51

7.1K 999 993
                                    

Gözlerimin üzerine sıkıca bağlanmış olan sargı, artık canımı acıtmıyordu.

Günler geçtikçe varlığına alışmıştım. Her sabahına Yoongi'nin varlığıyla uyandığım bu hafta, bana cenneti yaşatmış gibiydi.

Beni el üstünde tutmuş, yemeğimi yedirmiş, üzerimi değiştirmiş ve saçlarımı tarayıp düzeltmişti. Yanımdan bir saniyeliğine bile ayrılmıyordu. Sadece tuvalete gitmek için ayrılması gerekiyordu ama elinde olsa onu da yapmazdı.

Geçtiğimiz bir hafta, tüm ruhumu onunla doldurmuştum. Bana bu günlerin son karanlık günlerim olduğundan bahsediyor, yakında aydınlığa kavuşacağımı müjdeliyordu. Ona inanıyordum. Min Yoongi her zaman doğruyu bilirdi.

Annem ve babam da ellerinden geldiğince işlerinden izin alıp yanımda olmaya çalışıyorlardı. Sevgilerine ihtiyacım yoktu ama çocuk ruhum onlardan gelen sevgiye açtı hâlâ. Mecburen kabul ediyordum sevgilerini. Acizdim çünkü...

Taehyung ve Jungkook da her gün beni ziyaret ediyorlardı. Bir kere bana bir kutu çikolata getirmişlerdi ve tadına bayılıp hepsini yemiştim. Yoongi, hasta olacağım diye çok endişelenmiş ve bana kızmıştı ama sonuçta bana hiçbir şey olmamıştı.

Bir haftadır kafamı yıkayamıyordum ve çok pis olduğuma emindim. Bedenimi yıkamıştım ama saçlarım çok yağlıydı. Bu umurumda değildi çünkü günler birbirini peş peşe kovalarken büyük gün bu şekilde gelip çatmıştı.

Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Sadece görebileceksem eğer, bunun nasıl hissettireceğini merak ediyordum.

Görebilmek nasıl bir şeydi? Renkler nasıldı? Güneş nasıl parlıyordu? Deniz nasıl dalgalanıyordu? Sevgilim nasıl gülüyordu?

Öğrenmem gereken çok fazla şey vardı.

Yoongi büyük günün sabahında saçlarımdan öperek uyandırdı beni. Saçlarım pis koktuğu için utanıyordum ondan. Ama o inatla güzel koktuğunu söyleyip duruyordu.

"Günaydın Jiminie..." dedi bu sefer kulağımın ucundan öperken. Gülümsedim ve ona sarıldım.

"Günaydın sevgilim."

"Nasıl hissediyorsun?" dedi merakla. Derin bir nefes aldım.

"Heyecanlı?"

Güldü ve yatakta doğrulmama yardım etti. Ellerini bırakmadım.

"Annen, baban ve Jiyeol noona az sonra gelecekler. Doktorun gelmesini beklerken Jungkook ve Taehyung'u çağıracağım. Burada bekle." dedi ve kollarımdan ayrılıp yanımdan kalktı.

Birkaç dakika sonra telefonla konuştuğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Taehyung nerdesiniz? Doktor bir saate gelecek, çabuk olun. Tamam."

Gergindi. Görememe ihtimalimden korktuğunu biliyordum. Ama ben korkmuyordum. Önemli olan benim için emek vermesi ve bana bu şansı sağlamasıydı. Göremesem bile üzülmezdim ki... Yoongi yanımda olduğu sürece mutlu olacaktım.

Telefonu kapatıp yeniden yanıma geldi ve alnıma bir öpücük kondurdu.

"Güzel gözlerini öpmeyi özledim." diye fısıldadı kulağıma.

first snow ❅ yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin