~8. BÖLÜM: KARMAŞIK GİZEM.~
"Kalplere prangalar vurulurken yavaşça,
Gözler, birbirine tutunur muhtaçlıkla..."
-VıldarArkamı dönmemle Serkan'la karşılaşmam bir oldu.
Bu iş çok uzamıştı! Hemen harekete geçtim.
"Hayır, ama karşılaşmamız iyi oldu. Ben de seni bir daha göremeyeceğim diye korkmuştum." Külliyen yalan kokan cümlelerimden sonra kendimden tiksinmemek için zor tuttum benliğimi.
"Evet, bende de vardı öyle bir korku." Diyerek sırıttı Serkan.
"Ama seni bulduğuma göre, artık korkum geçti."
"Benimde... I... İsmin neydi senin?"
Derin bir nefes alıp, yavaşça verdim.
"Aleda."İsmimi söylerken buz gibi çıkmıştı sesim. O da bu durumdan şüphelenmiş olacak ki kaşlarını çattı.
Fire vermemek için sesimi zorla da olsa yumuşattım.
"İsmimi pek sevmem de."Anladığını belirtircesine kafasını aşağı yukarı salladı. Sonra aniden bir kaç adımda dibimde bitince gözlerim ifadesizlik perdesi altına korkusuzca girdi.
"Yalnız," onun eli saçımın bir tutamını parmağına doladı, ben kusmamak için kendimi zor tuttum. "Bende senin numaran yok canım, onu halledelim."
Bingo! Tam istediğim teklif. Aklımdaki planlar tıkırında işlerken hafifçe sırıttım.
"Tabii." O telefonu eline aldığında hızlıca elinden kaptım ve kendi numaramı yazıp çaldırdım.
Telefonu yeniden eline verdiğimde bana şaşkın şaşkın baktığını gördüm.
Sonrasında da gülüp telefonu almıştı zaten.
Serkan'ın yanından ayrıldığımda derin bir nefes aldım. Buna ihtiyacım vardı.
Araştırmam yalnızca Serkan'la bitmiyordu ne yazık ki... Daha sonra da garip kız vardı. Ama şu an çok yorgundum. Zil de çalmıştı zaten. Bende artık derste uyurdum.
Derste uyumanın ardından zil sesiyle aniden yerimden sıçramıştım. Esnedikten sonra kafamı soluma çevirdiğimde Pars'ın ifadesiz, çelik mavileriyle karşılaşmıştım.
Bir süre aramızda anlamsız diye nitelendirdiğim bir bakışma geçmiş, sonrasında da ikimiz de kafalarımızı çevirmiştik.
Çantamı alarak sınıftan çıktığımda gözlerim bir yandan garip kızı arıyor, öteki yandan telefonuma bakmaya çalışıyordum.
Serkan'ın numarasını hızlıca telefonuma kaydedip okuldan ayrıldım.
Eve geldiğimde üzerimi bile değiştiremeden uyuyakalmıştım.
Beş saatlik bir uykunun ardından nihayet kalkıp bir şeyler atıştırmayı akıl edebilmiştim. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştikten sonra mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım.
Bilgisayarımın başına geçtiğimde saat sabaha karşı beşti. Arama kısmına 'belki burdan bir şey çıkabilir' ihtimaliyle Serkan yazmıştım ki duraksadım.
Elimi alnıma vurup offladım. Ben soyadı kısmını unuttum ya!
Ağız dolusu bir kahretsin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUN MELODİSİ (ARA VERİLDİ)
Ficção AdolescenteBazı insanlar doğuştan şanssız doğmuşlardır. Hayat daha dünyaya geldikleri ilk anda onlara tokadını atmış ve izlerin oluşmasına izin bile vermeden yenilerini durmadan mutlu oldukları anda atmaya devam etmiştir. İşte bu şanssızlardan biriydi Aleda. R...