğünü merak ediyorum. Şu anda nasıllar?" diye sordum nefesinin geldiği yöne doğru dönerken. Derin iç çekişini duydum. Beni kollarının arasına aldı ve mandalina kokulu nefesi yüzümü okşadı. "Gerçekten bilmek istiyor musun kar...