Y.Ö. 123 Hiddum - Andarun Kalesi
Söylediği kelimelerin bir isim olduğundan bihaber şaşkın şaşkın bakan Amenia'nın karşısında geniş alnını çizgilerle donatacak hayret dolu ifadeyle gözlerini pörtletiyordu Eran. Az evvel de düşündüğü gibi hangi taşı kaldırsa Bakhu'yla karşılaşmak gözlerini makton zehri kadar keskin yeşile bürümüştü. Dakikalar önce casuslukla suçladığı Amenia, pembenin nahoş rengindeki dudaklarından dökülen kelimelerle masumiyetini bir başka delille tasdiklemişti. Zihnindeki çalkantı dinmiş, şimdi her şeyi daha berrak görüyordu Eran. Şüpheleri de bu manzarayla şeffaflaşmıştı.
"Ne odası?" Amenia ise Eran'ın ne dediğini anlamaya çalışmış, zihnini zorlasa da hiçbir mana bulamayınca pes edip soru sormaya karar vermişti.
Bu soruya nasıl bir cevap vermeliydi Eran? Daha doğrusu bir cevap vermeli miydi? Üstelik vereceği cevap kızın beyaz tenini daha da soldurabilirdi. Nihayetinde, o odada daha önce biri ölmüş ya da öldürülmüştü.
"Kaldığın odada eskiden bir Seferdar yaşıyordu Amenia," dedikten sonra kızın gözlerindeki pembe soru işareti kalmıştı. Yerini daha büyüklerine vermek için olduğunu o an anlamamıştı Eran.
"Yani bu parşömenle gönderilen gizli mesaj, onun için miydi?"
Eran'ın gözlerini kırpması sorusunu onaylanmıştı. "Büyük olasılıkla mesajı gönderen kişi Bakhu'nun hala o odada olduğunu düşündü."
Elindeki küçük kâğıt parçasına baktı Amenia. Tuhaf sembollerle dolmuş eski bir parşömen. Kafasını kaldırınca Eran ile göz göze geldi.
"Ama," aklındaki kapana yakalanmış bir soru daha; "durduk yere kimse şifreli mesaj almaz, öyle değil mi? Ben bu parşömeni bulduğumda onu taşıyan çamurçapkını neredeyse ölecekti. Bahsettiğin kişi yani Bakhu bu mesajı beklemiyor muydu? Ya da bunu gönderen kişi Bakhu'nun artık o odada olmadığını bilmiyor!"
Bir cevap bekleyen bu bakışlar, ne demeliydi Eran?
"Bakhu, öldü."
Amenia'nın ani duraklaması bu yanıtı beklemediği ele vermişti. Aklında olmayan bir ihtimaldi bu, daha önce ölümle tanışmamış çoğu kişi gibi ürperti hissi hücrelerini sıvazlamıştı.
"Öldü mü? Ama nasıl?" Alacağı cevabın ne kadar korkutucu olabileceğini düşündü. Olası ölüm ihtimallerini zihni peş peşe sıralamaya başlamıştı. Belki de çok yaşlıydı Bakhu, ya da zaten hastaydı. Kim bilir bugün şahit olduğu gibi bir talim sırasında bile ölmüş olabilirdi. Ama intihar veya cinayet aklının ucundan bile geçmeyen iki seçenekti.
"Nasıl öldüğünün bir önemi yok Amenia," diyerek kızın düşüncelerine müdahale etti Eran. Kaldığın odada ölü bulundu demeye dili varmadı. Prenssoyluk eğitiminde kazandığı bir başka yeteneği konuşturup Amenia'ya çaktırmadan konuyu değiştirecekti. "Bu şifreli mesajın sende olduğunu bilen başkaları da var mı?" Kaşlarını çatmış ustalıkla konuyu istediği yere getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDARUN *Düzenlenecek*
FantasíaWattys 2018 "Dünya Kuranlar" kazananı! Bir evren hayal edin: İçerisinde düzinelerce galaksinin bulunduğu, rengârenk yıldızların sonsuz karanlıkta parladığı, gezegenlerin yörüngelerinde uyum içerisinde dolaştığı Poleane adlı evreni düşünün... Çekin...