~11. Bölüm: Ve Şüphelimiz Sonunda Açık Verir.~

2.4K 125 69
                                    


Multimedya ->
Shooting Star~ Hanbyul

~11. BÖLÜM: VE ŞÜPHELİMİZ SONUNDA AÇIK VERİR.~

"Geçmişin geleceği yok ettiği noktadayız. Bitik, çaresiz, pes etmiş..."
-Vıldar

Ne demek istediğimi anlamadı, ya da bana öyle göstermeye çalıştı. Olmayan beyninden neler geçiyordu anlamak mümkün değildi belki ama tahmin edilebilirdi.

"Anlamadım?" diye sordu. Bu iş böyle uzayacak mıydı ya?

"Ne yaptığını gayet iyi biliyorum diyorum, neresini anlamıyorsun?" Diye ifadesiz sesimle konuştum.

Yutkundu, arkasına yaslandı ve ellerini masanın üstünde birleştirdi. Bu hareketiyle giydiği gömlek ona dar olmuştu. Garsonlar oradan oraya koşuştururken Serkan'ın konuşmasıyla bakışlarım yeniden ona yönelmişti.

"O zaman doğru soru: 'Ne yapmışım ben?' olacaktı." Diye yavaş yavaş ifadesiz bir ses tonuna geçiş yaptı.

Tek kaşım havalandı. Üstündeki deri cekete kısa bir bakış attım. Güzeldi ama tarzım değildi. Ardından bende aynı onun gibi yaptım.

Yutkundum, arkama yaslandım ve ellerimi masada birleştirdim.

"Zorlaştırmayalım istersen, bence ne yaptığını benden iyi biliyorsun." Anladı mı anlamadı mı bilmiyordum. Zira çok iyi saklıyordu, yüzündeki tepkileri...

"Ne yaptığımı hatırlatsan, zaten senden iyi bileceğim de anlamıyorum ne dediğini." Sanırım ona blöf yapıp yapmadığımı anlamaya çalışıyordu, ya da gerçekten anlamamıştı.

Pekala...

"Ela desem açıklayıcı olur mu yeterince?" Diyerek sert sesimi biraz daha sertleştirdim. Yapacağımdan emin olmamakla beraber, bir an önce bitirmek için de harekete geçmiştim.

Hafif bir göz büyüme gördüm yüzünde, ama çabuk toparladı. Tabii ben görmüştüm, göreceğimi...

Ah, artık dilimden anlamaya başlamıştı.

Güzel...

"Ne yapmışım ben Ela'ya?" Pes etmeye niyeti yok gibiydi. Başarısızlık yakın görünüyordu. Sakin...

"İstersen polisi arayayım, orda anlatırım, beraber dinleriz artık." Sırıttım. Ama bu sırıtma, keyif sırıtması değildi. Bu sırıtma her an patalayabilecek birinin dişlerini sıkarak yaptığı zoraki sırıtmalardandı.

Ve benim patlamam çok yakındaydı.

"Ela mı söyledi?" Diyerek ellerini yumruk yaptı Serkan. O kızı o kadar korkuttuktan sonra hala bana söyleyebileceğine inanmış mıydı cidden?

"Hayır." Ne olursa olsun Ela bu işi araştırdığımı bilmemeliydi. Ve de Serkan Ela'yı bu araştırma işinin gerisinde tutmalıydı. "Kendim öğrendim, Ela söylemedi."

Kahverengi gözlerinde aniden şeytani bir pırıltı belirdi. Bu pırıltı öyle kurnazdı ki bir kara deliğin cazibesini taşıyordu.

"Allah allah(!) Nasıl öğrendin? Neyi öğrendin? Yoksa gerçekten bir şey öğrendin mi?" Diye sordu sahte şaşkınlıkla. Bir şey bilip bilmediğimi öğrenmek için kurduğu cümleler, fazla sahnelik kokuyordu.

Ama asıl mesele; demek ki gerçekten öğrenmem gereken bir şey vardı...

Sırıttım.

"Seni bu kadar tedirgin etmişse, elbet biliyorumdur bir şeyler," diyerek sırıtmama rağmen ifadesiz bir sesle konuştum.

UMUDUN MELODİSİ (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin