first snow ❅ yoonmin ✓

46

Y-yosun çorbası mı? Siktir... Bugün benim doğum günümdü.

Nasıl unutabilmiştim ki. Bir hafta önce aklımdaydı ama şimdi garip bir şekilde Yoongi bunu söylemese hatırlamayacaktım. Salaklığımı fark etmesin diye çaktırmamaya çalıştım.

"Ah, şey... Acelesi yok, sadece-"

"Önce biraz gezeceğiz tabii. Eve geldiğimizde yaparım o zaman hm? Hadi şimdi üzerini giydirelim Jiminie."

Neşeli sesi içimde renk renk çiçekler açtırıyordu.

Buraya geldiğimde neredeyse hiç kıyafetim olmadığı için genelde Yoongi'nin kıyafetlerini giyiyordum. Zaten bedenlerimiz aynıydı, sorun olmuyordu. Ayrıca beni kendi kıyafetleri içinde görmek Yoongi'nin çok hoşuna gidiyordu.

Beni dolabın önüne sürükleyip seçimini yapmaya başladı.

"Bugün seninle tam olarak çift olmak istiyorum. O yüzden uyumlu şeyler giymeliyiz."

Elime bir kazak tutuşturdu. Yumuşktı. "Birlikte kırmızı kazak giyelim Jimin. Çok güzel!" dedi hevesle kendininkini de alırken.

"Ah, bu çok tatlı." diye fısıldadım sessizce. Min Yoongi'nin sevgilisiyle çift kıyafeti giymek için heveslenen tatlı bir adam olması beni zorluyordu.

"Hadi gel buraya seni giydireyim." dedi belimden tutarken. Ona itaat ettim. Birden beni sertçe kucağına aldı ve zorlanarak yatağa kadar taşıdı beni. Evet, çok ağırdım.

Yüzümü ona döndüm ve bacaklarımı beline sardım. Beni kucağına yerleştirdi ve alnıma bir öpücük kondurduktan sonra uzun kollu tişörtümü üzerimden çıkarıp bir kenara attı.

Omzuma hızlıca bir öpücük kondurduktan sonra kazağı kafamdan geçirdi ve elektriklenen saçlarımdan öpüp kıkırdadı. Acaba ne zaman doğum günümü kutlamayı düşünüyordu?

"Hmm, yırtık bir kot pantolon bu görüntüyü çok güzel tamamlar." diye mırıldanıp birden pantolonumun düğmesine uzandı. Yutkundum. Bu ani hareketleri beni her zaman çıldırtıyordu.

Bacaklarım çıplak kaldığında biraz bekledi ve sonra yatakta bir yere doğru uzanıp bahsettiği kotu eline aldı. Artık onun karşısında ayaktaydım ve titriyordum. Nefesi tam olarak beni çıldırtacak olan bölgeye çarpıyordu.

"Jiminie, giydirmeme yardım et." dedi ayağa kalkıp kotu bacaklarımdan geçirirken. Ayaklarımı kaldırdım ve yardımcı oldum ona.

Bir dakika sonra onun yırtık kotu içinde çok güzel göründüğüme emindim.

Biraz bekledi ve yutkundu. "Ah, siktir çok güzel." diye mırıldandığını duyabilmiştim.

Derin bir nefes alarak konuştum.

"Hadi sen de çabucak giyin de çıkalım Yoongi. Beni nereye götüreceğini çok merak ediyorum!"

[θ]

Hava eskisine göre biraz daha ılıktı. Martın ilk haftasındaydık ve bu mevsimi seviyordum.

Ayrıca mevsim ne olursa olsun sevgilimin elleri ellerimdeyken mutlu olmamam için hiçbir sebep yoktu.

"Bugün seni özel bir yere götüreceğim Jimin. Çok seveceksin." dedi Yoongi hevesle. Beni meraklandırmaya bayılıyor olmalıydı.

"Ne zaman orda olacağız?" dedim onunla birlikte yürümeye devam ederken. Beni iyice kendine çekti ve kenetli ellerimizi sıkılaştırdı.