~12. Bölüm: Sona Doğru Adım Adım...~

2.4K 115 86
                                    

~12. BÖLÜM: SONA DOĞRU ADIM ADIM.~

"Daralıyorum, nefes almayacak raddeye geliyorum; ama tek kelime edemiyorum. Sessizliği dinliyorum, manzarayı seyredalıyorum. Yine de susuyorum. Çünkü biliyorum; güçlüyüm, ya da öyle gözükmeye çalışıyorum."
-Vıldar

Bazı anlar vardır; hiç bitmesin istersin. Zamanın o kadar yavaş geçmesini istersin ki, tüm ayrıntısıyla bu anı hafızana kazımak, en ufak bir detayı bile kaçırmak istemezsin.

Ama bazı anlar vardır; bitirmek için can atarsın. Bir an önce bitsin, şu durumdan kurtulayım istersin ve zaman sanki senin inadına daha yavaş akıyormuş gibi gelir. Sıkıntı basar, bıkar, saniyeleri sayarsın.

Pars'a hala bakmaya devam ederken duymuş mu diye de şüpheye düşmüştüm ve yüz ifadesi; ifadesizdi. Hiçbir şey anlayamıyordum.

Duymuş muydu? Burda ne işi vardı? Neden çarpışınca bir şaşkınlık belirmemişti yüzünde? Benim burda olduğumu biliyor muydu? Kafamda deli sorular...

Çarpmanın etkisiyle kolunda olan elimi fark ettiğim gibi elektrik çarpmış gibi aniden çektim.

"Senin ne işin var burda?" Diyerek girişi yaptım. Tedirgindim ama belli etmek bana göre değildi ki bir şey anlamamışsa bile şüphelenmesini sağlardı.

Tek kaşını kaldırdı ama kesinlikle konuşmadı. Bu hareket zaten gergin olan bedenimi daha da gererken anlamsız bir sıkıntıyla doldum.

"Sana diyorum? Beni mi takip ediyorsun sen?"

"Duydum."

Hiçbir duygu ve vurgu barındırmayan sesi kulaklarımda çınladı. Açtığım ses kaydını duymuştu, dinlemişti. Tam olarak ne duyduğunu bilmediğimden tedirginliğimi köşeye ittim. Zira şu an hiç sırası değildi.

"Seni ilgilendiren bir konu değil," dedim sesimdeki duyguların idam kararını vererek.

Siyah bir kazak, siyah pantolon ve birde siyah deri ceket vardı üzerinde. Saçları fazla olmasa da dağınık, ayaklarında ise postallar vardı. Bu görüntüsü ve dimdik duruşu tuhaf hissettirmişti.

"Beni ilgilendiren bir konu olup olmadığına ben karar veririm, sen değil. Anlat şunu baştan." Diye aynı ifadesizlikle konuştu.

Emir kipi? Hemde bana? Kaşlarım çatılırken yumruğunu sıktım.

Dur bakalım...

"Bir; benimle konuşurken hiçbir zaman bana karşı emir kiplerini kullanma. İki; bu konunun senle ilgili olmadığına da ben karar veririm ve sen buna da karışamazsın. Ve üç; sana anlatmam gereken bir şey yok, duyduklarını unut." Sesim cesur duruşum dimdikti. Kimse bana karşı emir kipi kullanamazdı.

Bir adım yaklaştı.

"Bir;" elini kaldırıp işaret parmağı dışındaki parmaklarını bükerek bir işareti yaptı. "...istediğim zaman, istediğim kişiye emir kipi kullanırım. İki; bu konunun benimle ilgili olup olmadığına ben karışırım. Ve üç; bana anlatman gereken çok şey var. Ha anlatmam diye diretiyorsan,"

Bir adım daha...

"O zaman bu konuyu Serkan'la konuşacağımdan emin olabilirsin." Diyerek zafer kazanmışçasına sırıttı.

UMUDUN MELODİSİ (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin