Medyada geçenki editin devamı var. Taekook'lusu daha doğrusu. @jiminyougotnojamss çok güzel yapmamış mı:') Bayıldım💜
Keyifli okumalar💙
[Θ]
[Jimin]
Yoongi Taehyung'un peşinden birkaç tur koştururken hâlâ şaşkındım. Sanırım onları iş üstünde yakalamıştık. Göremiyor olmam iyiydi, yoksa çok utanırdım.
Odanın içinde Yoongi'den kaçan Taehyung'un ve onu sinirle kovalayan Yoongi'nin sesinden başka ses yoktu. Jungkook da şok olmuş olmalıydı.
"Gel lan buraya şerefsiz herif! Ben sana demedim mi masum masum oturun diye? Ortalığın anasını ağlatmışsınız."
Yoongi nefes nefese Taehyung'u yakaladı ve bir anda sesleri kesildiği için bunun farkına varabildim.
"Ya Min Yoongi!" dedi Taehyung nefes nefese. "Ben senden bir yaş büyüğüm, benimle saygılı konuş."
Taehyung'un Yoongi'den büyük olduğunu bilmiyordum. Yavaşça yatağı yokladım ve yatağın yanındaki koltuğa oturdum.
"Konuşmuyorum lan ne yapacaksın?" dedi Yoongi diklenerek. Yeniden koşturmaya devam ettiler.
"Sevişiyorsanız da sakin sakin sevişin be. Birbirinizi yiyerek nasıl zevk alıyorsunuz anlamıyorum ki?" Evet, şimdi utanmıştım. Min Yoongi biz sevişirken beni yemeyi biliyordu ama?
"Hyung sanki siz Jimin'le yapmıyorsunuz..." dedi Jungkook imalı imalı. "Jimin'in neden bir haftadır sevmemesine rağmen boğazlı kazak giydiğini ve koltuğa otururken yüzünü neden buruşturduğunu anlamayacak kadar da saf değilim herhalde."
"Jungkook hadi ama sen de mi?" dedi hayal kırıklığıyla. Taehyung söze girdi.
"Bizim fantezilerimize karışma Min Yoongi. Yoksa sizinkileri ortaya dökmesini biliriz." Bıyık altından sırıtarak konuştuğunu tahmin ediyordum. Utançla koltuğa gömüldüm.
"Aish, cidden." dedi Yoongi yanıma gelip koluma utanarak dokunurken. "Senin o dilini keseceğim bir gün Taehyung. Zaten metalci herifler gibi demir takmışsın, ne değişik herifsin be."
"Konuyu değiştirme tatlı çocuk." dedi sinir bozucu ve alay dolu bir sesle. "Şimdi dışarı çıkar mısınız, tamamlamamız gereken bir iş var da."
Kıkırdadım. Yoongi'den destek alıp ayağa kalktım ve beline tutunup onu kapıya çekiştirdim.
"Hadi Yoongi." diye fısıldadım. "Bizim de gitmemiz gerekiyordu zaten." Belinden sahiplenerek tuttum ve onu sürükledim. Sonunda pes edip bana ayak uydururken şanssız bir kaybeden edasıyla kapıdan benimle birlikte çıktı.
[θ]
"Nereye gidiyoruz?"
Bu sefer bu soruyu o bana soruyordu. Onu sokakta çekiştirdim ve sesimi çıkarmadım. Beni durdurdu ve belimden tutup beni kendine çekti.
"Jimin, beni nereye götürüyorsun?"
Gülümsedim. "Kartopu oynamaya..." diye cevapladım sorusunu. Bunu duymasıyla tüm gerginliği gitmiş gibiydi. Kolumdan tutarak beni arabaya yönlendirdi.
"Tamam bebeğim, gidelim. Geçen sefer gidememiştik ama bu sefer sana söz veriyorum ki gidip seninle oynayacağım."
Arabaya bindim ve onun binmesini bekledim. O da bindikten sonra motoru çalıştırdı ve boğuk homurtu kulaklarıma doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first snow ❅ yoonmin ✓
Fanfiction"Bulutların nasıl göründüğünü merak ediyorum. Şu anda nasıllar?" diye sordum nefesinin geldiği yöne doğru dönerken. Derin iç çekişini duydum. Beni kollarının arasına aldı ve mandalina kokulu nefesi yüzümü okşadı. "Gerçekten bilmek istiyor musun kar...