Medyadaki video; "Lunar Revel 2018| Login Screen- League of Legends"
Y.Ö. 124 Hiddum, Andarun Kalesi
Nebulio, ulu dağların ardından usul usul göğe yükseliyor, kızıl ışınlarıyla Andarun Kalesi'nin pürüzsüz duvarlarını sarıya bürüyordu. Mavi yıldızın ışınları her sabah dar açıda gezegenin atmosferinden geçerken kızıl-sarı renginde görünürdü. Hatta Nebulio, yağmur yağacağı günlerin sabahı gökyüzünü mora boyardı. Doğudaki kızıllık bu günün yağmursuz ve sıcak geçeceğinin habercisiydi.
Şimdiden kuzey ormanındaki canlılar uyanmaya başlamışlardı. Zagzoslar; farklı ötüşler, tiz çığlıklar ve notasız haykırışlarla ormandaki bütün canlılara güzel günler diliyorlardı. Yağmursuz geçen günler sonunda kurumaya başlayan yaprak ve dallarla kahvaltı yapmaya gelen bir ateşkan sürüsü de kuzey ormanındaydı bugün. Ormanın sükunetini dizginleyecek aslanların siyah yeleleri rüzgarlarla sallanıyor, bir aslan "Buraların hakimi benim!" der gibi kükrüyordu. Hayvanlar dışında ormandaki yeşil, mavi, kırmızı ve hatta mor renkli bütün bitkiler ışık enerjisiyle besin üretmek için yapraklarını kaldırıp Nebulio'yu selamlıyorlardı.
Eran'ın adını temize çıkaran geceden beri tam üç gün geride bırakılmıştı. O günün sabahı adına bir özür töreni düzenlenmişti. Üç gün; Andarundaki güvenliği arttırmakla ve Bakhu'nun intiharını araştırmakla geçmişti. Seferdarlar olayın kıskançlık yüzünden işlendiğini söyleseler de ne Eran ne de Gar'hun buna ikna olmuştu. Olo'nun öldürülüşü, Bakhu'nun intiharı ve Gar'hun'un zehirlenmesi basit bir kıskançlık yüzünden olamazdı. Her şey göründüğü gibi olmamalıydı. Eran'ın, Gar'hun'dan öğrendikleri arasında bu da vardı.
Kurallar gereği hainlerin bedenleri ibret olsun diye üç gün boyunca kulelerden sallandırılır sonra da kuzey ormanına atılırdı. Üstelik hainlerin bir duacısı olmasın diye mezarları da olmazdı. Bugün; Bakhu'nun cesedinin boynundan paslı zincir geçirilerek kuzey kulesinden sallandırılmasının ikinci günüydü. Rüzgar kuzeyden estikçe çürük et kokusu ve yalpalayarak uçuşan leş sinekleri odalara hücum ediyorlardı.
Henüz yatağında uyumakta olan Eran burnunu sızlatan bu tiksindirici kokuya daha fazla dayanamadı. Üzerindeki örtüyü kafasının tepesine kadar çekip burnunu kokudan korumaya çalıştı. Ne battaniye ne de nefesini tutmak bu leş kokusunun ona ulaşmasını engelliyordu. Her nefes alışında koku ona daha iğrenç geliyor, burnu kalkıp pencereyi kapatması için beynine işkence çektiriyordu.
Kuzey Kulesi'nin dibinde olduğu için koku ilk önce onun odasına hücum ediyordu. Zamanında bu odaya yerleşmek için Gar'hun'a az dil dökmemişti. Belki de, hatta belkisi yok bundan emindi, Andarun'un en güzel manzaralı odasına sahipti. Cesedin yarın bu saatlerde ormana atılacağını düşünerek kokuyu duymazdan gelmeye çalıştı. Buna bir gün daha tahammül etmesi gerekiyordu. Daha fazla dayanamadı. Uykusunu kaçıran korkunç kokuya söylenerek yatağından kalktı. Ölülerin bu kadar kötü kokması şart mıydı?
Yatağından kalkar kalkmaz yaptığı ilk iş pencereleri kapatmak olmuştu. Pencereler kapanınca korkunç koku hızla azalmıştı. Kanatları hala sırtında, kapattığı pencereden dışarıyı izliyordu. İki gün önce burada günlüğünü yazarken aklından geçenleri düşündü.
Yatarken birbirine dolanan saçlarını elleriyle düzeltip dışarıya bakmaya devam etti. Şimdiden bir kaç Seferdar uçuş antrenmanlarına başlamış, "V" düzeninde kalenin tepesinde turlamaktaydılar. Kulelerdeki nöbetçilerin sesleri duyulmasa da dudaklarını okuyunca kokudan şikayet ettikleri hemen anlaşılıyordu.
Ama Eran'ın dikkatini çeken şey Seferdarlar ya da Nöbetçiler değildi. Dışarıda bir tane bile Gama yoktu. Normalde bu saatlerde uçuş antrenmanı yapıyor olurlardı. Sadece bugün değil, geçen iki günden beri Eran, hiç bir Gama'nın dışarıya çıktığını görmemişti. Üstelik geçen gün de talim alanında ve yemekhanede Gamaları görememek onu iyice şüphelendirmişti. Gamaların bu davranışı fırtına öncesi sessizliği andırıyordu. Kesin haince bir planları var diye içinden geçirdi. Sonra pencere kenarından ayrılıp giyinmek için eşyalarının yanına ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDARUN *Düzenlenecek*
FantasiaWattys 2018 "Dünya Kuranlar" kazananı! Bir evren hayal edin: İçerisinde düzinelerce galaksinin bulunduğu, rengârenk yıldızların sonsuz karanlıkta parladığı, gezegenlerin yörüngelerinde uyum içerisinde dolaştığı Poleane adlı evreni düşünün... Çekin...